Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

En Son Ne İzledin ?

Vikings

5.Sezon finalini çok çok beğendim.tüm gün 5. sezonu izleyip bitirdim, işin ilginç yanı vikingler sürekli ingiltereye gidiyor savaşlar kazanıp geri geliyor ingilizler tam toparlanıyor vikingler yine gidip dağıtıyor sonra yine geri dönüyor.ne anlamsız saçma sapan bilgisiz bir strateji. onun dışında geri dönüyorlar kendi içlerinde de savaşıyorlar.sürekli bir kısır döngü.isimler değişti ama savaşlar ve nedenleri hep aynı.
 
Dün Tenet izledim, filmi sakin kafa ve dikkatle izlemenizi tavsiye ederim film çok karışık sinema da izlesem kesin anlamazdım ki bir kaç yeri daha düşünüyorum fakat çok iyi film.
 
〰 size iyi hissettiren her şeyi geride bırakacak kadar cesursanız, bu; evinizden tutun eski bazı pişmanlıklara kadar her şey olabilir,
içsel ya da dışsal gerçekliği arayacağınız bi yolculuğa çıkıyorsanız, bu yolculukta karşınıza çıkacak her şeyi bir ipucu gibi görmeye hazırsanız,
yolunuza çıkacak herkesi bir öğretmen olarak görmeyi kabul ediyorsanız ve hepsinden önemlisi de kendinizle ilgili bazı zor gerçeklerle
yüzleşmeye ve affetmeye hazırsanız. işte o zaman; gerçek sizden asla saklanamaz.
〰 sevgide dengeyi kaybetmek, yaşamın dengesinin bir parçasıdır..
eat pray love kitabını saçma bulmuştum, filmi daha samimi ve çerezlik bişey olmuş. aman aman önerilmez ama tatlıştı yine de. vakit bolluğunda izlenir.
 
〰 size iyi hissettiren her şeyi geride bırakacak kadar cesursanız, bu; evinizden tutun eski bazı pişmanlıklara kadar her şey olabilir,
içsel ya da dışsal gerçekliği arayacağınız bi yolculuğa çıkıyorsanız, bu yolculukta karşınıza çıkacak her şeyi bir ipucu gibi görmeye hazırsanız,
yolunuza çıkacak herkesi bir öğretmen olarak görmeyi kabul ediyorsanız ve hepsinden önemlisi de kendinizle ilgili bazı zor gerçeklerle
yüzleşmeye ve affetmeye hazırsanız. işte o zaman; gerçek sizden asla saklanamaz.
〰 sevgide dengeyi kaybetmek, yaşamın dengesinin bir parçasıdır..
eat pray love kitabını saçma bulmuştum, filmi daha samimi ve çerezlik bişey olmuş. aman aman önerilmez ama tatlıştı yine de. vakit bolluğunda izlenir.


İzlediğim zaman güzel bir etki bırakmıştı.güzel filmdir.
 
?three identical strangers adli bir belgesel.

büyük tesadüflerle 19 yıl sonra birbirini bulan tek yumurta üçüzlerinin bulusma hikayesi var bu belgeselde.

newyorktaki louise wise evlat edinme merkezince, birbirinden farklı sosyoekonomik koşullara sahip üç farklı aileye, kardeşlerinden bahsetmeden evlatlık verilen üçüzlerin trajedis bu. birbirlerinin varlığından tam 19 sene sonra haberdar olan üçüzlerin, bu olaydaki gizemin farkına varıp işin aslını öğrenmeye baslamalari ile olaylar gelisir. cocuklar evlatlık verildiği andan itibaren, belirli periyotlarla birtakım testlere tabi tutularak, çocukların gelişimlerinin kıyaslanması amaç edinilmiş ve tabi evlatlık edinen ailelerin hiçbiri bunun bir deney kapsamında olduğu konusunda haberleri yoktur. üçüzlerin deyimiyle deney faresi olduklarinin.

arastirmayi yapan neubauer’e göre deney sayesinde uzun vadede, insanların zeka, fiziksel ve psikolojik gelişiminde, genetik gibi doğuştan gelen faktörlerin mi yoksa, çevre, ekonomi gibi sonradan edinilen koşulların mı daha büyük bir etken olduğu anlaşılacaktır. eger dönemin şartlarına göre söylemek gerekirse bu durum asla etik degil, bunu bastan belirteyim. ama o dönemde amerikan hukukuna ve evlat edinme koşullarına baktığımızda, yani 60 li yillarda insan haklarina bu kadar önem verilmiyor olsa gerek ki böyle bir deneye kurban edilmisler. doktora yapan bir yakinimdan aldigim bilgilere göre de zaten güvenlik teorilerinde birey güvenliği 90li yillardan sonra önem kazanmış,

vesselam çok etkileyici bir yapim. çok üzüldüm çok sasirdim, ortada hakikaten sürreal bir durum var ve gerçekler hiç ortaya çikamayacak ya da deneyi yapanin yaptigi anlasma üzerine de 2066 beklenecek. bu durum insan mi acimasiz bilim mi diye sordurtuyor insana. çok fazla cevapsiz soru var, hepsi de belgeselin içinde sorulmus zaten. en sevmedigim sey cevapsiz sorulardir bu hayatta. bu acimasiz psikiyastr kac tane kurban seçti acaba hala mechul. cocuklarin hepsinin yahudi olmasi ve kurumun kimden maddi yardım aldığı ve nasil ayakta olduğu da mechul kaldı. cocuklar özellikle biyolojik anne babalarinin, sizofreni ve depresyon gibi mental hastaliklara sahip olanlardan secilmis olmasi da bu deneyin özel ama özel olduğu kadar da etik olmadigini gösterir. ki böyle kaç deney vardir kimbilir bu açiga çikan sadece birtanesi. aslinda her sey bastan belliyken yani niye böyle bir deneye girisilmis ki cok sarsildim.

bizi biz yapan şeyler doğuştan mı gelir yoksa yetiştirilme tarzımızın bir sonucu mudur dersek eğer; bana göre yetiştirilme önemli, kimin elinde olduğun, kimden feyz aldigin, hangi sartlarda yasadigin mühim. yani gen vardir insanda evet anne ya da babadan hatta bir nesil öncesi dededen bile geçer bize. ama o geni kışkırtacak environnement, yani ortam ve sartlar mümkün olmazsa o gen asla aktif olmaz. bundan dolayi da eddy nin başına o olay geldi diye düsünüyorum. bir insanin kobay oldugunu öğrenmesi büyük bir travma sebebi. hala şoktayım. yalniz su da var cocuklar ayri ülkelerde, ayri cografi sartlarda, farklı sosyokültürel sınıflara ait ailelere verilmiş ve farkli sartlarda yetismis olsalardi eger sonuçlarin çok daha farkli olacagi konusunu da düsünmedim degil ve kimbilir bu sekilde dünya üzerinde halen kaç deney yapilmakta. kurban olabilme ihtimalimiz yüzde kaç acaba? diye de sorgulamak lazim.

deney sonrası da, bilimsel bir sonuç elde edilemiyor zaten ve bilim tarihinde kara bir leke olmaktan başka kimin yanına kar kaldi bu durum bilemiyorum. bildiğim tek şey, güya bilim uğruna olduğu iddia edilen sözkonusu amaçlar doğrultusunda olması gerekenden bambaşka bir yöne evrilmiş olan insanlara yaşatılan sürreal trajedi. tıpkı eddy nin basına ve hatta eddy ile ayni kaderi paylasanlarin basina gelenler gibi.


spoiler vermeden ancak bu kadar dile geldim. izlenilmesi şiddetle önerilir, ilginiz varsa tabi.
 
33

Şili'de 2010 yılında meydana gelen ve 33 madencinin 69 gün yerin altında yaşamasına sebep olan maden kazasının anlatan The 33'ün başrolünde Antonia Banderas yer alıyor.

gerçek bir hikaye.fena değil,maden çökmesi sonucu aşağıda kalan insanların acaba bizi kurtaracaklar mı düşüncesi ve hayata dair sorgulamalar.
 
Vikings'in yayınlandığı tüm bölümleri izledim,son 10 bölümü bekliyorum.

bu arada tavsiye üzerine The Tudors'a başladım bugün.5 bölüm izledim sıkıla sıkıla.

Vikings ve The Tudors arasında ki bağ, ikisinde de savaş ve cinsellik üzerine yaşıyor insanlar,başka bir halt bildikleri yok.savaş savaş ve onun bunun karısıyla yatmak tek dertleri.büyük saçmalıkmış eski çağlar.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri