Analiz Ramazan'da her güne iki Müslüman coğrafyası : Hindistan & Mısır

Hindistan İslami ilim ve kültür tarihi bakımından öne çıkan coğrafyalardan biri.

Dünyada en fazla Müslüman nüfusa ev sahipliği yapan ülkelerden biri olan Hindistan, bugünlerde Müslümanlara yönelik baskı ve soykırım politikaları ile gündeme geliyor.

175 milyonu aşkın Müslüman nüfusa ev sahipliği yapan Hindistan'da Müslümanlar, yükselen Hindu milliyetçiliğinin doğrudan tehdidi altında bulunuyor.

Zengin bir İslami tarihe sahip olan Hindistan’ın tamamı İngiliz işgalinin ardından Hinduların idaresine verildi. Bu durum, bölge Müslümanları için zor bir dönem başlattı.

Ülkede Müslümanlara ait birçok cami, medrese, ev, iş yeri ve diğer binalar Hindularca yıkılıyor. Hint Müslümanlarının tarihini ve dinini hedef alan saldırıların arttığı ülkede devlet destekli Hindu çeteler de Müslümanlara ait merkezlere yönelik saldırılara katılıyor.

Hindu çetelerin Müslümanlara karşı sistematik linç, cinayet, taciz ve tecavüzleri her geçen gün artarken Müslüman kızların okullara alınmaması, başörtüsünün yasaklanması ve sakallı Müslümanların saldırıya uğraması gibi ihlaller günden güne yayılıyor.

Uzmanlar Hindistan Müslümanlarının soykırım tehdidi altında bulunduğunu ve devlet destekli bu soykırımın her an yaşanabileceğini belirtiyor. Buna karşın Hint Müslümanlarının maruz kaldığı baskı ve saldırılar dünyada ve İslam coğrafyasında gerektiği gibi gündem olmuyor.

İslam aleminin en önemli coğrafyalarından biri olan Mısır, bağımsızlığını kazandığı yıllardan bugüne istikrarsızlık ve siyasi baskıyla anılmakta olan bir ülke.

Mısır’da halihazırda on binlerce Müslüman siyasi ve dini gerekçelerle cezaevlerinde tutuluyor.

100 milyonu aşkın nüfusuyla İslam aleminin en büyük ülkeleri arasında yer alan Mısır, bir asırdan uzun süredir yabancı güçlerin etkisi alında bulunan bir ülke.

İlk olarak İngiltere, ardından Sovyetler Birliği, son olarak ise ABD ve İsrail etkisinde kalan Mısır’da Müslümanlar yıllardır baskı ve yıldırma politikalarıyla karşı karşıya.

1940’lardan bugüne Mısır Müslümanlarının siyasi ve dini taleplerine karşılık olarak birçok tutuklama kampanyası yürütüldü. Çok sayıda Müslüman lider idam edildi yahut işkenceler sonucu can verdi. Yüz binlerce Müslüman cezaevlerine atıldı.

Buna rağmen Mısır’da İslami hareketlerin faaliyetleri devam etti ve Müslümanların siyasi, sosyal ve dini talepleri güçlü bir şekilde dile getirildi. Ülkede bulunan birçok İslami hareket, siyasi yönetimin baskılarına rağmen çalışmalarını sürdürdü.

Son olarak 2013 yılında gerçekleştirilen darbeyle beraber çok sayıda Mısırlı Müslüman cezaevlerine atıldı. Halen 60 bini aşkın kişinin siyasi ve dini gerekçelerle cezaevlerinde tutulduğu Mısır’da bu kişilere yönelik işkence ve idam gibi ihlaller devam ediyor.

Ama maalesef Müslümanım diyen bireylerin ümmet topraklarından haberi yok ve günlerini gün ediyorlar. Kendi çıkarlarının savaşına düşmüş, kıt akıllarından öteye geçemeyen hayallerinden başka ellerinde bişey yok.
Ümmet coğrafyasını tanımayan bir Müslümanın gelecek tasavvuru, İslami bir söylemi olamaz.