- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Hazreti Üftade'nin torunu Kutub İbrahim Efendi</label>
Kutub İbrahim Efendi, Aziz Mahmud Hüdayinin şeyhi Üftade hazretlerinin torunudur. Aziz Mahmud Hüdayi Dergâhında yetişmiş, Hüdayi hazretlerinden hilafet alarak Bursaya dönmüştür. Burada dedesi Üftade hazretlerinin zaviyesinde elli sene talebe yetiştirmekle meşgul olmuştur. İki yaşında yetim kaldı... İki yaşında iken yetim kalan İbrahim, eniştesi Şah Muhammed Efendinin himayesinde büyümüştü. İbrahim Efendi, eniştesinin yanında on sekiz yaşına kadar devrinin resmi ilimlerini tahsil etti. Daha sonra Aziz Mahmud Hüdayinin arzusu üzerine İstanbula gelerek, Hüdayi hazretlerinin yanında dört yıl riyazet ve mücahedeye devam edip seyr ü sülûkunu tamamladı ve halifesi oldu.
Üftade hazretlerinin talebesi Hüdayiden hilafet alarak Bursaya dönen Halil İbrahim Efendinin halk arasında Kutub namıyla şöhret bulması, Onun kemalat ve faziletine delil olarak gösterilmektedir. Mısri Dergahı Şeyhi Mehmed Şemseddin Efendi Ruhaniyetlerinden istimdad edenler, emeline nail olur diyerek bunu teyit eder...
Mehmed Han duasını aldı
Halil İbrahim, aynı zamanda şairdir. Sadık mahlasıyla şiirler yazmıştır. Halifelerinden Akbaba İmam Mehmed Zaifi, kendisinin birçok güftesini bestelemiştir. Anlar bizi kafiyeli şiiri de Niyazi Mısri tarafından tahmis edilmiştir. Bu zat Kutub İbrahim Efendiye gayet derin bir hürmet duyar, huzurunda ayakta bekler ve teberrüken hizmetinde bulunurdu.
Sultan IV. Mehmed Han 1069 (1658) tarihinde Bursaya gelerek Halil İbrahim hazretlerini ziyaret etmiş ve duasını almıştır.
Türbenin dışına defnedildi
Kutub İbrahim Efendi, vefatı yaklaştığında, etrafındakilere şöyle buyurdu:
-Ben vefat edince, naaşımı türbeye defnetmeyin. Dedemin huzurunda cesedimin dahi ayak uzatması, ruhumu rahatsız eder!..
29 Ekim 1678de vefat eden Kutup İbrahim Efendiyi, bu vasiyeti gereği, dedesinin türbesinin dışına defnetmişlerdir.