- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Hasırlı Baba</label>
Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri, Edirne, Mısır, Şam ve Bursada Kadılık ve Müderrislik yapmıştır. İstanbulda halka ve sultanlara mürşid olmuştur. Üsküdarda vefat etti. Külliyesi içinde bulunan türbeye defnedildi. Eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatleri ile padişahın ve halkın gözünde önemli bir yer kazanmıştı. O mübarek zat, kendisini sevenler için şu duayı etmiştir: Sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bizi sevenler denizde boğulmasın ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin...
Himmet ve dua buyurun!
İşte hep hizmet düşünen ve insanlara acıyan bu Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin döneminde İstanbulda bir kolera salgını olur ve bir günde yüzlerce insan ölür. İstanbul çok zayiat verir. Ulemadan teşekkül eden bir heyet, Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin huzuruna varırlar ve;
-Efendim, bir himmet ve dua buyurun! Artık bu bela İstanbulu terk etsin, derler. Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri:
-O bizim işimiz değildir; bizim işimiz irşattır. Onun görevlileri vardır. Varın gidin Karaca Ahmed Mezarlığına. Hasır üzerinde yatan ebdallardan (seçilmişlerden) bir zat vardır. Hasırlı Baba derler adına. Ona söyleyin. Bu, onun işidir. Ama celâlli bir zattır. Size iltifat etmeyecek olursa bu fakirin selâmını söyleyin, der.
Bir grup halk, Karaca Ahmed Mezarlığına gidip, Hasırlı Babayı bulurlar ve kendisine;
-Efendim, çok zayiât verdik. Bu kolera İstanbulu bitirecek, himmet buyurun da bu hastalık buraları terk etsin, derler.
Hasırlı Baba:
- Allahın işine karışmayın! Buradan hemen gidin! der.
Başka emri var mı?
Gidenlerden birisi:
-Efendim, Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin size selâmı var, deyince
Hasırlı Baba hemen fırlayarak ayağa kalkar:
-Başka emri var mı? der.
-Hayır, yok.
-Bir kişi kaldı. O kalan bir kişi de gidince kolera İstanbulu terk edecek, der.
Heyet, beş on metre gider ki, bir Yâ Hak... sesi duyarlar. Dönüp arkalarına baktıklarında Hasırlı Babanın ruhunu teslim ettiğini görürler...
Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri, Edirne, Mısır, Şam ve Bursada Kadılık ve Müderrislik yapmıştır. İstanbulda halka ve sultanlara mürşid olmuştur. Üsküdarda vefat etti. Külliyesi içinde bulunan türbeye defnedildi. Eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatleri ile padişahın ve halkın gözünde önemli bir yer kazanmıştı. O mübarek zat, kendisini sevenler için şu duayı etmiştir: Sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bizi sevenler denizde boğulmasın ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin...
Himmet ve dua buyurun!
İşte hep hizmet düşünen ve insanlara acıyan bu Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin döneminde İstanbulda bir kolera salgını olur ve bir günde yüzlerce insan ölür. İstanbul çok zayiat verir. Ulemadan teşekkül eden bir heyet, Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin huzuruna varırlar ve;
-Efendim, bir himmet ve dua buyurun! Artık bu bela İstanbulu terk etsin, derler. Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri:
-O bizim işimiz değildir; bizim işimiz irşattır. Onun görevlileri vardır. Varın gidin Karaca Ahmed Mezarlığına. Hasır üzerinde yatan ebdallardan (seçilmişlerden) bir zat vardır. Hasırlı Baba derler adına. Ona söyleyin. Bu, onun işidir. Ama celâlli bir zattır. Size iltifat etmeyecek olursa bu fakirin selâmını söyleyin, der.
Bir grup halk, Karaca Ahmed Mezarlığına gidip, Hasırlı Babayı bulurlar ve kendisine;
-Efendim, çok zayiât verdik. Bu kolera İstanbulu bitirecek, himmet buyurun da bu hastalık buraları terk etsin, derler.
Hasırlı Baba:
- Allahın işine karışmayın! Buradan hemen gidin! der.
Başka emri var mı?
Gidenlerden birisi:
-Efendim, Aziz Mahmud Hüdâyi hazretlerinin size selâmı var, deyince
Hasırlı Baba hemen fırlayarak ayağa kalkar:
-Başka emri var mı? der.
-Hayır, yok.
-Bir kişi kaldı. O kalan bir kişi de gidince kolera İstanbulu terk edecek, der.
Heyet, beş on metre gider ki, bir Yâ Hak... sesi duyarlar. Dönüp arkalarına baktıklarında Hasırlı Babanın ruhunu teslim ettiğini görürler...