Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

İktibas Elma kokusu ve Halepçe Soykırımı

Ne yazarsam yazayım Halepçe katliamını ve Kürtlere karşı uygulanan bu soykırım vahşetini anlatmaya yetmeyecektir. Çünkü bu katliam kısa bir yazıyla ifade edilebilmenin ötesinde büyük bir insanlık dramıdır.

1647408192447.png

Bugün, İran-Irak Savaşı esnasında (1980-1988), Irak’ın o dönemki devlet başkanı Saddam Hüseyin’in Enfal operasyonu adı altında Kürtlere karşı düzenlettiği Halepçe katliamı’nın üzerinden tam 34 yıl geçti, ancak arkasında bıraktığı vahşet insanlığın belleğinde ilk günkü kadar taze durmaktadır. Halepçe Katliamı; yanı başlarında patlayan bombalar arasında annesine koşan bir çocuğun dilinden dökülen “Daye behna seva te (Anne elma kokusu geliyor)” sözüyle akıllara gelir.
16 Mart 1988’de tarihin en utanç dolu günlerinden biri olarak kayıtlara geçen Halepçe Katliamı bir anda spontane oluşan bir vahşet değildir.
Enfal operasyonundan Halepçe Katliamı’na giden ilk süreç aslında 1970’lı yıllardan itibaren başladı. Irak’taki ırkçı Baas partisi , 1968 yılında iktidara geldikten sonra Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarına başlamış ve 1979 yılında Saddam Hüseyin’in devlet başkanı olmasından sonra daha şiddetli bir şekilde devam ettirilmiştir.

Hava saldırısı

Halepçe halkı, tarihin karanlık sayfalarında çoktan yerini almış dünyanın en zalim diktatörlerinden birisi olan Saddam Hüseyin ve Ali Hasan el-Mecid’in (“Kimyasal Ali”) olarak da bilinen) vahşet planından habersizdi. Halepçe, 16 Mart 1988’de ilk olarak Irak ordusunun hava bombardımanı ve topçu atışları ile sarsıldı. Halepçe halkı bu saldırıyı uzun yıllardır süren savaşın bir parçası olarak algılayıp evlerine ve sığınaklarına girdiler.

Ancak sonrasında, Irak ordusu konvansiyonel silahlarla Halepçe’yi tekrar bombalayarak evlerin camlarının kırılmasını sağladı ve bununla birlikte önceden tasarlandığı net bir şekilde belli olan ikinci hareketin önü açıldı.

Bu hava saldırısının hemen akabinde kimyasal bombalar devreye sokulmuş, Ali Hasan el-Mecid’in emriyle 8 taneden oluşan MIG-23 jetleri, hardal ve sarin gazlarıyla yüklü bombaları Halepçe üzerine bıraktılar; evlerin camları kırıldığı için içeri kaçanlar da zehirli gazlardan kurtulamadı.

O dönemdeki bu vahşete tanıklık etmek zorunda bırakılan sivil insanlar, kente düşen bombaların içindeki “elma kokulu” gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente yayılmaya başladığını dillendirilmektedir.

Bombardımanda kullanılan hardal, sarin ve VX gibi gazların kokusunu genizlerinde hisseden Halepçe’deki tüm canlılar birer birer toprağa düşmüştür.

Soykırıma adı verilen Enfal operasyonu, ismini Kur’an’daki Enfal Suresinden almaktadır. Enfal’in Arapça anlamı “Savaş Ganimetleri”dir. Soykırıma Enfal adının verilmesinin nedenlerinden birisi, Saddam rejiminin Kürtleri “kafir” olarak göstermeye çalışmasından kaynaklanmaktadır.

Halepçe’de katlettikleri Kürtler de Sünni Müslüman olmalarına rağmen İslam üzerinden Kürt düşmanlığını besleyip kendilerine meşruiyet yaratmaya çalışıyorlardı.

Kürtlerin Nagazaki'si

16 Mart 1988’de Irak ordusunun hava saldırısı daha başlamadan önce Halepçe’deki askeri güçler dağlara çekilmişti; yani o tarihte Halepçe tamamen sivillerin olduğu bir şehir halindeydi. Kimyasal gaz bombalarının atıldığı anda kısa süre içerisinde beş binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve on beş binden fazla insan yaralandığı tahmin edilmektedir. Tüm bu vahşete ek olarak, Enfal operasyonu sırasında 4 bin 500 köyü yıkılmış, yaklaşık 200 bin Kürt katledilmiş ve bir milyondan fazla insan yerinden edilmiştir.

Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombasından sonra dünya tarihinin en büyük soykırımı 16 Mart 1988’de Halepçe'de gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, Enfal operasyonu adı altında gerçekleştirilen Halepçe soykırımı, Kürtlerin Nagazaki ve Hiroşima’sıdır.

Üstte belirtilen vahşetin doğrudan sorumlu kişileri Saddam Hüseyin ve Ali Hasan El-Mecid insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı idam edilmiştir.

Ancak bu ileride başka bir katliam veya vahşetin işlenmeyeceği anlamına gelmemektedir; o yüzden Ortadoğu coğrafyasının kendi sınırları içerisinde niçin Saddam gibi despotlar ve diktatörler çıkardığı sorusunun, bu coğrafyada insanca yaşamaya çalışan herkesin yüzleşmesi gereken bir soru olduğunu düşünüyorum. Ortadoğu coğrafyasında yaşanan her katliamın arkasında sadece Batılı dış güçlerin olduğu tezi eksik ve sorunlu bir yaklaşımdır.

Ortadoğu bölgesindeki yozlaşmanın ve despotluk özentisi liderlerin bu kadar bol olmasını ve yine bu despotluk özentisi liderlerin insanları özellikle İslam’ın kutsal değerlerini kullanarak birbirine düşman etmesinin nedenlerini sorgulamadan yapılacak her değerlendirme ileride yaşanması muhtemel başka bir katliamın veya vahşetin habercisi olacaktır.

Saddam , insanlığa karşı işlediği suçlardan dolayı Irak’taki mahkemelerde yargılanırken elinden Kur’an-ı Kerim’i eksik etmemiştir; İslam’a en çok zarar verenlerin, işledikleri katliamları ve vahşetleri İslam’ın kutsal değerleriyle aklamaya çalışan despot liderler olduğunu düşünüyorum.

Ve maalesef bu tarz liderler günümüzde bile insanları dini değerler üzerinden ayrıştırmaya ve zulüm uygulamaya devam etmektedir; o yüzden İslam’ın kutsal kitabi Kur’an-i Kerim ile propaganda yapan liderlerden uzak durmanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Buna ek olarak, Allah ile aldatılanlardan olmamak Rene Descartes'in “düşünüyorum, o halde varım” düsturunu her birimizin hayatın her alanında hatırlamasında fayda var. En nihayetinde ne düşünmeden hareket eden bir insanın ne de sorgulanmadan sürdürülen bir yaşamın anlamı vardır.Altını çizerek ifade etmekte fayda var; adaletsizlikleri, yozlaşmayı, çürümeyi, despotluk özentisinde bulunan liderleri sorgula(ya)mayan, her insan bir gün mutlaka kurulu düzenin hedefi olacaktır.

Son olarak; tarihin en utanç günlerinden birisi olan Halepçe Katliamı sonucunda yaşamını yitirenleri bir kez daha anıyor ve bir daha asla böyle bir acının yaşanmamasını diliyorum.

Cevdet Acu
İstanbul - BİA Haber Merkezi
16 Mart 2022, Çarşamba 00:06
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar