- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Bayburtlu İrşâdî Baba</label>
İrşâdî Baba, Buhâra ve Horasan erenlerinden Seyyid Emîr Külâl Hazretlerinin soyundandır. Ailesi, Buhâradan gelip önce Konyaya; oradan sonra da sırasıyla Erzincâna ve nihayetinde Bayburtun Sıptoros (Oruçbeyli) köyüne yerleşir...Fakîr bir ailenin çocuğu olan İrşâdî 1806 yılında doğar. (Vefat tarihi 1877dir.) Her Müslümân çocuğu gibi o da, çocukluğunu kışın medreselerde Kuran-ı kerim okumakla, yazın ise ailesine çiftçilik işlerinde yardımla geçirir... DİVANI KAYBOLUR...
Güzel ahlâklı ve çalışkan olan İrşâdî, kısa zamanda hocaların takdirini kazanır. Molla olabilmek için Sünür ve Bayburt-Yakutiye medreselerinde tahsilini tamâmlayarak icâzet alır.
İrşâdî Baba bir yandan tasavvufî derinliğe erişmek için çalışırken, bir yandan da Ahmediyye ve Mevlid gibi eserler meydâna getirir. İrşâdî Babanın başlayıp da bitiremediği bir kitabı torunu Ağlar Baba tarafından tamâmlanır. El yazması Dîvânını ise seferberlikte kaybeder.
Bazı ediplerimiz İrşâdî Babayı literatürde incelerken ona halk şâiri demişlerdir. Gerçekte İrşâdî Baba bir halk şâiri değil büyük bir mutasavvıf ve Hak âşığıdır...
Şöyle bir hatıra anlatılır:
KENDİNİ GİZLEDİN!..
Zamanın büyük alîmlerinden Balahor (Aksar) köyünden Hacı Oslu, İrşâdî Babanın sigarasının germişo ağacından kesilen çubuğa takıp içmesine çok içerliyormuş. İrşâdî Babanın ölümünden sonra kıymetini anlamış ve takdir etmiştir. Şöyle ki:
İrşâdî Baba mânevî âlemde, Hacı Hoca Osluya o gün âhirete göçeceğini ve cenâzesinin onun tarafından yıkanıp kaldırılmasını ister. Aynı gün İrşâdî Baba hastalanır. Yakınlarına günün tamâm olduğunu söyler. Cenâzesinin Hacı Hoca Oslu çağrılarak yıkanmasını ister. Ölümünü müteâkip iki kişi Sıptoros köyünden kalkıp, Hacı Oslunun köyüne vardıklarında bakarlar ki Hacı Oslu da hazırlanmış köye gelmek üzere...
Durumu Hocaya arz ederler. Hoca efendi; Zaten İrşâdî bu vazîfeyi bize verdi. Ben de îfâ-yı vazîfe için biraz sonra gelecektim der. Nihâyet Hacı Oslu gelir. Cenâzeyi yıkarken çok ilginç bir olayla karşılaşır. İrşâdîyi sağa çevirmek ister, o, sola çevrilir. Oslu Hoca da Hey koca İrşâdî! Bir çubuğun arkasına gizlendin de seni kimse tanıyamadı diyerek İrşâdî Babanın büyüklüğünü itirâf eder...
İrşâdî Baba, Buhâra ve Horasan erenlerinden Seyyid Emîr Külâl Hazretlerinin soyundandır. Ailesi, Buhâradan gelip önce Konyaya; oradan sonra da sırasıyla Erzincâna ve nihayetinde Bayburtun Sıptoros (Oruçbeyli) köyüne yerleşir...Fakîr bir ailenin çocuğu olan İrşâdî 1806 yılında doğar. (Vefat tarihi 1877dir.) Her Müslümân çocuğu gibi o da, çocukluğunu kışın medreselerde Kuran-ı kerim okumakla, yazın ise ailesine çiftçilik işlerinde yardımla geçirir... DİVANI KAYBOLUR...
Güzel ahlâklı ve çalışkan olan İrşâdî, kısa zamanda hocaların takdirini kazanır. Molla olabilmek için Sünür ve Bayburt-Yakutiye medreselerinde tahsilini tamâmlayarak icâzet alır.
İrşâdî Baba bir yandan tasavvufî derinliğe erişmek için çalışırken, bir yandan da Ahmediyye ve Mevlid gibi eserler meydâna getirir. İrşâdî Babanın başlayıp da bitiremediği bir kitabı torunu Ağlar Baba tarafından tamâmlanır. El yazması Dîvânını ise seferberlikte kaybeder.
Bazı ediplerimiz İrşâdî Babayı literatürde incelerken ona halk şâiri demişlerdir. Gerçekte İrşâdî Baba bir halk şâiri değil büyük bir mutasavvıf ve Hak âşığıdır...
Şöyle bir hatıra anlatılır:
KENDİNİ GİZLEDİN!..
Zamanın büyük alîmlerinden Balahor (Aksar) köyünden Hacı Oslu, İrşâdî Babanın sigarasının germişo ağacından kesilen çubuğa takıp içmesine çok içerliyormuş. İrşâdî Babanın ölümünden sonra kıymetini anlamış ve takdir etmiştir. Şöyle ki:
İrşâdî Baba mânevî âlemde, Hacı Hoca Osluya o gün âhirete göçeceğini ve cenâzesinin onun tarafından yıkanıp kaldırılmasını ister. Aynı gün İrşâdî Baba hastalanır. Yakınlarına günün tamâm olduğunu söyler. Cenâzesinin Hacı Hoca Oslu çağrılarak yıkanmasını ister. Ölümünü müteâkip iki kişi Sıptoros köyünden kalkıp, Hacı Oslunun köyüne vardıklarında bakarlar ki Hacı Oslu da hazırlanmış köye gelmek üzere...
Durumu Hocaya arz ederler. Hoca efendi; Zaten İrşâdî bu vazîfeyi bize verdi. Ben de îfâ-yı vazîfe için biraz sonra gelecektim der. Nihâyet Hacı Oslu gelir. Cenâzeyi yıkarken çok ilginç bir olayla karşılaşır. İrşâdîyi sağa çevirmek ister, o, sola çevrilir. Oslu Hoca da Hey koca İrşâdî! Bir çubuğun arkasına gizlendin de seni kimse tanıyamadı diyerek İrşâdî Babanın büyüklüğünü itirâf eder...