- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Aşere-i mübeşşereden Talha bin Ubeydullah</label>
Müşriklerden Malik bin Zübeyr adında, çok keskin nişancı, attığını vuran bir okçu vardı. Bu hâin, Uhudda Peygamber efendimize nişan alıp bir ok attı. Resûlullahın (sallallahü aleyhi vesellem) başına doğru gelen bu oka Talha bin Ubeydullah (radıyallahü anh), elini açarak karşı tuttu. Parmaklarının bütün sinirleri kesildi. Elinin kemikleri kırıldı... KAN KAYBINDAN BAYILMIŞTI...Bu savaşta, Talha bin Ubeydullahın her yeri kılıç ve ok darbeleriyle delik deşik olmuş, vücûdunda altmış altı büyük yara açılmıştı. Küçükler ise vücûdunda sayılamayacak kadar çoktu. Bu haliyle dahi cihada devam ediyordu. Dirâr bin Hattab onun başına şiddetli iki kılıç darbesi indirmiş ve hazret-i Talha kan kaybı sebebiyle de bayılmıştı.
Bunu gören Peygamber efendimiz yanına gelen hazret-i Ebû Bekire hemen hazret-i Talhaya yardıma koşmasını emrettiler. Hazret-i Ebû Bekir onu baygın bir vaziyette buldu. Başını kaldırıp yüzüne su serpti. Hazret-i Talha ayıldı. Ayılır ayılmaz ilk sorduğu soru;
- Resûlullah ne yapıyor, Ona bir şey oldu mu? olmuştur.
Hazret-i Ebû Bekir,
- Allahım ona şifâ ver, ona kuvvet ver! diye dua buyurdular. Hazreti Talha, biraz sonra sapasağlam kalktı ve düşmanla yine harb etmeye başladı...
BEN EBÛ ZÂTÜLYEDİM!
Müşriklerden Ebû Zâtülyed, bir ata binmiş;
- Ben Ebû Zâtülyedim. Bana Muhammedi gösteriniz, diye bağırarak Resûlullaha doğru geliyordu. Hazret-i Talha onun önünü kesti. Atını çökertti ve mızrağını bu müşrikin gözüne saplayarak oracıkta öldürdü...
Hazreti Talha bu harpte şehid olmayı bekliyordu. Ancak o, yıllar sonra Cemel Vakasında şehid oldu. Hazreti Ali harp meydanını gezerken Hazreti Talhayı ölenler arasında görünce çok üzüldü, çok pek çok ağladı. Yüzündeki toprakları sildi ve Ey Talha! Semânın yıldızları altında seni toprağın üzerine serilmiş olarak görmek bana pek ağır geldi, beni kalbimden vurdu. Keşke yirmi yıl önce ölseydim buyurdu ve cenaze namazını bizzat kendisi kıldırarak defnettiler...
Müşriklerden Malik bin Zübeyr adında, çok keskin nişancı, attığını vuran bir okçu vardı. Bu hâin, Uhudda Peygamber efendimize nişan alıp bir ok attı. Resûlullahın (sallallahü aleyhi vesellem) başına doğru gelen bu oka Talha bin Ubeydullah (radıyallahü anh), elini açarak karşı tuttu. Parmaklarının bütün sinirleri kesildi. Elinin kemikleri kırıldı... KAN KAYBINDAN BAYILMIŞTI...Bu savaşta, Talha bin Ubeydullahın her yeri kılıç ve ok darbeleriyle delik deşik olmuş, vücûdunda altmış altı büyük yara açılmıştı. Küçükler ise vücûdunda sayılamayacak kadar çoktu. Bu haliyle dahi cihada devam ediyordu. Dirâr bin Hattab onun başına şiddetli iki kılıç darbesi indirmiş ve hazret-i Talha kan kaybı sebebiyle de bayılmıştı.
Bunu gören Peygamber efendimiz yanına gelen hazret-i Ebû Bekire hemen hazret-i Talhaya yardıma koşmasını emrettiler. Hazret-i Ebû Bekir onu baygın bir vaziyette buldu. Başını kaldırıp yüzüne su serpti. Hazret-i Talha ayıldı. Ayılır ayılmaz ilk sorduğu soru;
- Resûlullah ne yapıyor, Ona bir şey oldu mu? olmuştur.
Hazret-i Ebû Bekir,
- Resûlullah iyidir. Beni sana O gönderdi deyince,
- Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sonra her musibet hiçtir, dedi.
- Allahım ona şifâ ver, ona kuvvet ver! diye dua buyurdular. Hazreti Talha, biraz sonra sapasağlam kalktı ve düşmanla yine harb etmeye başladı...
BEN EBÛ ZÂTÜLYEDİM!
Müşriklerden Ebû Zâtülyed, bir ata binmiş;
- Ben Ebû Zâtülyedim. Bana Muhammedi gösteriniz, diye bağırarak Resûlullaha doğru geliyordu. Hazret-i Talha onun önünü kesti. Atını çökertti ve mızrağını bu müşrikin gözüne saplayarak oracıkta öldürdü...
Hazreti Talha bu harpte şehid olmayı bekliyordu. Ancak o, yıllar sonra Cemel Vakasında şehid oldu. Hazreti Ali harp meydanını gezerken Hazreti Talhayı ölenler arasında görünce çok üzüldü, çok pek çok ağladı. Yüzündeki toprakları sildi ve Ey Talha! Semânın yıldızları altında seni toprağın üzerine serilmiş olarak görmek bana pek ağır geldi, beni kalbimden vurdu. Keşke yirmi yıl önce ölseydim buyurdu ve cenaze namazını bizzat kendisi kıldırarak defnettiler...