- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Bir testiye bir adam!</label>
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı;-Çekil bakayım önümden be çocuk! diyerek İbrahim Hakkıyı azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır küçük İbrahim Hakkı... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak dergâha gelir
Küçük İbrahim ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve durumu anlatır. Hocası sorar:
-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.
-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle!
Zavallı İbrahim, gider ve çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da; Benim testimi niye kırdın zâlim adam diyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:
-Ona bir şeyler söyleyebildin mi evladım?
-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü ağır bir söz sarf edemedim! Hocası birden celallenir:
-Sana diyorum İbrahim! Çabuk git ve o adama bir şeyler söyle! Yoksa sonu felâket olacak!..
Allahü teâlâ cezâlandırdı!
İbrahim Hakkı bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adam, atının tekmeleriyle çeşmenin su dolu oluğuna yuvarlamış ve ölmüştür! Koşarak gelip, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür:
-Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! der. Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük velî şöyle îzah eder:
O adam, İbrahim Hakkıya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zâlimi Allaha havâle etti. Allahü teâlâ da onu cezâlandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı;-Çekil bakayım önümden be çocuk! diyerek İbrahim Hakkıyı azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır küçük İbrahim Hakkı... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak dergâha gelir
Küçük İbrahim ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve durumu anlatır. Hocası sorar:
-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.
-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle!
Zavallı İbrahim, gider ve çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da; Benim testimi niye kırdın zâlim adam diyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:
-Ona bir şeyler söyleyebildin mi evladım?
-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü ağır bir söz sarf edemedim! Hocası birden celallenir:
-Sana diyorum İbrahim! Çabuk git ve o adama bir şeyler söyle! Yoksa sonu felâket olacak!..
Allahü teâlâ cezâlandırdı!
İbrahim Hakkı bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adam, atının tekmeleriyle çeşmenin su dolu oluğuna yuvarlamış ve ölmüştür! Koşarak gelip, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür:
-Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! der. Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük velî şöyle îzah eder:
O adam, İbrahim Hakkıya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zâlimi Allaha havâle etti. Allahü teâlâ da onu cezâlandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!