- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Mücâhid velîlerden Abdullah bin Gâlib</label>
Abdullah bin Gâlib, evliyânın tanınmışlarından ve Tâbiîndendir. Zühd ve verâ sâhibi olup, din bilgilerini öğrenmek ve bunlara göre yaşamak zevkini tadan bir velî idi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Sâde ve basit bir hayât yaşardı.Evinin iki odası vardı. Bunlardan birini âilesinin ikâmetine, diğerini de ibâdet için ayırmıştı. İbâdetlerini bu odada yapardı. İbâdet etmek için yaratıldık!
Bu mübareğin, kendine has gündüz ve gece okuduğu duâları vardı. Yüz rekat kuşluk namazı kılar; Biz Allahü teâlâya kulluk için, ibâdet etmek için yaratıldık derdi. Hattâ kendisine;
-Dostlarına ve sana tâbi olanlara çok ibâdet ettiriyorsun, onları sıkıntıya sokuyorsun? diyen birine;
-Onların ibâdet etmekten ne gözleri görmez oldu ne de belleri büküldü. Allahü teâlâ kendisini çok zikretmemizi istiyor. Sen ise az zikretmemizi söylüyorsun! cevabını vermişti.
Rabbinin nîmetlerini söyle!
Abdullah bin Gâlib hazretleri, bâzan yaptığı amelleri insanlara anlatır ve insanları teşvik maksadıyla;
-Allahü teâlâ bu gece bana şu kadar rekat namaz kılmayı, şöyle zikretmeyi, şunları okumayı nasîb etti... derdi. Bu sözlerini dinleyenlerden bâzıları;
-Senin gibi bir zât ibâdetleriyle böyle övünür mü? dediklerinde, Kurân-ı kerîmden; Rabbinin nîmetlerini söyle!(Duhâ sûresi: 11) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve;
-Rabbim üzerimdeki nîmetlerini söylememi emrediyor, sizler ise gizlememi istiyorsunuz, buyurdu.
Bu harbden dönüş yoktur!
Abdullah bin Gâlib hazretleri, Zâviye Harbi denilen bir savaşa katılmıştı. Bu sırada oruçlu idi. Düşman saflarına hücum edeceği sırada başına biraz su döktü. Sonra kılıcını sıyırıp kınını kırdı ve;
-Şehîd düşünceye kadar savaşacağım. Bu harbden dönüş yoktur. Beni şehid düştüğüm yere defnedin! buyurdu.
Bu mübarek zatın son sözleri bunlar oldu. Sonra düşman saflarına daldı. Savaşa savaşa şehîd düştü...
Abdullah bin Gâlib, evliyânın tanınmışlarından ve Tâbiîndendir. Zühd ve verâ sâhibi olup, din bilgilerini öğrenmek ve bunlara göre yaşamak zevkini tadan bir velî idi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Sâde ve basit bir hayât yaşardı.Evinin iki odası vardı. Bunlardan birini âilesinin ikâmetine, diğerini de ibâdet için ayırmıştı. İbâdetlerini bu odada yapardı. İbâdet etmek için yaratıldık!
Bu mübareğin, kendine has gündüz ve gece okuduğu duâları vardı. Yüz rekat kuşluk namazı kılar; Biz Allahü teâlâya kulluk için, ibâdet etmek için yaratıldık derdi. Hattâ kendisine;
-Dostlarına ve sana tâbi olanlara çok ibâdet ettiriyorsun, onları sıkıntıya sokuyorsun? diyen birine;
-Onların ibâdet etmekten ne gözleri görmez oldu ne de belleri büküldü. Allahü teâlâ kendisini çok zikretmemizi istiyor. Sen ise az zikretmemizi söylüyorsun! cevabını vermişti.
Rabbinin nîmetlerini söyle!
Abdullah bin Gâlib hazretleri, bâzan yaptığı amelleri insanlara anlatır ve insanları teşvik maksadıyla;
-Allahü teâlâ bu gece bana şu kadar rekat namaz kılmayı, şöyle zikretmeyi, şunları okumayı nasîb etti... derdi. Bu sözlerini dinleyenlerden bâzıları;
-Senin gibi bir zât ibâdetleriyle böyle övünür mü? dediklerinde, Kurân-ı kerîmden; Rabbinin nîmetlerini söyle!(Duhâ sûresi: 11) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve;
-Rabbim üzerimdeki nîmetlerini söylememi emrediyor, sizler ise gizlememi istiyorsunuz, buyurdu.
Bu harbden dönüş yoktur!
Abdullah bin Gâlib hazretleri, Zâviye Harbi denilen bir savaşa katılmıştı. Bu sırada oruçlu idi. Düşman saflarına hücum edeceği sırada başına biraz su döktü. Sonra kılıcını sıyırıp kınını kırdı ve;
-Şehîd düşünceye kadar savaşacağım. Bu harbden dönüş yoktur. Beni şehid düştüğüm yere defnedin! buyurdu.
Bu mübarek zatın son sözleri bunlar oldu. Sonra düşman saflarına daldı. Savaşa savaşa şehîd düştü...