- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 842
- Tepkime puanı
- 2,310
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Ticârî Hayat
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Nihâyet o gün (dünyada faydalandığınız) nîmetlerden muhakkak hesaba çekileceksiniz!..” (Tekâsür, 8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Aldatan bizden değildir.” (Ebû Dâvûd, Büyû, 50/3452; Ahmed, II, 242; Müslim, Îmân, 164)
Sahâbeden Cerîr bin Abdullah (ra) bir at satın almak istemişti. Beğendiği bir at için satıcı beş yüz dirhem fiyat teklif etti. Cerîr (ra) bu ata altı yüz
dirhem verebileceğini, hatta sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükseltebileceğini ifâde etti. Çünkü atın değeri yüksek olup, satıcı bunun farkında değildi. Kendisine:
“–Atı, beş yüz dirheme alman mümkün iken, niçin sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükselttin?” diye soruldu. Cerîr (ra) şu muhteşem cevabı verdi:
“–Biz alışverişte hile yapmayacağımız husûsunda Allâh’ın Rasûlü’ne söz verdik.” (İbn-i Hazm, el-Muhallâ, Mısır 1389, IX, s. 454 vd.)
Görüldüğü üzere İslâm iktisâdî sistemi, ticâretin temelini doğruluk ve dürüstlük ile fert ve cemiyete hizmet anlayışı üzerine kurmuştur. Gerçekten de
İslâm iktisâdı, insanın problemini çözmekle işe başlar. Paylaşmak ve bilhassa ihtiyaç sahiplerine faydalı olmak şarttır, farzdır.
Gerek kapitalist, gerekse sosyalist sistemlerin yapısında ise kalbî meziyetlere, vicdânî fazîletlere yer yoktur. Birinde mülk toplumundur, birinde
ferdindir. Her ikisinde de çıkarcı ve sömürücü bir zihniyet hâkimdir. Fertler, bir çarkın dişlisi olarak telâkkî edilir.
İslâm ise, her meselede olduğu gibi servet karşısında da kulu, Allâh’a karşı mesul addeder. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Adl:
Çok adil olan, asla zulmetmeyen, kullarına da âdil olmayı, adaletle davranmayı emreden demektir.
Kısa Günün Kârı
İslâm’da mülk, Allâh’ındır. Haksız menfaat, fâiz, istismar, karaborsa, gabn-i fâhiş (kandırmak sûretiyle değerinin çok üstünde satış yapmak) ve toplumun zararına olan satışlar yasaktır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Nihâyet o gün (dünyada faydalandığınız) nîmetlerden muhakkak hesaba çekileceksiniz!..” (Tekâsür, 8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Aldatan bizden değildir.” (Ebû Dâvûd, Büyû, 50/3452; Ahmed, II, 242; Müslim, Îmân, 164)
Sahâbeden Cerîr bin Abdullah (ra) bir at satın almak istemişti. Beğendiği bir at için satıcı beş yüz dirhem fiyat teklif etti. Cerîr (ra) bu ata altı yüz
dirhem verebileceğini, hatta sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükseltebileceğini ifâde etti. Çünkü atın değeri yüksek olup, satıcı bunun farkında değildi. Kendisine:
“–Atı, beş yüz dirheme alman mümkün iken, niçin sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükselttin?” diye soruldu. Cerîr (ra) şu muhteşem cevabı verdi:
“–Biz alışverişte hile yapmayacağımız husûsunda Allâh’ın Rasûlü’ne söz verdik.” (İbn-i Hazm, el-Muhallâ, Mısır 1389, IX, s. 454 vd.)
Görüldüğü üzere İslâm iktisâdî sistemi, ticâretin temelini doğruluk ve dürüstlük ile fert ve cemiyete hizmet anlayışı üzerine kurmuştur. Gerçekten de
İslâm iktisâdı, insanın problemini çözmekle işe başlar. Paylaşmak ve bilhassa ihtiyaç sahiplerine faydalı olmak şarttır, farzdır.
Gerek kapitalist, gerekse sosyalist sistemlerin yapısında ise kalbî meziyetlere, vicdânî fazîletlere yer yoktur. Birinde mülk toplumundur, birinde
ferdindir. Her ikisinde de çıkarcı ve sömürücü bir zihniyet hâkimdir. Fertler, bir çarkın dişlisi olarak telâkkî edilir.
İslâm ise, her meselede olduğu gibi servet karşısında da kulu, Allâh’a karşı mesul addeder. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Adl:
Çok adil olan, asla zulmetmeyen, kullarına da âdil olmayı, adaletle davranmayı emreden demektir.
Kısa Günün Kârı
İslâm’da mülk, Allâh’ındır. Haksız menfaat, fâiz, istismar, karaborsa, gabn-i fâhiş (kandırmak sûretiyle değerinin çok üstünde satış yapmak) ve toplumun zararına olan satışlar yasaktır.