- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
>Elinizle kendinizi tehlikeye atmayın!</label>
Eshâb-ı kiramdan Eşlem Nucûbî radıyallahü anh anlatıyor:Bir sefer sırasında bir Rum şehrinde bulunuyorduk. Rumlardan karşımıza büyük bir asker safı çıktı. Müslümanlardan da onların karşısına o kadar yahut ondan daha kalabalık bir saf çıktı... ASIL TEHLİKE SAVAŞA KATILMAMAK!
Bir kısım askerin başında Utbe bin Âmir radıyallahu anh, öteki topluluğun başında da Fudâle bin Ubeyd radıyallahü anh vardı. Müslümanlardan bir kişi, tâ yarıp içerisine girinceye kadar Rum safına hücuma geçti. Bunun üzerine insanlar:
Sübhânallah, kendisini tehlikeye atıyor! diye bağırdılar. Bu sırada Ebû Eyyub el-Ensâri radıyallahü anh dedi ki:
Ey insanlar, siz şu (...elinizle kendinizi tehlikeye atmayın...) âyetini öyle anlıyorsunuz. Halbuki, o âyet biz Ensâr cemâati hakkında nazil olmuştur. Allahü teâlâ İslâmı zafere erdirip, yardımcıları çoğalınca bazımız bazımıza gizli olarak bizim mallarımız zarara uğradı. Halbuki Allahü teâlâ artık İslâmı muzaffer kılmış ve yardımcılarını çoğaltmıştır. Biz mallarımızın yanında kalsak da ziyan olanların telafisi için çalışsak!.. diye söylemişti. Bunun üzerine Allah bizim bu düşüncemizi reddetmek üzere Resulüne;
(Allah yolunda mallarınızı harcayın ve elinizle, cimrilik ve israf yaparak kendinizi tehlikeye atmayın; mücahidlere maddî ve manevî ihsan ve yardımda bulunun. Çünkü Allah, muhakkak iyilik ve ihsanda bulunanları sever) (Bakara Sûresi) mealindeki Âyet-i kerîmesini inzal etti. Ve bunun üzerine, malların yanında kalıp ziyan olanları telâfi etmek için çalışmak ve savaşa katılmamak, yani cihadı terk etmek tehlike oldu...
İSTANBULDA ŞEHİD DÜŞTÜ...
Bu sırada o mücahid, tek başına birçok düşman askerini cehenneme yolladıktan sonra şehid oldu...
Bilindiği gibi; Resûlullahın vefâtından sonra da bütün gazâlarda yer alan Ebû Eyyub el-Ensâri radıyallahü anh da, şehidlik rütbesine erip Rum memleketinde (İstanbulda) defnedilinceye kadar, Allah yolunda devamlı kendisini savaşın ön saflarına attı. Allahü teala şefaatine nail eylesin...
Eshâb-ı kiramdan Eşlem Nucûbî radıyallahü anh anlatıyor:Bir sefer sırasında bir Rum şehrinde bulunuyorduk. Rumlardan karşımıza büyük bir asker safı çıktı. Müslümanlardan da onların karşısına o kadar yahut ondan daha kalabalık bir saf çıktı... ASIL TEHLİKE SAVAŞA KATILMAMAK!
Bir kısım askerin başında Utbe bin Âmir radıyallahu anh, öteki topluluğun başında da Fudâle bin Ubeyd radıyallahü anh vardı. Müslümanlardan bir kişi, tâ yarıp içerisine girinceye kadar Rum safına hücuma geçti. Bunun üzerine insanlar:
Sübhânallah, kendisini tehlikeye atıyor! diye bağırdılar. Bu sırada Ebû Eyyub el-Ensâri radıyallahü anh dedi ki:
Ey insanlar, siz şu (...elinizle kendinizi tehlikeye atmayın...) âyetini öyle anlıyorsunuz. Halbuki, o âyet biz Ensâr cemâati hakkında nazil olmuştur. Allahü teâlâ İslâmı zafere erdirip, yardımcıları çoğalınca bazımız bazımıza gizli olarak bizim mallarımız zarara uğradı. Halbuki Allahü teâlâ artık İslâmı muzaffer kılmış ve yardımcılarını çoğaltmıştır. Biz mallarımızın yanında kalsak da ziyan olanların telafisi için çalışsak!.. diye söylemişti. Bunun üzerine Allah bizim bu düşüncemizi reddetmek üzere Resulüne;
(Allah yolunda mallarınızı harcayın ve elinizle, cimrilik ve israf yaparak kendinizi tehlikeye atmayın; mücahidlere maddî ve manevî ihsan ve yardımda bulunun. Çünkü Allah, muhakkak iyilik ve ihsanda bulunanları sever) (Bakara Sûresi) mealindeki Âyet-i kerîmesini inzal etti. Ve bunun üzerine, malların yanında kalıp ziyan olanları telâfi etmek için çalışmak ve savaşa katılmamak, yani cihadı terk etmek tehlike oldu...
İSTANBULDA ŞEHİD DÜŞTÜ...
Bu sırada o mücahid, tek başına birçok düşman askerini cehenneme yolladıktan sonra şehid oldu...
Bilindiği gibi; Resûlullahın vefâtından sonra da bütün gazâlarda yer alan Ebû Eyyub el-Ensâri radıyallahü anh da, şehidlik rütbesine erip Rum memleketinde (İstanbulda) defnedilinceye kadar, Allah yolunda devamlı kendisini savaşın ön saflarına attı. Allahü teala şefaatine nail eylesin...