Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

Söyleşi Hatra Hoca ile Söyleşi

Hatra

FK Yazar
FK Üyesi
Katılım
7 May 2020
Mesajlar
851
Tepkime puanı
2,814
Puanları
93
Yaş
41
Konum
Bursa
:) Çocukluğumdan beri ilim irfandan ziyade böyle sanatsal boş işlere ilgim var. Mesela matematikten anlamadığım için özgüven problemi yaşadığım çok oldu. Sistem gereği işte. :) Zeki insan matematikten anlar, anlamalı. :)
Sanatsal faaliyetler daha çocukken bir nevi sığınağım oldu. Gerçekliğin sert akışından sizi çıkaran ve kendi aleminizi kurmanızı sağlayan bir sığınak hem de.
Uzun zamandır resim yapmıyorum. Çok fazla emek, zaman ve sabır istiyor. Çocukken ise en sevdiğim etkinliğimdi.

Daha sonra bu ilgi sinemaya kaydı. Lise dönemimde gazete ve dergiler almış ve sadece sinema haberlerinin olduğu kocaman bir dosya oluşturmuştum. Filmler, kontrolsüz hayal gücümü besleyen ve güçlendiren harika bir kaynak ve en yakın arkadaşımdı.

Üniversitede ney üflemeyi öğrenmeye başladım, kursa da gittim ama ilerletmedim. Fakat muazzam bir gücü var.

Birkaç yıl önce gitar çalmayı öğrenmeye başladım. Çok keyifli ama her şey gibi çok sabır ve zaman istiyor. Son zamanlarda şarkı söylemek ve gitar çalmak en çok uğraştıklarımdan.

Fotoğraf çekmek, zaten resme olan ilgimden ötürü harika bir sakinleştirici niteliğinde. Özellikle sırf fotoğraf çekme arzusuyla geziye çıktığınızda... Doğal fotoğraflar tercihim. Poz verilerek çekilmiş bir fotoğraf sadece o anı kayıtlara geçiren bir belge gibi. Bir de siyah beyaz düşkünlüğüm var. Zıtlıkların bir arada olmasını severim.

Son olarak, aslında olmazsa olmazım, özellikle üniversite yıllarımda giderek artan yazma ihtiyacı. Ama en yorucusu da bu. Çünkü yazmak bir hobiden, rahatlama arzusundan çok daha öte. Dert sahibi olmazına neden oluyor. Ya da zaten dert sahibi olduğunuz için yazma ihtiyacı duyuyorsunuz. Paradoks gibi bir şey. :) Alanınız edebiyat olunca da içinizdeki soğuk nevale bir editörle eleştirmene kendinizi beğendirmeye çalışıyorsunuz. Yazmak savaş gibi. :) Okumak bile kimi zaman öyle. Enteresan şeyler yaşıyorum kendi kendime. :)

Bu kadar boş işin ortak noktası ise estetik zevkin verdiği haz. E bu kadar değil tabii. :)
Ayrıca iç dünyanızın dinginleşmesine, iyi bir gözlemci olmanıza, zihninizi, hayal gücünüzü ve hislerinizi geliştirmenize, özsaygı, özgüven, özgünlük ve özgürlük gibi temel psikolojik gereksinimlerinizi beslemenize, negatif duygu ve düşünceleri kontrol edip onlardan kurtulabilmenize, sıkılmak gibi durum yaşamamanıza, sınırların ötesine geçmenize, iyi bir dinleyici, iyi bir izleyici iyi bir konuşmacı olmanıza ve daha sayamadığım bir çok kıymetli farkındalığa ulaşmanıza yardımcı olurlar. :)
 

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
15,124
Çözümler
12
Tepkime puanı
40,089
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
Maşallah Hocam :)
Yok sanat boş iş değil ben sanata enaz matematik ve bilim kadar değer veririm. Yani bende arada cin ali çizerim. Elime bağlama almayalı, şiir yazmayalı da uzun zaman oldu...

Sosyal medyadan fırsat buldukça takip ediyorum hocam sizi, bir derdiniz bir gayemiz var. Hayata, olaylara karşı söyleyeceklerimiz haykıracaklarınız var. Gündemle alakadar, mazlumun hep yanında olduğunuzu gördüm buna şahitlik ettim. Temmuz dergisindeki yazılarınızdada bunu derinlemesine ehis ettim.

Hocam derdimiz öncelikleri iz ne olmalı, mesela bu anlamda öğretmenim olarak bana ve topluma duyarlılık ve diğer tüm konularda ne söylemek istersiniz?
 

Hatra

FK Yazar
FK Üyesi
Katılım
7 May 2020
Mesajlar
851
Tepkime puanı
2,814
Puanları
93
Yaş
41
Konum
Bursa
Sevgili @Qasem, :)
İnsan ancak kendisine verilenden, gücünün yettiğinden sorumludur. Dolayısıyla bize verilen her şeyin karşılığını vermekle yükümlü olduğumuzu düşünüyorum. Mesela bana kelimeleri az çok kullanabilme yeteneği verilmiş. O halde bu yeteneği sadece kendi zevk ve sefam için değil, doğru bir gündem oluşturmak için kullanmak zorundayım. Zorundayım diyorum, çünkü bir nimeti nasıl kullandığınız kadar neden kullanmadığınızın da hesabı vardır. Yaşamak dediğimiz bu açıdan ciddi bir iştir. Nefesinin hakkını vermeye çalışacaksın.
Derdimiz önce kendimiz olmalı. Hep söylüyorum ya her şey kendimizde başlıyor bitiyor. Kendini dert edinmeyen, kendi cehaletine, ahlaksızlığına, gafletine, nefsine savaş açmayan özgürleşemez. Özgürleşemeyen birey sınırları da aşamaz. Oluşturduğu duvarlara giydiği deli gömleğiyle çarpa çarpa heba olur. Zihin özgürlüğü ve ruhsal farkındalık ile insanlar tarafından oluşturulmuş sınırlar anlamsızlaşmaya başlar. Bütün canlılar bir bütünün parçası haline gelir. Biz olmak anlam kazanır. İşte bir canlıya haksızlık yapıldığında, biz olmanın refleksi, ruhunu ve bedenini harekete geçirecektir. İmanın esaslarından biri de budur zaten. Ki sen bu konuda benim modelimsin. Asıl sen benim öğretmenimsin.

Not: Temmuz'da da topu topu bir tane yazım yayınlandı. Şey etme.
 
Son düzenleme:

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
15,124
Çözümler
12
Tepkime puanı
40,089
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
@Hatra hocam ozaman biz yeteneklerimiz ve imkanlarımız dahilinde toplumsal şahitliğimizi yapmakla mükellefiz. Mğkelleflik bir zorunluluk işidir...

Peki hocam ümmet coğrafyasında da biraz konuşalım mı?
Nasıl bakıyorsunuz olaylara.
 

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
15,124
Çözümler
12
Tepkime puanı
40,089
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
@Hatra, hocam Hamza abi ile tanıştığımızda sürekli ümmet coğrafyası diyordu, ümmet coğrafyasının dağılan yetim çocuklarıyız diyordu. İlk zamanlar ne Dediğini pek idrak edemiyorum, taaki ümmet coğrafyasını inceleyene dek.

Ümmet coğrafyasıyla ilk Afganistanda tanıştım, sonra Türkiyede. Çünkü bu söz zihin dünyamda Afganistanda yer edindi. Sonra Türkiye gerçeği ile karşılaştım. Sonra işte biliyorsun, Somali, moro, Eritre, Keşmir, Yemen, Tunus, arakan, Bahreyn, ırak, Suriye ve diğer bir çok bölgeye ziyaretlerim oldu. Ümmet coğrafyası paramparça yaralı...

Tamamı batılı emperyalistlerin yerli işbirlikçileri tarafından yönetiliyor. Buralarda ıslah ekollerini, intifada hareketlerini tanıma fırsatım oldu. Bir çok sivil toplum hareketiyle çalışma fırsatım oldu. Bir çok lider önder ve kanat önderiyle temaslarım oldu. Ümmetin bir çok idealist genci bölgedeki savaşlarda şehid edildi, çoğu bilinçli o bölgelere çekildi, ama hiç bir şey son 30 yıldır yeniden bilgi ve bilinçle kuşanan ıslah merkezli bu ekolü durduramayacaklar buna inanıyorum.

Ümmet coğrafyası belkide ilk kez bukadar şuurlu ve bilinçli yükseliyor her alanda çalışmalara imza atıyor. Vahye daha doğru yaklaşıyor .
Emperyalistlere mücadelesini her alana indirgenmiş, Sosyal siyasal ve ekonomik olarak her tür mücadeleyi dahada büyüyerek veriyor.

Diyeceksin ki niye görünmüyor, medya sadece kendi efendilerine hizmet eden haberleri yada çalışmaları gündeme taşır.
Doğru okuyamadığunızda size dostu düşman düşmanı dost olarak tanıtır...

Yani anlayacağınız bu coğrafya kan ağlıyor, ama yaralarımızı sarmayıda öğretiyor bize ve bir ayağa kalkış söz konusu. Arap baharı, intifadaları belki başarılı olmadı ama artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacağınıda yerli işbirlikçilere göztermiş olduk.
Afganistan, ırak, Suriye, mısır yerli işbirlikçilere şunu öğretti ; Ya zafer ya Şehadet...
Bugün değilse bir gün, yakında mutlaka...
 

Hatra

FK Yazar
FK Üyesi
Katılım
7 May 2020
Mesajlar
851
Tepkime puanı
2,814
Puanları
93
Yaş
41
Konum
Bursa
Heh geldim. :)
Kısaca izah etmeye çalışayım ama nasıl başarırım bilmiyorum. :)
Çünkü bu konu benim için çok hassas ve önemli. Yani göründüğünden çok daha fazlası. Anlatmaya çocukluğumdan başlamam lazım ama mümkün değil. :) Dolayısıyla daha yakın bir zamandan toparlamaya çalışayım. :)
2006-2007 eğitim- öğretim yılının ikinci döneminde ücretli öğretmenliğe başladım ve 12 yıl kadar bu şekilde devam ettim. Bu süre içerisinde sürekli okul değiştirmenin olumsuzluklarını yaşamama rağmen, 1. sınıftan 12. sınıfa kadar uzanan bir öğrenci karmasıyla çalışma şansım oldu. Bu durum bana kısa bir süreye sıkıştırılmış inanılmaz bir tecrübe paketine sahip olmamı sağladı.
Mesleğe ilk başladığımda nasıl bir öğretmen olmak istediysem o yönde ilerlemeye, kendimi her gün biraz daha geliştirmeye çalıştım. En büyük ve temel amacım sağlıklı, ahlaklı çocukların ve gençlerin inşasına destek olabilmekti. Bunu yapabilmek için de hayatı sınıfın içine sokmak gerekiyordu. Öğrencileri tek tek tanımaya çalışmak lazımdı. Onlara saygı duymak, değerli olduklarını hissettirmek gerekiyordu. Bunu da çocuklara ve gençlere sevgi diliyle verebilirsiniz.
Sağlam bir duruş sergilemeye çalışarak güvenilir bir rehber olduğumun mesajını vermeye çalışırken, ben dahil her şeyin sorgulanabilir olacağını da göstermek istedim. Hepsinin fikirlerini dinlemeye ve birbirlerini de dinleme tahammülü gösterebilmeleri için gayret ettim. 12 yıllık ücretli öğretmenliğime bakacak olursak ben öğrencilerimden çok daha fazlasını öğrendim. Asıl onlar benim öğretmenim oldu. Onlar beni eğitti.

Şimdi sınıfa girdiğimde küçük bir dünyaya giriyorum. Birçok ülkeden farklı kültür, renk, dil ve dinden gençlerle ortak bir sebeple bir aradayız: Türkçe.
Ses bayrağım Türkçemi, Türkçem ve öğretmenliğim yettiği ölçüde aktarmaya çalışıyorum. Bunu yaparken de her öğrenciyi kendi ülkesi, gelenekleri, coğrafyası, hatta coğrafi hafızasına göre analiz etmeye, neye ihtiyacı varsa onu anlayıp ona göre yaklaşmaya çalışıyorum. Açıp ülke tarihlerini okuyorum sırf onlarla daha fazla şey paylaşabilmek, onları daha iyi anlamak için. Yani ben öğrencilerimle güçlü bir bağ kurma derdindeyim.
Mesela Afrikalı siyahi öğrencilerim bana ayrıca düşkündür. Çünkü hafızalarına kodlanmış ırkçılık ve sömürüden kurtulup, insanca yaşama tutkularını örten özgüven eksikliğini de gördüm. Onları onurlandırdım. Ne eksik ne fazla sadece insan oldukları için yaptım bunu.
Özetlemek gerekirse bütün gençler bizim geleceğimiz. Hangi ülkeden olduklarının bir önemi yok. Biz olmanın muazzam gücünden gelen bir sevgi bu. Siz bu koşulsuz sevgi ve değeri onlara verdiğinizde işte o gördüğün paylaşımlar ve niceleri ortaya çıkıyor. :)
 
Son düzenleme:

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar