- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Please note, if you want to make a deal with this user, that it is blocked.
Senin azîz kıldığın horluk görmez
</label>
Ahmed Feyzî Efendi, son devir Osmanlı din âlimlerindendir. 1839 (H.1255) senesinde Çorumda doğdu. Asîl ve âlim bir âileye mensûb olan Ahmed Feyzî Efendi, memleketindeki çeşitli âlimlerden okuyarak tahsîlini tamamladı. İskilipli Arapzâde Mehmed Emin Efendiden icâzet aldı...
ÇORUMUN İLK KÜTÜPHANESİ
Ahmed Feyzî Efendi, Çorumda müderris olarak vazîfe yapıp, çok talebe yetiştirdi. 1851-1884 seneleri arasında aralıklarla müftülük yaptı. Dedesinden ve babasından kalan kitaplarla kendi kitaplarını birleştirerek 6112 ciltlik kitap koleksiyonu ile Çorumun ilk müstakil kütüphânesini kurdu. Pek kıymetli eserler de yazan Ahmed Feyzî Efendi, 1909 (H.1327) senesinde Çorumda vefât etti. Vefat etmeden kısa bir zaman önce yanındakilere şunları söyledi:
Allahü teâlanın kullarına verdiği ilk ve en büyük nîmeti, onların kalplerini îmâna açması ve kalblerine îmânı yerleştirmesidir. Bu nîmetten sonra, Allahü teâlâyı bilmek en büyük nîmettir. Allahü teâlâyı bilmek dînen vâcibdir. Allahü teâlâyı bildikten sonra, Onun kazâsına, kaderine, hayrına, şerrine, azına, çoğuna, acısına, tatlısına, mahbûbuna sevgili gelene ve mekrûhuna kötü gelene rızâ gösterip, hepsinin Allahü teâlâdan olduğuna inanmak ve teslîm olmak büyük nîmettir. Allahü teâlâ
Kurân-ı kerîmde meâlen; (Allah, kime hidayet etmeyi dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne genişlik verir. Her kimi de sapıklıkta bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, îmân teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi olur. Allah, îmân etmeyenler üzerine, böyle âzâb bırakır.) [Enâm sûresi: 125]
BİZDEN ANCAK HATÂ SÂDIR OLUR
Yâ Rabbî! Bize kereminle nazar kıl. Biz kullarından ancak hatâ sâdır olur. Yâ İlâhî! Senin rızkınla beslendik. Senin ihsân ve lütuflarına alıştık. Yâ Rabbî! Bizi bu dünyâda azîz kıldın. Öbür dünyâda da azîz kılmanı senden umarız. Azîz eden de sensin, zelîl eden de sensin. Senin azîz kıldığın kimse horluk görmez. Yâ İlâhî! İzzetin hakkı için beni zelîl etme ve günahlarımdan dolayı beni utandırma. Başıma benim gibisini musallat etme. Ukûbet çekeceksem, senin elinle olsun. Dünyâda en kötü şey, bir insanın kendisi gibi birisinden cefâ çekmesidir.
</label>
Ahmed Feyzî Efendi, son devir Osmanlı din âlimlerindendir. 1839 (H.1255) senesinde Çorumda doğdu. Asîl ve âlim bir âileye mensûb olan Ahmed Feyzî Efendi, memleketindeki çeşitli âlimlerden okuyarak tahsîlini tamamladı. İskilipli Arapzâde Mehmed Emin Efendiden icâzet aldı...
ÇORUMUN İLK KÜTÜPHANESİ
Ahmed Feyzî Efendi, Çorumda müderris olarak vazîfe yapıp, çok talebe yetiştirdi. 1851-1884 seneleri arasında aralıklarla müftülük yaptı. Dedesinden ve babasından kalan kitaplarla kendi kitaplarını birleştirerek 6112 ciltlik kitap koleksiyonu ile Çorumun ilk müstakil kütüphânesini kurdu. Pek kıymetli eserler de yazan Ahmed Feyzî Efendi, 1909 (H.1327) senesinde Çorumda vefât etti. Vefat etmeden kısa bir zaman önce yanındakilere şunları söyledi:
Allahü teâlanın kullarına verdiği ilk ve en büyük nîmeti, onların kalplerini îmâna açması ve kalblerine îmânı yerleştirmesidir. Bu nîmetten sonra, Allahü teâlâyı bilmek en büyük nîmettir. Allahü teâlâyı bilmek dînen vâcibdir. Allahü teâlâyı bildikten sonra, Onun kazâsına, kaderine, hayrına, şerrine, azına, çoğuna, acısına, tatlısına, mahbûbuna sevgili gelene ve mekrûhuna kötü gelene rızâ gösterip, hepsinin Allahü teâlâdan olduğuna inanmak ve teslîm olmak büyük nîmettir. Allahü teâlâ
Kurân-ı kerîmde meâlen; (Allah, kime hidayet etmeyi dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne genişlik verir. Her kimi de sapıklıkta bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, îmân teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi olur. Allah, îmân etmeyenler üzerine, böyle âzâb bırakır.) [Enâm sûresi: 125]
BİZDEN ANCAK HATÂ SÂDIR OLUR
Yâ Rabbî! Bize kereminle nazar kıl. Biz kullarından ancak hatâ sâdır olur. Yâ İlâhî! Senin rızkınla beslendik. Senin ihsân ve lütuflarına alıştık. Yâ Rabbî! Bizi bu dünyâda azîz kıldın. Öbür dünyâda da azîz kılmanı senden umarız. Azîz eden de sensin, zelîl eden de sensin. Senin azîz kıldığın kimse horluk görmez. Yâ İlâhî! İzzetin hakkı için beni zelîl etme ve günahlarımdan dolayı beni utandırma. Başıma benim gibisini musallat etme. Ukûbet çekeceksem, senin elinle olsun. Dünyâda en kötü şey, bir insanın kendisi gibi birisinden cefâ çekmesidir.