Güç yozlaştırır mı? ★Stanford Hapishane Deneyi (2 Izleyici)

  • Kullanıcı asminya
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • - Düşünce Platformu Serbest Kürsü
Güç Yozlaştırır mı? -
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için Giriş yap veya üye ol.
(16dk)​
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için Giriş yap veya üye ol.
(bu da filmi)​
6 gün kadar sürecek bu deneyde, normal insanların birkaç gün içinde​
nasıl bambaşka insanlara dönüştüğünün hikayesi verilmektedir.​
Dikkatle izleyin ve illaki sorgulayın.​
 
Benlik dediğimiz şeyi göle benzetirim, yaşamımızın detaylarını da yağmur damlalarına. Damlalar küçük olabilir ama yıllar boyu birikerek gölü oluştururlar. Bu açıdan bakıldığında doğumdan bu ana kadar çoğunu hatırlamasak bile duyduklarımız, gördüklerimiz, okuduklarımız ve deneyimlerimiz ben dediğimiz şeyi oluşturan parçalardır. Genel olarak dışarıdan gelen etkilere olan tepkiler de geçmişte yaşadığımız benzer etkilere verilen benzer tepkilerdir.

Yani, zihnin kaynağında geçmiş yaşamdan izler bulunur. Eskilerin yani çevrendekilerin yaşadıkları bir şekilde senin benliğin ve senin doğrun olur. Bunu fark etmesen bile o vardır yalnızca gölün derin katmanlarında bulunmaktadır. Ortaya çıkması için şartların oluşması yeterlidir. Daha kısası yani kötülük derinlerde bir yerde içimizde saklı, çıkması için şartların oluşması yeterlidir.

hannah arendth kötülüğün sıradanlığı kitabında her bireyin aslında kötü olduğundan bahseder, bunu özellikle nazi askerleri üzerinden söyler. O askerlerin yerinde başka birisi olsa yine emirleri gerçekleştirecek yine sorgulamayacaktı, ancak yeni çıkan teoriler bu realist görüşün önüne çıkıyor. O da akıl vicdan kavramı ile ilgili, zaman içinde başka kitaplardan kendi gölünü oluşturursan bir şekilde o kötülük hissiyatı dipte kalır ve çıkması güçtür vs vs şeklinde. Ve insan kendini yönetebilir ve kendisine verilen tüm dayatmaları reddedebilir mi? bunun için gerekli koşullar var ama, eğitim ve toplumsal yapı şekillendirir bireyi. Nazilerde kendini üstün görme durumu vardı, o sebeple böyleydiler. Çünkü çocukluktan beri öyle yetiştiler.

Stanford hapishanesi deneyini de bu bağlamda değerlendirmeli.

Vesselam sonuc olarak kim olursa olsun, guc insanin basini döndürüyor. Toplumun bize bictigi rolu ve öğretilerini de farkinda olmadan yerine getiriyoruz, ben hep reddetmisimdir o ayri:) dostoyevski de demis ya: dünyanın en gereksiz işe yaramaz adamını alın, bir gişe memuru yapın. kendini önemli biri zannedip hemen sizi aşağı görecektir.
 
Evet istisnalar kaideyi bozmasada güç yozlaştırmaktadır. Filmi izlemedim ama deneyi pür dikkat izledim. Zaten toplumumuzda bunu her kademede yaşamıyormuyuz. Örneğin askerlik yapan arkadaşlar bilir, dışarıda selam bile veremeyeceğiniz, beş para etmeyen insanlar orada gücün etkisi makam ve mevkilerinden aldıkları kudretle sizi bir böcek gibi görmektedirler.
Mesela mevcut iktidar, hukuksuzluklar silsilesinin mağduruyken bugün gücü elinde bulundurduğunda ülkede hukuk denen mekanizmayı yerle yeksan etmiştir.
Normal şartlarda sosyal hayatta silik olanlar devletin belli kademelerinde memur olduklarında nasıl bir hale dönüşüyorlar hergün görüyoruz.

Ben burada şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. Çocukluk yıllarımdan kalma bir anı. Ozamanlar bir çocuk vardı yaşı güçük ama hırsı ve öfkesi dağlar kadar, tebessüm etmeyen, dünyaya adeta düşman olan biri. Yetimhanede yetiştiği için okulda itilir kakılır, hırsız gözüyle bakılır. Aileler bile çocuklarının sınıfında olmasından rahatsız olurlar.
Çocuk bu durumu kaldıramayacak dereceye gelir ve kentin en gaddar çetesine girmeye karar verir. Bu girişimi için yollar aramaya başlar ve işe paketçilik yaparak, çoğu zaman yetimhanede kaçmak suretiyle suç dünyasının ilk aşamasını tamamlar. Ölümden korkmayışı, kaybedecek hiç bir şeyi olmayışı onu bir kaç ayda yükseltir ve küçük olmasına rağmen adı sanayi çetesi ile anılmaya başlar. Artık öğretmenler bile kendisiyle konuşurken daha dikatli, öğrenciler abi çekmekte... Ve sonu hüsran, küçük şehirden büyük kente en büyük olmanın yolu tutulur... Güç sadece kişiyi değil etrafındaki herkesi herşeyi yozlaştırır. Kişi kendine biçilen role kendini o denli kaptırır ki o kişiyi o rolden sonra tanımamaya başlarsınız.

Maalesef güç sadece yozlaştırmakla kalmıyor, tüm değerleri alt üstte ediyor, inandığınız nekardar doğru gerçek varsa yakıp yıkıyor...
 
Konuyu iğneleyeyim en kısa zamanda geleceğim :)

Bu arada görmeyenler için de güncellemiş olalım :)
 
Çok güzel bir konu olmuş. O kitabı herkese tavsiye ederim, içinden alınacak tonla gerçeklik var.

Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar.
 
Gücün bozması istisnalar hariç cok katılmıyorum tartışılır..

Mevcut güce muhalifliği bir hayat tarzı benimseyip amaçsızca muhaliflikle benliğindeki bastrıamadığı duygularla savaşma biçimi daha ağır basar bence..

Örnek olarak tarihteki jön türkler ve ittihatçılar gibi..
 
Çok etkileyici ve düşündürücü bir deneydir. İçinde bulunduğumuz, koşullar, geçmişten getirdiklerimiz, yeterliliklerimiz ve yetmediklerimiz, kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz, sahip olduklarımız ya da olduğumuzu sandıklarımız, komplekslerimiz ve mevkilerimiz, hasılı kelam taşıdığımız her şey, karşılaştığımız durumlara verebileceğimiz tepkileri etkiliyor malumunuz.

Güç dediğimiz ilahi olgu da kişiyi tanrılık hissiyatına götürebilecek zehirli ve tehlikeli bir kazanımdır. Zira insan, zaten kendisini tanrı olarak gören nefis dediğimiz karanlığı taşımaktadır. Doğal olarak kendisini ilahlaştırmaya meyilli bir varlığın ilahi bir olguyla imtihanı belki de en zor imtihandır. O halde derim ki aslında hepimiz potansiyel firavunuz. Sadece firavunların sahip oldukları şartlara sahip değiliz. Yani kimse sınanmadığı günahın masumu değildir. :) Herkes gücü kadar iyilik ve kötülük yapma yeterliliğindedir. Güç öyle bir şeydir ki Allah'ın daha büyük olduğunu unutturabileceği için sıradan bir adamdan bunun hatırlatılmasına ihtiyaç duymana sebep olabilir. Güç öyle bir şeydir ki ağzından çıkabilecek bir kelime ölüm ve yaşama karar verebilir. Taşıması çok zor bir yüktür. Frodo'ya yüzüğün ağır gelmesi de bundandır. Anakin'in karanlık tarafa geçmesi de. Bilenler bilir.
Güç ancak Hz Ömer gibi, " Hata yaptığımızda bizi uyarmazsanız sizde hayır yoktur, uyardığınız halde sizi dinlemezsek bizde hayır yoktur!" diyerek dengeye oturtulabilir. Zira sorgulanmayan, teftiş edilmeyen her güç çığırından çıkmaya ve "yeni düzen" adı altında yok etmeye, kendisini putlaştırmaya hazırdır. Sistemleri tağut haline getiren de bu güçtür. Güç, en büyük zafiyetimizdir.

Bknz: Yüzüklerin Efendisi, Star Wars

O zaman, " May the force be with you." gençler. :)
 
Son düzenleme:
Tapar hale gelirseniz, yozlaştırır...
Ölünce modern olursunuz ama...
Yani, sade... Düşüncenizi daha geri getiremezsiniz ama...
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri