- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Cö*mert*ler cö*mer*di Dalec bin Ah*med</label>
Dalec bin Ahmed hazretleri; Mekkede, Bağdâdda ve Sicistânda hadîs âlimlerine tahsis ettiği vakıfları olan çok zengin bir zat idi. Kendisi Mekkede bir ev satın alıp, bir müddet oturdu. Daha sonra Bağdâda yerleşti...Ebû Bekr bin Ali bin Abdullah, bir zâtın şöyle anlattığını nakletmiştir: ŞU ZATA BORCUM VAR...
Bir cuma günü mescide gitmiştim. Önümdeki safta vakarlı, huşû sahibi bir zât gördüm. Cuma namazının başlamasına kadar devamlı nafile namaz kıldı. Sonra cuma namazı kılmaya kalktık. O gördüğüm zât, tedirgin bir hâlde elbisesine bürünerek, hep kendini birinden gizliyordu. Namazdan sonra sebebini sordum. Benim şu arkamda duran zâta borcum var. Bu sebeple mahcubiyetimden böyle yapıyorum dedi. Meğer alacaklı olan zât, Dalec bin Ahmed imiş. Bu sözleri Dalec bin Ahmedin o safta bulunan bir arkadaşı işiterek, durumu ona anlattı. O da, bu zâtı evine getirmesini söyledi. Evine gittiklerinde yemek ikrâm edip; borçlu zâta; Senin borcun unutuldu diyerek alacağını bağışladı. Ayrıca beş bin dirhem de hediye verdi ve Borçlu olduğundan dolayı üzülüp sıkıntıya düştüğün için de hakkını helâl et dedi...
İbn-i Ebî Mûsâ adlı bir zata, bir yetime âit on bin dirhem, büyüyünce teslim edilmek üzere verilmiş ve kendisi vasî tayin edilmişti. Bir ara sıkıntıya düşüp, bu paraları harcamıştı. Yetim büyüyüp yetişince, kadı (hâkim) paranın teslim edilmesini istedi. İbn-i Ebî Mûsâ durumu şöyle anlatmıştır:
Yetimin parası istendiği sırada ödeyecek param yoktu. Sıkıntıdan çâre aramaya başladım. Katırıma binip, Kerh şehrine doğru yola çıktım. Katırı serbest bıraktım, beni doğruca Dalec bin Ahmedin mescidine götürdü. Sabah namazını Dalec bin Ahmedin arkasında kıldım. Namazdan sonra bana Sende bir sıkıntılı hal görüyorum dedi. Ben de, durumumu anlattım...
ONU SANA HEDİYE ETTİM
Hizmetçisine, Şu kapıyı aç diyerek bir kapı gösterdi. Kapıyı açıp, bir odaya girdi. Odada mallar ve para kasaları vardı. Bana onbin dirhem verdi. Gidip borcumu ödedim...
Aradan üç sene geçti... Daha önce aldığım on bin dirhemi ödemek için Dalec bin Ahmede gittim. Borcumu ödemek için geldiğimi söyledim. Sübhanallah! Onu sana borç olarak vermedim, hediye ettim dedi.
Azrail aleyhisselam Cömertlerin canını rıfk ile alırım buyuruyor. Dalec bin Ahmed hazretleri de Bağdâdda son nefesini kolayca teslim etti.
Dalec bin Ahmed hazretleri; Mekkede, Bağdâdda ve Sicistânda hadîs âlimlerine tahsis ettiği vakıfları olan çok zengin bir zat idi. Kendisi Mekkede bir ev satın alıp, bir müddet oturdu. Daha sonra Bağdâda yerleşti...Ebû Bekr bin Ali bin Abdullah, bir zâtın şöyle anlattığını nakletmiştir: ŞU ZATA BORCUM VAR...
Bir cuma günü mescide gitmiştim. Önümdeki safta vakarlı, huşû sahibi bir zât gördüm. Cuma namazının başlamasına kadar devamlı nafile namaz kıldı. Sonra cuma namazı kılmaya kalktık. O gördüğüm zât, tedirgin bir hâlde elbisesine bürünerek, hep kendini birinden gizliyordu. Namazdan sonra sebebini sordum. Benim şu arkamda duran zâta borcum var. Bu sebeple mahcubiyetimden böyle yapıyorum dedi. Meğer alacaklı olan zât, Dalec bin Ahmed imiş. Bu sözleri Dalec bin Ahmedin o safta bulunan bir arkadaşı işiterek, durumu ona anlattı. O da, bu zâtı evine getirmesini söyledi. Evine gittiklerinde yemek ikrâm edip; borçlu zâta; Senin borcun unutuldu diyerek alacağını bağışladı. Ayrıca beş bin dirhem de hediye verdi ve Borçlu olduğundan dolayı üzülüp sıkıntıya düştüğün için de hakkını helâl et dedi...
İbn-i Ebî Mûsâ adlı bir zata, bir yetime âit on bin dirhem, büyüyünce teslim edilmek üzere verilmiş ve kendisi vasî tayin edilmişti. Bir ara sıkıntıya düşüp, bu paraları harcamıştı. Yetim büyüyüp yetişince, kadı (hâkim) paranın teslim edilmesini istedi. İbn-i Ebî Mûsâ durumu şöyle anlatmıştır:
Yetimin parası istendiği sırada ödeyecek param yoktu. Sıkıntıdan çâre aramaya başladım. Katırıma binip, Kerh şehrine doğru yola çıktım. Katırı serbest bıraktım, beni doğruca Dalec bin Ahmedin mescidine götürdü. Sabah namazını Dalec bin Ahmedin arkasında kıldım. Namazdan sonra bana Sende bir sıkıntılı hal görüyorum dedi. Ben de, durumumu anlattım...
ONU SANA HEDİYE ETTİM
Hizmetçisine, Şu kapıyı aç diyerek bir kapı gösterdi. Kapıyı açıp, bir odaya girdi. Odada mallar ve para kasaları vardı. Bana onbin dirhem verdi. Gidip borcumu ödedim...
Aradan üç sene geçti... Daha önce aldığım on bin dirhemi ödemek için Dalec bin Ahmede gittim. Borcumu ödemek için geldiğimi söyledim. Sübhanallah! Onu sana borç olarak vermedim, hediye ettim dedi.
Azrail aleyhisselam Cömertlerin canını rıfk ile alırım buyuruyor. Dalec bin Ahmed hazretleri de Bağdâdda son nefesini kolayca teslim etti.