- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
>Derdinizi Hasırpûş Dede'ye anlatınız!</label>
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri, Anadoluda yetişen büyük velîlerdendir. 1541 (H.948) yılında Şereflikoçhisarda doğdu. Bursada Muhammed Üftâde hazretlerinden feyz aldı. 1628 (H.1038)de vefât etti. Kabri, İstanbul Üsküdarda kendi dergâhı yanındaki türbesindedir...PADİŞAHLAR TALEBESİ İDİ
Sultan Üçüncü Murâd Han, Hüdâyî hazretlerine büyük muhabbet besler ve yapacağı işlerde onun ile istişâre yapardı. Onun yerine geçen Üçüncü Mehmed Han ve ondan sonra tahta çıkan Birinci Ahmed Han da Hüdâyî hazretlerine büyük bir saygı ile bağlı idiler...
Sultan Ahmed Han, bir gün Hüdâyî hazretlerine bir hediye göndermiş, o da bunu kabûl etmeyerek iâde etmişti. Pâdişâh bu sefer aynı hediyeyi Şeyh Abdülmecîd Sivâsîye gönderdi. Onun kabûl etmesi üzerine bir gün pâdişâh kendisine; Bu hediyeyi Hüdâyîye gönderdiğim halde kabûl buyurmadılar dedi. Abdülmecîd Sivâsî de; Pâdişâhım, Hüdâyî bir ankâdır ki, lâşeye tenezzül etmez cevâbını verdi...
Pâdişâh birkaç gün sonra Hüdâyî hazretlerinin sohbetine gidince; Geri gönderdiğiniz hediyeyi Abdülmecîd Efendi kabûl etti dedi. Bu söz üzerine Hüdâyî hazretleri de; Sultanım! Şeyh Abdülmecîd bir deryâdır. Ona bir katre necâset düşmekle pislenmiş olmaz diyerek zârifâne bir cevap verdi...
BU VEBÂ SALGINI DURSUN!
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri zamânında İstanbulda vebâ salgını olmuştu. Öyle ki, her gün yüzlerce insan vebâdan ölüyordu. Her evi üzüntüye boğan bu âfet karşısında halk toplanıp Hüdâyî hazretlerinden dua istemeye gittiler. Fakat o mübarek; Bu gibi husûslara karışmak bize uygun değildir buyurdu. Halk duâ etmesi için ısrar dince, bu ısrârlara dayanamayan Hüdâyî hazretleri; Karacaahmed Mezarlığına gidiniz. Bir servi ağacının altında, sâdece hasırı bulunan bir yaşlı kimse oturur. İsmine Hasırpûş Dede derler. Onu bulunuz ve derdinizi anlatınız. Şayet reddederse, bizim gönderdiğimizi söyleyiniz dedi...
Herkes sevinç içinde mezarlığa gitti. Hasırpûş Dedeyi bulup durumu anlattılar. Hasırpûş Dede önce kabûl etmedi. Hüdâyî hazretlerinin gönderdiğini öğrenince derhâl ayağa kalkarak ellerini açtı ve duâ etti. Gelenlere dönerek; Bugün bir kimsenin daha cenâze namazı kılınsın da, sonra vebâ salgını dursun dedi. Biraz sonra da vefat etti. O günden sonra vebâ salgınından ölen olmadı...
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri, Anadoluda yetişen büyük velîlerdendir. 1541 (H.948) yılında Şereflikoçhisarda doğdu. Bursada Muhammed Üftâde hazretlerinden feyz aldı. 1628 (H.1038)de vefât etti. Kabri, İstanbul Üsküdarda kendi dergâhı yanındaki türbesindedir...PADİŞAHLAR TALEBESİ İDİ
Sultan Üçüncü Murâd Han, Hüdâyî hazretlerine büyük muhabbet besler ve yapacağı işlerde onun ile istişâre yapardı. Onun yerine geçen Üçüncü Mehmed Han ve ondan sonra tahta çıkan Birinci Ahmed Han da Hüdâyî hazretlerine büyük bir saygı ile bağlı idiler...
Sultan Ahmed Han, bir gün Hüdâyî hazretlerine bir hediye göndermiş, o da bunu kabûl etmeyerek iâde etmişti. Pâdişâh bu sefer aynı hediyeyi Şeyh Abdülmecîd Sivâsîye gönderdi. Onun kabûl etmesi üzerine bir gün pâdişâh kendisine; Bu hediyeyi Hüdâyîye gönderdiğim halde kabûl buyurmadılar dedi. Abdülmecîd Sivâsî de; Pâdişâhım, Hüdâyî bir ankâdır ki, lâşeye tenezzül etmez cevâbını verdi...
Pâdişâh birkaç gün sonra Hüdâyî hazretlerinin sohbetine gidince; Geri gönderdiğiniz hediyeyi Abdülmecîd Efendi kabûl etti dedi. Bu söz üzerine Hüdâyî hazretleri de; Sultanım! Şeyh Abdülmecîd bir deryâdır. Ona bir katre necâset düşmekle pislenmiş olmaz diyerek zârifâne bir cevap verdi...
BU VEBÂ SALGINI DURSUN!
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri zamânında İstanbulda vebâ salgını olmuştu. Öyle ki, her gün yüzlerce insan vebâdan ölüyordu. Her evi üzüntüye boğan bu âfet karşısında halk toplanıp Hüdâyî hazretlerinden dua istemeye gittiler. Fakat o mübarek; Bu gibi husûslara karışmak bize uygun değildir buyurdu. Halk duâ etmesi için ısrar dince, bu ısrârlara dayanamayan Hüdâyî hazretleri; Karacaahmed Mezarlığına gidiniz. Bir servi ağacının altında, sâdece hasırı bulunan bir yaşlı kimse oturur. İsmine Hasırpûş Dede derler. Onu bulunuz ve derdinizi anlatınız. Şayet reddederse, bizim gönderdiğimizi söyleyiniz dedi...
Herkes sevinç içinde mezarlığa gitti. Hasırpûş Dedeyi bulup durumu anlattılar. Hasırpûş Dede önce kabûl etmedi. Hüdâyî hazretlerinin gönderdiğini öğrenince derhâl ayağa kalkarak ellerini açtı ve duâ etti. Gelenlere dönerek; Bugün bir kimsenin daha cenâze namazı kılınsın da, sonra vebâ salgını dursun dedi. Biraz sonra da vefat etti. O günden sonra vebâ salgınından ölen olmadı...