- Katılım
- 4 Tem 2020
- Mesajlar
- 679
- Çözümler
- 7
- Tepkime puanı
- 2,857
- Puanları
- 93
- Hobim
- Okumak
- İsim
- Murat
- Meslek
- Talebe
- Memleket
- Konya
- Cinsiyet
Ey kardeşim!
Hüzünle kuşanmalısın, önce Allah’tan korkmalı, sonra ümmetin halinden endişe duymalısın.
En yakın arkadaşlarını şeytan birer birer alırken, sen neredesin?
Kardeşinin bilmeden yaptığı hatalar karşısında onu hiç uyardın mı, ona dua ettin mi?
Onun için üzülüp ağladın mı?
Yaşadığı zor imtihanlarda yanında durdun mu?
Hiçbir şey yapamadığın durumlarda onun için dertlenip ağladın mı?
İşte büyüklüğün alametidir bunlar. Maalesef bugün kendi halimize bile ağlayamazken, nasıl olur da kardeşlerimizin haline ağlarız?
Şirkin hakkı perdelediği, hakkın ucuza getirildiği bir dünyada yaşıyor insanlık. Hakkın taraftarı olacak nesiller arama yarışına girişmek için yeniden kaybettiğimiz değerler için hüzünle dolmalı sinelerimiz. Yeniden hasretle yolunu gözlemeliyiz medeniyetimizin. Kaybettiğimizi bulana kadar, her baş Allah’ın önünde eğilene kadar, bir hüzün kaplamalı yüreğimizi. Gözlerimiz Rahman’ın rahmetini kazandığında dökeceği sevinç gözyaşlarına ulaşıncaya kadar, hep elem gözyaşı ile ağlamalıdır. Kimliğini kaybeden, sarhoş edilen gençliğimiz yeniden uyansın diye sürekli ciğerimizde bir ateş ve bir sızı olmalı. Başlarımız Rahman’a verilen sözü tutamadığı için önünde hep eğik, fakat küffara karşı daima dik durmalı.
Ey Rabbimiz! Dünyayı oyun, eğlence zanneden ve nefsini, neslini unutan şu ümmetin halini Sana şikayet ediyoruz. Ağlanacak haldeyiz, gülüyoruz. Görevlerimizi ihmal ettiğimiz her dakikadan affını Murad ediyoruz. Cehenneme giden nesilden gafil olduğumuz zamanlarda bizi rahmet tokatlarınla uyandır! Sana layık değiliz. Rabbimiz, gözlerimizden akacak gözyaşlarıyla çoraklaşan ümmet toprağını çöl olmaktan koru! Kaygısız ve kavgasız bir ömürden, sancısız ve rahatı seven bir ruh halinden Sana sığınırız. İzzet-i Celaline dayandık, kapındayız; bizi bencil nefislerimize oyuncak eyleme. Bizi ümmete ait olma hissiyle yaşat ve canlarımızı öylece yanına çağır…
Âmin.
M.Sahin
Hüzünle kuşanmalısın, önce Allah’tan korkmalı, sonra ümmetin halinden endişe duymalısın.
En yakın arkadaşlarını şeytan birer birer alırken, sen neredesin?
Kardeşinin bilmeden yaptığı hatalar karşısında onu hiç uyardın mı, ona dua ettin mi?
Onun için üzülüp ağladın mı?
Yaşadığı zor imtihanlarda yanında durdun mu?
Hiçbir şey yapamadığın durumlarda onun için dertlenip ağladın mı?
İşte büyüklüğün alametidir bunlar. Maalesef bugün kendi halimize bile ağlayamazken, nasıl olur da kardeşlerimizin haline ağlarız?
Şirkin hakkı perdelediği, hakkın ucuza getirildiği bir dünyada yaşıyor insanlık. Hakkın taraftarı olacak nesiller arama yarışına girişmek için yeniden kaybettiğimiz değerler için hüzünle dolmalı sinelerimiz. Yeniden hasretle yolunu gözlemeliyiz medeniyetimizin. Kaybettiğimizi bulana kadar, her baş Allah’ın önünde eğilene kadar, bir hüzün kaplamalı yüreğimizi. Gözlerimiz Rahman’ın rahmetini kazandığında dökeceği sevinç gözyaşlarına ulaşıncaya kadar, hep elem gözyaşı ile ağlamalıdır. Kimliğini kaybeden, sarhoş edilen gençliğimiz yeniden uyansın diye sürekli ciğerimizde bir ateş ve bir sızı olmalı. Başlarımız Rahman’a verilen sözü tutamadığı için önünde hep eğik, fakat küffara karşı daima dik durmalı.
Ey Rabbimiz! Dünyayı oyun, eğlence zanneden ve nefsini, neslini unutan şu ümmetin halini Sana şikayet ediyoruz. Ağlanacak haldeyiz, gülüyoruz. Görevlerimizi ihmal ettiğimiz her dakikadan affını Murad ediyoruz. Cehenneme giden nesilden gafil olduğumuz zamanlarda bizi rahmet tokatlarınla uyandır! Sana layık değiliz. Rabbimiz, gözlerimizden akacak gözyaşlarıyla çoraklaşan ümmet toprağını çöl olmaktan koru! Kaygısız ve kavgasız bir ömürden, sancısız ve rahatı seven bir ruh halinden Sana sığınırız. İzzet-i Celaline dayandık, kapındayız; bizi bencil nefislerimize oyuncak eyleme. Bizi ümmete ait olma hissiyle yaşat ve canlarımızı öylece yanına çağır…
Âmin.
M.Sahin