- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Mekke-i mükerremenin büyüğü
Ebû Amr ez-zücâcî, evliyânın büyüklerindendir. Aslen Nişaburlu olup, doğum târihi bilinmemektedir. Mekke-i mükerremede ikâmet etti. Kırk sene Mescid-i Harâmdan ayrılmadı. 959 (H.348) senesi Mekke-i mükerremede vefât etti... RENGİNİZ NİÇİN DEĞİŞİYOR?Evliyânın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Osman en-Nûrî, Ruveymâ, İbrâhim Havvâs hazretlerinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi, olgunlaştı. Mekke-i mükerremeye yerleşip orada hak yolun bilgilerini öğretmekle meşgul oldu. Mekke-i mükerreme evliyâsının büyüğü adıyla meşhur oldu...
Namazlarını, gönlünü Hakka vererek kılardı. Bu sebeple kendisine; Farz namazlarında tekbîr alırken renginiz niçin değişiyor? diye sorduklarında; Çünkü farz namazlara sıdk ve doğrulukla başlamamaktan korkuyorum. Kim namaza durup, Allahü ekber diye tekbir getirir, fakat o sırada kalbinde Allahü teâlâdan başka bir ilâh düşüncesi bulunursa veya hayâtı boyunca Ondan başka birinin büyüklüğünü ve yüceliğini kabul ederse, kendi aklı ile kendini yalanlamış olur buyurdu...
Kendisi anlatır: Bir gün hocam Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin huzûruna çıkarak hacca gitmek arzumu bildirmiştim. Uygun görüp bana bir dirhem verdiler. Daha sonra yola çıktım. Yolda nereye uğrasam bir yardımcı ve bir arkadaşla karşılaştım. İhtiyâcım görüldü. Cebimdeki paraya hiç hâcet kalmadı. Haccımı yapıp geri dönünce mübârek hocamın huzurlarına çıktım. Ellerini bana doğru uzatıp; Dirhemi verebilirsin buyurdular. Cebimdeki dirhemi çıkarıp verdim. Sonra da; Haccın, yolculuğun nasıl geçti? buyurdular. Ben de; Efendim! Bereketinizle hiç zahmet çekmedim, sâlimen edâ edip geldim dedim. Sonra bana tebessüm ettiler.
BANA BERATIMI VER!..
Hac zamânında yabancı birisi onun yanına gelerek; Haccımı yaptım. Berâtımı ver. Senin arkadaşların, berâtımı almam için sana gönderdiler. Ebû Amr, o kimsenin gönlünün temiz ve saf olduğunu gördü. Ona şaka yaptıklarını anladı. Kâbenin kapısı ile Hacer-ül-esved arasındaki Mültezime işâret ederek; git oraya ve yâ Rabbî! Bana berâtımı ver de! dedi. Bir süre sonra o yabancı, elinde bir kâğıt ile geri döndü. Kâğıdın üzerinde yeşil hat, yazı ile; (Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu falan oğlu falanın Cehennemden berât kâğıdıdır) yazılı idi. Kâğıtta yazılanları kendisine okuduklarında, o zat birden Allah diye feryad ederek yere düştü ve ruhunu teslim etti.
Ebû Amr ez-zücâcî, evliyânın büyüklerindendir. Aslen Nişaburlu olup, doğum târihi bilinmemektedir. Mekke-i mükerremede ikâmet etti. Kırk sene Mescid-i Harâmdan ayrılmadı. 959 (H.348) senesi Mekke-i mükerremede vefât etti... RENGİNİZ NİÇİN DEĞİŞİYOR?Evliyânın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Osman en-Nûrî, Ruveymâ, İbrâhim Havvâs hazretlerinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi, olgunlaştı. Mekke-i mükerremeye yerleşip orada hak yolun bilgilerini öğretmekle meşgul oldu. Mekke-i mükerreme evliyâsının büyüğü adıyla meşhur oldu...
Namazlarını, gönlünü Hakka vererek kılardı. Bu sebeple kendisine; Farz namazlarında tekbîr alırken renginiz niçin değişiyor? diye sorduklarında; Çünkü farz namazlara sıdk ve doğrulukla başlamamaktan korkuyorum. Kim namaza durup, Allahü ekber diye tekbir getirir, fakat o sırada kalbinde Allahü teâlâdan başka bir ilâh düşüncesi bulunursa veya hayâtı boyunca Ondan başka birinin büyüklüğünü ve yüceliğini kabul ederse, kendi aklı ile kendini yalanlamış olur buyurdu...
Kendisi anlatır: Bir gün hocam Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin huzûruna çıkarak hacca gitmek arzumu bildirmiştim. Uygun görüp bana bir dirhem verdiler. Daha sonra yola çıktım. Yolda nereye uğrasam bir yardımcı ve bir arkadaşla karşılaştım. İhtiyâcım görüldü. Cebimdeki paraya hiç hâcet kalmadı. Haccımı yapıp geri dönünce mübârek hocamın huzurlarına çıktım. Ellerini bana doğru uzatıp; Dirhemi verebilirsin buyurdular. Cebimdeki dirhemi çıkarıp verdim. Sonra da; Haccın, yolculuğun nasıl geçti? buyurdular. Ben de; Efendim! Bereketinizle hiç zahmet çekmedim, sâlimen edâ edip geldim dedim. Sonra bana tebessüm ettiler.
BANA BERATIMI VER!..
Hac zamânında yabancı birisi onun yanına gelerek; Haccımı yaptım. Berâtımı ver. Senin arkadaşların, berâtımı almam için sana gönderdiler. Ebû Amr, o kimsenin gönlünün temiz ve saf olduğunu gördü. Ona şaka yaptıklarını anladı. Kâbenin kapısı ile Hacer-ül-esved arasındaki Mültezime işâret ederek; git oraya ve yâ Rabbî! Bana berâtımı ver de! dedi. Bir süre sonra o yabancı, elinde bir kâğıt ile geri döndü. Kâğıdın üzerinde yeşil hat, yazı ile; (Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu falan oğlu falanın Cehennemden berât kâğıdıdır) yazılı idi. Kâğıtta yazılanları kendisine okuduklarında, o zat birden Allah diye feryad ederek yere düştü ve ruhunu teslim etti.