Çözüldü Bizi İkna Et ( 24 )

şşşş sakin olun gençler benim öyle seçim vaatlerim yok, şahsen birincilikte de gözüm yok. İki arada bir derede yorum yapmaya çalışan biriyim. telefon bozuldu yine de yorumumu yapmadan edemem o zaman oyu hakkettim yani neyseeeee ben yine tacımı takarım leğenimi alırım
.
.
.

Önce evliliğin tanımını yapalım, öze inelim.

Evlilik; karşıt cinsten ergin iki kişinin törel ve yasal bağlara uyarak kurdukları çok yönlü bir kurumdur.

Ortada iki farklı cinsten iki farklı ailede yetişmiş iki insan var. Ancak evlilik sadece bireyleri değil toplumu da etkiler. Bu boyutunu göz önünde bulundurmak gerek.
Evlilik karşılıklı olarak sosyal, biyolojik, psikolojik gereksinimlere cevap veren bir bağ. Bu zincirlerden biri kırıldığında evlilik bağı sadece sürdürmek için debelenen bir gösterge olarak kalıyor. Oysa çift durup bu durumu düşünse ve gerekli iletişimle çözüm üretse tartışma çözüme ulaşacak. "Anlaşamıyorsanız boşanın kardeşim" bu çözüm değildir. Evlilik bağı insan ilişkisi bakımından akrabalık bağı olmaksızın yoğun olan duygular içerir. Bu da onu daha karmaşık hale getirir.
Soruna göre çözüm gerekir. Bu çok önemli bir noktadır.

Burada da kadın ve erkeğin tüm özgeçmişi ve şuanı ortaya çıkıyor. Her ikisinin de bu kendine özgü geçmişleri ve şimdiki kişilikleri yapıları ile birbirlerine devamlı uyumu sağlama durumundadırlar. Bu da otamatik çatışmayı ortaya çıkarıyor.
Kimse kimseyi iyileştirmek zorunda değil. Geçmişten gelen travmalar büyük ölçüde bu durumun sebeplerinden. Birey kendini gerçekleştirmede evlendiğinde karşısındakinin enerjisini tüketiyor.
Şunu söyleyebilirim bu konuşma anlık olan bir şey değildir. Sorunlar yığıla dururken görmezden gelmeler sonucunda patlak vermesidir. Sağlıklı bir iletişim evliliğin kalitesini belirler.
Ortak payda da buluşmak zor olan gibi gözükür oysa yapmaları gereken tek şey birbirlerini dinlemek, kendini ifade etmek ve sonunda politik olabilmek. Tabi ki kolay bir durum değil, kimse de kolay demedi.
Bu hafta maça gidiyorsa, maç dönüşü elinde çiçekle dönecek. Bu bir kere olmamış besbelli.. Kendi alanını ortaya koyarken karşısındakinin alanını tüketmek sağlıklı bir ilişkiyi ortaya koymaz.
Mesela neden erkeğin yaptığı işi beğenmiyor? İşte burada toplumsal cinsiyet ortaya çıkıyor. Buraya girersem ben çıkamam ama genel manada şunu söyleyebilirim, erkek ya da kadın kendini yetiştirmeden evlenmemelidir. Evlilik bir statü değildir!!!!!!
Evlilik içinde bireyselliğini koruyamayan çiftler buradaki çiftler gibi çatışırlar. Her insanın kendine alan tanıma hakkı vardır. Burada çift en başta bunları konuşup bir sonuca bağlamalıdır. Aslında evliliğin kompleksiliği buradan, karşısındaki insanı değişime zorlayan bununla da kalmayıp hayatını sadece evlilikle sınırlandıran.. bu evlilik devam etmemelidir.
Eşler birbirlerinin hak ve sorumluluklarına karşı yeni anlayış ve tavırlar geliştirmek zorundadır. Empati yeteneklerini iyi şekilde kullanmalıdır. Eşinin yaptığı bir davranışı neden yaptığını anlayıp ona karşı bir tavır takınmalıdır. Hemen gemileri yakmak çözüm olmayacaktır.
Evlilik sorunları bir çok nedendir, kanser gibidir başta belirlenirse kurtulma şansı yüksektir. Diğer türlü seni bir güzel süründürür.
Ve benim en sevdiğim çok bilmiş üçüncü şahıslar var, onlar olmasa evlilikler tertemiz. Yurt dışında evlilikler tango gibidir iki kişi arasında yapılır Türkiye de halay gibidir sülaleler arası yapılır. Bir rahat bırakın şu insanları onlar sizin köleleriniz değil.. Bizde de böyleydi, öyleyse öyle bir kırın şu zinciri. Saygı sevgi hürmet başka şeyler.. Yapılan şeyler psikolojik baskıya girer sonra asimile olan insanlar zinciri kıramaz. Kırmaya çalışıyorlar mı orasını da tartışırım.
Toplum değişmeyen döngüye giriyor sonra hop yine aynı yetiştirilen çocuklar yine aynı evlilik. İşin özü şudur. Evet 18 yaşına kadar sorumlu değilsin, seni annene baban ya da o vasfa koyduğun biri yetiştirdi... ya da tek başına yetiştin. Ancak artık çocuk değilsin kendini geliştirebilir, kendini yetiştirebilirsin. Boyun bükmeyecek, boyun kırmayacaksın. Dengeyi sağlayacaksın.