- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Please note, if you want to make a deal with this user, that it is blocked.
Farzları yapmak...
Ahmed Kâdirî hazretleri, 1514 (H.920) senesinde Şamda doğdu. 1596 (H.1005) senesinde vefât etti. İlk tahsîlini velî bir zât olan babasının yanında yaptı. Ahlâkı ve huyu çok güzeldi. Açık kerâmetleri görüldü. Herkesten hürmet ve saygı görürdü.
YERİNİZDEN AYRILMAYIN
Emîr Seyfeddîn Kılıç Medresesine yerleşen bu mübarek zat, medreseyi tâmir ettirdi. Bahçesine bir sebil yaptırdı. Sebilin kitâbesinde; Bu sebil Ahmedindir. Hiçbir şey Allahü teâlâya gizli değildir. Âfiyetle bu sudan iç, şifâ olsun yazılıdır...
Ahmed Kâdirî hazretleri, bir gün Şam Valisi Hüsrev Paşayı ziyârete gitti ve; Bugün başınıza bir şey gelmesinden korkarım. Yerinizden katiyyen ayrılmayınız! buyurdu. Hüsrev Paşa buna ehemmiyet vermeyip, o gün dışarı çıktı. Atına binip bir tarafa yöneldi. Çok hızlı giden atı, bir anda tökezledi. Üzerindeki Hüsrev Paşa, bir kaya üzerine düşüp, bir tarafı kırıldı. Baygın bir durumda evine getirdiler. Uzun zaman tedâvî gördü ve iyileşti. Bir daha âlimlerin sözlerinden ve îkazlarından çıkmamaya dikkat etti...
Ahmed Kâdirî, kaybolan bir şeyin bulunması için, şu duâyı okurdu:
Allahümme yâ mutî min gayri talebin ve yâ Râzıkan min gayri sebebin redde aleyye mâ zehebe.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde hep büyük zatlardan nakiller yaparak anlatırdı. Buyurdu ki:
İlim isteyen ilk önce nefsini kötü ahlâk ve huylardan temizlemelidir. Çünkü ilim öğrenmek, kalbi îmar etmekle olur. Âzâların vazîfesi olan namaz, nasıl necâsetten temizlenmeden olmuyorsa, kalbin ilim ile tâmiri de, ancak kalbi her türlü kötü sıfat ve vasıflardan, fena huylardan temizledikten sonra olur... Dünyâ meşgûliyetlerinden alâkayı kesmelidir. Zîrâ dünyâ meşgalesi insanı ilimden alıkoyar. İnsan bir anda iki şeyle meşgûl olamaz...
ÂFİYET BÜYÜK NÎMETTİR
Ahmed Kâdirî hazretleri vefat etmeden kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Âfiyet büyük bir nîmettir. Emeli, arzu ve istekleri kısa yapmak lâzımdır. Makam, mevki kapmak için yarış etmek gibi hırs yoktur. İnsanın, hevâ ve arzularına uyması, kendisine büyük bir zulümdür. Farzları yapmak gibi tâat yoktur. Günahı küçük görmek gibi musîbet yoktur.
Ahmed Kâdirî hazretleri, 1514 (H.920) senesinde Şamda doğdu. 1596 (H.1005) senesinde vefât etti. İlk tahsîlini velî bir zât olan babasının yanında yaptı. Ahlâkı ve huyu çok güzeldi. Açık kerâmetleri görüldü. Herkesten hürmet ve saygı görürdü.
YERİNİZDEN AYRILMAYIN
Emîr Seyfeddîn Kılıç Medresesine yerleşen bu mübarek zat, medreseyi tâmir ettirdi. Bahçesine bir sebil yaptırdı. Sebilin kitâbesinde; Bu sebil Ahmedindir. Hiçbir şey Allahü teâlâya gizli değildir. Âfiyetle bu sudan iç, şifâ olsun yazılıdır...
Ahmed Kâdirî hazretleri, bir gün Şam Valisi Hüsrev Paşayı ziyârete gitti ve; Bugün başınıza bir şey gelmesinden korkarım. Yerinizden katiyyen ayrılmayınız! buyurdu. Hüsrev Paşa buna ehemmiyet vermeyip, o gün dışarı çıktı. Atına binip bir tarafa yöneldi. Çok hızlı giden atı, bir anda tökezledi. Üzerindeki Hüsrev Paşa, bir kaya üzerine düşüp, bir tarafı kırıldı. Baygın bir durumda evine getirdiler. Uzun zaman tedâvî gördü ve iyileşti. Bir daha âlimlerin sözlerinden ve îkazlarından çıkmamaya dikkat etti...
Ahmed Kâdirî, kaybolan bir şeyin bulunması için, şu duâyı okurdu:
Allahümme yâ mutî min gayri talebin ve yâ Râzıkan min gayri sebebin redde aleyye mâ zehebe.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde hep büyük zatlardan nakiller yaparak anlatırdı. Buyurdu ki:
İlim isteyen ilk önce nefsini kötü ahlâk ve huylardan temizlemelidir. Çünkü ilim öğrenmek, kalbi îmar etmekle olur. Âzâların vazîfesi olan namaz, nasıl necâsetten temizlenmeden olmuyorsa, kalbin ilim ile tâmiri de, ancak kalbi her türlü kötü sıfat ve vasıflardan, fena huylardan temizledikten sonra olur... Dünyâ meşgûliyetlerinden alâkayı kesmelidir. Zîrâ dünyâ meşgalesi insanı ilimden alıkoyar. İnsan bir anda iki şeyle meşgûl olamaz...
ÂFİYET BÜYÜK NÎMETTİR
Ahmed Kâdirî hazretleri vefat etmeden kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Âfiyet büyük bir nîmettir. Emeli, arzu ve istekleri kısa yapmak lâzımdır. Makam, mevki kapmak için yarış etmek gibi hırs yoktur. İnsanın, hevâ ve arzularına uyması, kendisine büyük bir zulümdür. Farzları yapmak gibi tâat yoktur. Günahı küçük görmek gibi musîbet yoktur.