Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

İslam Kul Emânetçidir

kervan

Aktif Üye
FK Üyesi
FK Üyesi
Katılım
2 Haz 2020
Mesajlar
842
Tepkime puanı
2,317
Puanları
93
Cinsiyet
Kul Emânetçidir

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Bismillâhirrahmânirrahîm
“…Sadakalarınızı başa kakmak ve ezâ etmekle boşa çıkarmayın!...” (Bakara, 264)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Ey Âdemoğlu! (Allâh için) infâk et ki, sana da infâk olunsun!” (Buhârî, Tefsîr 11/2, Nafakât 1; Müslim, Zekât 36, 37)


İnsan; infâkında, malından harcamasında; -Bu mal aslında kimindir!- şuurunda olacak. Mahlûkâta Hâlık’ın nazarıyla, rahmet ve şefkat nazarıyla bakacak bir kıvâma gelecek.
İnfakta takvâ işte bu.

Komünistler; -Mal toplumundur.- kapitalistler de; -Mal fertlerindir.- derken İslâm ise; -Mal Allah’ındır. Kul ancak emânetçidir. Her şey kulun

tasarrufuna geçici olarak emânet edilmiştir.- demekte ve hakkı teslim etmektedir. Bu ölçüde emânetçinin ne israf etmeye ne de cimrilik etmeye hakkı vardır.
İnfakta takvânın ölçüsü “…Sadakaları Allah alır…” (Tevbe, 104) âyet-i kerîmesini hatırdan uzak tutmamaktadır. Kimseden iltifat, alâka beklemeden,

şöhretten uzak durarak, nefsi araya sokmadan -/lillâh/ yâ Rabbî Senin için- diyerek… İşte sadaka ve zekâtta takvâ ölçüsü.

Kullarından infakta takvâya ve nezâket ölçülerine riâyet etmelerini isteyen Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmede buyurur:

“…Sadakalarınızı başa kakmak ve ezâ etmekle boşa çıkarmayın!...” (Bakara, 264)

Burada Cenâb-ı Hak, infâk eden kimselerin nasıl bir takvâ edebi gözetmeleri gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Ebu’l-Leys Semerkandî Hazretleri buyurur:
“İnfak husûsunda aslında veren kimsenin alan kimseye karşı büyük bir teşekkür edâsı içinde olması gerekir. Çünkü veren, alan kimse vesilesiyle

dünya ve ahretteki birçok ibtilâlardan, musibetlerden ve sıkıntılardan kurtulmuş olacaktır; hepsinden daha mühimi Allâh’ın rızâsını kazanacaktır. (Osman Nûri Topbaş, İhlâs ve Takvâ, Yüzakı Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kâbız:
İmtihan için sıkan, rızkı belli bir ölçüde tutan ve o ölçüyle veren, ölüm anında kullarının can emanetini geri alan demektir.

Kısa Günün Kârı
Takvâ bütün ibâdetlerin özünde bulunması gereken ilâhi bir maya gibidir. Bu bakımdan her ibâdette ilk aranacak özellik o olmalıdır.
 

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,716
Çözümler
1
Tepkime puanı
39,338
Puanları
113
Her şey kulun

tasarrufuna geçici olarak emânet edilmiştir.- demekte ve hakkı teslim etmektedir. Bu ölçüde emânetçinin ne israf etmeye ne de cimrilik etmeye hakkı vardır.
İnfakta takvânın ölçüsü “…Sadakaları Allah alır…” (Tevbe, 104) âyet-i kerîmesini hatırdan uzak tutmamaktadır. Kimseden iltifat, alâka beklemeden,
Her şey emanet. Bizim olanda bile israf etmemize hakkımız yok.
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar