- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Be*de*ni in*san, ba*şı *mer*keb o*lan â*lim!</label>
Hadîs ilminde imâm olan İbni Mende-i İsfehânî rahmetullahi aleyh (Esmâ-i Sahâbî) kitâbının müellîfidir. Dahâ pek çok eseri vardır. Bu mübarek zat, kendi yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatmıştır: BU NASIL OLUR?!.Şâmda bulunan hadîs âlimlerinden birinin yanına hadîs-i şerîf dinlemek için gitmiştim. Önünde bir perde vardı. Yüzü görünmüyordu. Oturdum. Perde arkasından hadîs-i şerîf okumaya başladı. Kendi kendime, acaba niçin önüne perde tutuyor? diye hayret ettim!..
Hadîs-i şerîf okumayı bitirdi. Benim İbni Mende olduğumu bilip, bana;
Ey Ebâ Abdüllah! Benim perde arkasında oturmamın sebebini biliyor musun? dedi. Ben de;
Hâyır bilmiyorum dedim.
Sen ilim ehlindensin ve hadîs ilmiyle meşgûl olanlardansın. Sana anlatayım... diyerek şöyle anlattı:
-Bir gün, hadîs ilminde imâm olan hocalarımdan birinin huzûrunda idim. Resûlullahın sallallahü aleyhi ve sellem (Başını imâmdan önce kaldıran kimse, başını Allahü teâlânın merkeb başına çevirmesinden korkmaz mı?) buyurduğu hadîs-i şerîfi okudu. Bu hadîs-i şerîfi çeşitli râvî silsilesinden rivâyet etti. Şahsımda bulunan şekâvetten olacak ki, kalbimde bu nasıl olur? diye bir şüphe uyandı...
BU SIRRIMI KİMSEYE SÖYLEME!
O gece uyudum. Sabâhleyin kalktığımda, başım merkeb başı şekline girmişti. Bu sebepten ilim meclislerinden mahrûm kaldım. İlim talebesi yanıma geldiğinde, onlarla böyle perde arkasından konuşurum. Senin ilimdeki ve dindeki dereceni bildiğim için bu sırrı sana söyledim. Yalnız ben hayâtta olduğum müddetçe bunu kimseye söyleme. Ben vefât etdikten sonra anlat ki, insanlar ibret alsınlar da, hadîs-i şerîf dinlerken edepli olsunlar ve kalblerine şüphe getirmesinler dedi.
Bunu kimseye anlatmayacağıma dâir Allahü teâlâya söz verdim, ahdettim. Sonra o zât perdeyi kaldırdı ve kendisini bana gösterdi. Bedeni insan bedeni, başı ise merkeb başı idi. Bu hâli o hayâtta iken kimseye söylemedim. Her şeyin doğrusunu en iyi bilen Allahü teâlâdır...
Hadîs ilminde imâm olan İbni Mende-i İsfehânî rahmetullahi aleyh (Esmâ-i Sahâbî) kitâbının müellîfidir. Dahâ pek çok eseri vardır. Bu mübarek zat, kendi yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatmıştır: BU NASIL OLUR?!.Şâmda bulunan hadîs âlimlerinden birinin yanına hadîs-i şerîf dinlemek için gitmiştim. Önünde bir perde vardı. Yüzü görünmüyordu. Oturdum. Perde arkasından hadîs-i şerîf okumaya başladı. Kendi kendime, acaba niçin önüne perde tutuyor? diye hayret ettim!..
Hadîs-i şerîf okumayı bitirdi. Benim İbni Mende olduğumu bilip, bana;
Ey Ebâ Abdüllah! Benim perde arkasında oturmamın sebebini biliyor musun? dedi. Ben de;
Hâyır bilmiyorum dedim.
Sen ilim ehlindensin ve hadîs ilmiyle meşgûl olanlardansın. Sana anlatayım... diyerek şöyle anlattı:
-Bir gün, hadîs ilminde imâm olan hocalarımdan birinin huzûrunda idim. Resûlullahın sallallahü aleyhi ve sellem (Başını imâmdan önce kaldıran kimse, başını Allahü teâlânın merkeb başına çevirmesinden korkmaz mı?) buyurduğu hadîs-i şerîfi okudu. Bu hadîs-i şerîfi çeşitli râvî silsilesinden rivâyet etti. Şahsımda bulunan şekâvetten olacak ki, kalbimde bu nasıl olur? diye bir şüphe uyandı...
BU SIRRIMI KİMSEYE SÖYLEME!
O gece uyudum. Sabâhleyin kalktığımda, başım merkeb başı şekline girmişti. Bu sebepten ilim meclislerinden mahrûm kaldım. İlim talebesi yanıma geldiğinde, onlarla böyle perde arkasından konuşurum. Senin ilimdeki ve dindeki dereceni bildiğim için bu sırrı sana söyledim. Yalnız ben hayâtta olduğum müddetçe bunu kimseye söyleme. Ben vefât etdikten sonra anlat ki, insanlar ibret alsınlar da, hadîs-i şerîf dinlerken edepli olsunlar ve kalblerine şüphe getirmesinler dedi.
Bunu kimseye anlatmayacağıma dâir Allahü teâlâya söz verdim, ahdettim. Sonra o zât perdeyi kaldırdı ve kendisini bana gösterdi. Bedeni insan bedeni, başı ise merkeb başı idi. Bu hâli o hayâtta iken kimseye söylemedim. Her şeyin doğrusunu en iyi bilen Allahü teâlâdır...