- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 842
- Tepkime puanı
- 2,317
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Sen Nasıl Seviyorsun?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Sizin dostunuz ancak Allâh, O’nun peygamberi ve namaz kılan, zekât veren, rükû eden mü’minlerdir.” (Mâide, 55)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kişi, dostlarının dîni üzeredir. Bu sebeple herkes kiminle arkadaşlık yaptığına iyi baksın.” (Ahmed bin Hanbel, II, 303, 334)
Nahşebî Hazretleri şöyle bir hikâye rivâyet eder:
“Bir genç, pâdişâhın kızının kapısına gelmiş ve kendisinin ona âşık olduğunu söylemişti. Haber pâdişâhın kızına iletilince hanım sultan kapıya geldi ve gence:
“–Al şu bin dirhemi de; bir daha bana da sana da zarar verecek böyle bir şey söyleme!” dedi.
Genç vazgeçmeyince:
“–Öyleyse iki bin dirhem al!” teklifinde bulundu.
Nihâyet pazarlık on bin dirheme varınca, genç, kabul etti. Bu durumu gören pâdişâh kızı:
“–Sen beni nasıl seviyorsun ki, gözün para pul ile kamaşıp beni görmez oldu. Beni benden başkasına tercih edenlerin cezâsı nedir biliyor musun?
Boynunun vurulmasıdır!” dedi ve sahte aşkı sebebiyle onu kendisinden uzaklaştırdı.
Bu hâli duyan bir ârif, düşüp bayıldı. Kendine geldiğinde şöyle dedi:
“Ey insanlar! Bakın dünyada sahte sevgilerin başına neler geliyor! Ya Hakk’ı sevdiğini iddiâ edip de O’ndan başkasına yönelenlerin başına âhirette neler gelmez ki!..”
Sevginin büyüklüğü, gerektiğinde sevilen uğrunda yapılan fedâkarlık ve girilen risk ile ölçülür. Çok seven biri, îcâbında dostu için canını verir de bir
fedakârlık yaptığı hissini taşımaz. Aşk ve dostluğu tanımayıp muhabbet ve dostluktan nasib alamayan bir kimse, kemâle erme yoluna girmemiş,
nefsi ile yaşıyor demektir. Çünkü sevmeyi bilmeyenin kalbi ham toprak gibidir. Mârifet ise sevmektedir. Zîrâ varlığın sebebi muhabbettir. (Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vedûd:
Dilediği kulunu çok seven, aşkı ile yanan kullarını seven, salih kullarını sevip onları rahmet ve rızasına ulaştıran ve sevilmeye en çok lâyık olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ashâbın gönlünde de hiçbir sevgi, Allah ve Rasûlullah sevgisinin önüne geçmedi. Ne mal-mülk, ne çoluk-çocuk, ne de can sevgisi… Zira bunların
hepsi dünyada kalacak, Allah ve Rasûlü’nün sevgisi ise, ebedî saâdetin gönül sermâyesi olacaktır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Sizin dostunuz ancak Allâh, O’nun peygamberi ve namaz kılan, zekât veren, rükû eden mü’minlerdir.” (Mâide, 55)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kişi, dostlarının dîni üzeredir. Bu sebeple herkes kiminle arkadaşlık yaptığına iyi baksın.” (Ahmed bin Hanbel, II, 303, 334)
Nahşebî Hazretleri şöyle bir hikâye rivâyet eder:
“Bir genç, pâdişâhın kızının kapısına gelmiş ve kendisinin ona âşık olduğunu söylemişti. Haber pâdişâhın kızına iletilince hanım sultan kapıya geldi ve gence:
“–Al şu bin dirhemi de; bir daha bana da sana da zarar verecek böyle bir şey söyleme!” dedi.
Genç vazgeçmeyince:
“–Öyleyse iki bin dirhem al!” teklifinde bulundu.
Nihâyet pazarlık on bin dirheme varınca, genç, kabul etti. Bu durumu gören pâdişâh kızı:
“–Sen beni nasıl seviyorsun ki, gözün para pul ile kamaşıp beni görmez oldu. Beni benden başkasına tercih edenlerin cezâsı nedir biliyor musun?
Boynunun vurulmasıdır!” dedi ve sahte aşkı sebebiyle onu kendisinden uzaklaştırdı.
Bu hâli duyan bir ârif, düşüp bayıldı. Kendine geldiğinde şöyle dedi:
“Ey insanlar! Bakın dünyada sahte sevgilerin başına neler geliyor! Ya Hakk’ı sevdiğini iddiâ edip de O’ndan başkasına yönelenlerin başına âhirette neler gelmez ki!..”
Sevginin büyüklüğü, gerektiğinde sevilen uğrunda yapılan fedâkarlık ve girilen risk ile ölçülür. Çok seven biri, îcâbında dostu için canını verir de bir
fedakârlık yaptığı hissini taşımaz. Aşk ve dostluğu tanımayıp muhabbet ve dostluktan nasib alamayan bir kimse, kemâle erme yoluna girmemiş,
nefsi ile yaşıyor demektir. Çünkü sevmeyi bilmeyenin kalbi ham toprak gibidir. Mârifet ise sevmektedir. Zîrâ varlığın sebebi muhabbettir. (Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vedûd:
Dilediği kulunu çok seven, aşkı ile yanan kullarını seven, salih kullarını sevip onları rahmet ve rızasına ulaştıran ve sevilmeye en çok lâyık olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ashâbın gönlünde de hiçbir sevgi, Allah ve Rasûlullah sevgisinin önüne geçmedi. Ne mal-mülk, ne çoluk-çocuk, ne de can sevgisi… Zira bunların
hepsi dünyada kalacak, Allah ve Rasûlü’nün sevgisi ise, ebedî saâdetin gönül sermâyesi olacaktır.