Bugün ilk uzun soluklu hikayemi yazalı 10sene oldu. Buraya yeni denemelerle yeni hikayelerle gelmek isterdim. Ama kısmet olmadı. Onun yerine bugün ilk göz ağrımın 10.senesi için giriş kısmını paylaşmak istedim. Aslından bundan önce birçok hikaye ve masallarım oldu. Ama hepsi kısa şeylerdi. O yüzden bu hikayemin yeri bende ayrıdır.
Dipnot: Bunu yazdığım da 11 yaşındaydım. O yüzden bazı cümlelerimde problem var ama değiştirmek istemiyorum.
Koşuyor koşuyor…
Hayatının en hızlı koşusunu yapıyor. Ama o en hızlının daha da hızlısını yapmalı. Daha çok gençti. Ölemezdi. Ölmek istemiyordu. Hem de biri tarafından öldürülmek istemiyordu. Bu yüzden daha hızlı olmalıydı.
“Kurbanın hızlı solukları onu adeta kendinden geçiriyordu, düşünmesini engelliyordu. Şimdi o Azrail, o katil, o ölüm… Yaşam çok tehlikeli bir oyundur. Zayıflar ölür, güçlüler yaşar… O zayıf değil…”
Kurban aniden saçlarında bir el hissetti. Eli hissetmesiyle geriye doğru çekilmesi bir oldu. Tiz bir çığlık attı kurban. Çığlığı attığı gibi yere düştü.Katil… Katil ise bunu görünce içindeki arzu körüklendi. Kurban yerde kurtulmak için debeleniyordu. Ama maalesef…Katil onun biraz sonra bu halinin sona ereceğini düşünerek acımasızca gülüyor…
Aniden susuyor katil. Aradığı şeyi düşünüyor. Ardından aradığı şeyi duymaya çalışıyor.
Kulak verince sessiz geceye, duyuyordu yükselen ritmi…
Ellerini hızlıca çarpan o şeyin bulunduğu yere koyuyor, hiç düşünmeden parmaklarını bastırıyor. Kurban büyük bir acı hissediyor. Çığlık çığlığa...Debelendikçe kurban, vuruşların sesi hızlanıyor…
Katilin elleri insan vücudunu delip geçiyor. Kan dışarı doğru hızlıca akıyor. Sıcak kanın akışını seyrediyor katil. Parçalıyor… Alması gereken şeye ulaşmak için bütün bölgeyi parçalıyor. Sonunda elleri değiyor ona. Kavuşmanın keyfiyle gülümsüyor. Ona zarar vermeden hemen dışarı çıkarıyor katil. Sevgiliye sarılırcasına kollarına alıyor.
Öpüyor kalbi ve dudaklarına bulaşan kanı temizliyor diliyle. Kanın kokusunu iyice çekiyor ciğerlerine. Kokuyu alınca geliyor kendine biraz…
Zavallı kurbanına bakıyor, sonra da kalbe…Buna değdiğini düşünerek kurbanından uzaklaşıyor. Kurbana hayatını verecek, yeni bir günü görmesine sağlayacak şeyi sıkı sıkı tutuyor. Koşmaya başlıyor.
Bahtsız kişinin ruhunun kendine aktığını hissederken ve lanetini tekrar hatırlarken birini söndürse de Güneş ışıklarını görebildiği için şükrediyor.