- Katılım
- 3 May 2020
- Mesajlar
- 15,880
- Çözümler
- 12
- Tepkime puanı
- 42,516
- Puanları
- 113
- Konum
- Avrupa
- Web sitesi
- forumkalemi.com
- Burç
- Akrep
- İsim
- Murat
- Cinsiyet
- Takım
Halk TV de bir oturum ve bu oturumda pervasızca tüketilen cümleleri tartışmaya taşımak istedim. Sözlerin sahibi Fikri Sağlar, bu ülkede bakanlık yapmış biri...
Bir kişinin giyim kuşamı ile vereceği kararlar arasında bağlantı kuran Sağlar “Ben türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var.” dedi.
Fikri Sağlar, Halk TV'de katıldığı bir programda uydurma bir kavram olan 'türban' hakkında, "Sorun başörtüsü değil, sorun türbandır” diyerek "Türban irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır. Başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu'da bir geleneksel giysidir. Arada fark var. Ben kendimden söylüyorum, yargılandığım zaman türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde, benim haklarımı koruyacağına, adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var. Nitekim de başıma geldi…" iddialarında bulundu.
Kişilerin inançlarının gereği olarak yerine getirdiği eylemleri kabullenemeyen bunun yerine faşizan dayatmalara boyun eğmelerini bekleyen çarpık ideolojilere sahip kişilerin söyleyebileceği bu argümanların hiçbir mantıki izahı bulunmuyor mu sizce?
Allah’ın emrini ve dinin gereklerini yerine getiren ve başını örten kadınların kimliksel duruşunu ‘üniformaya benzetmek’ de militarist vesayetin ötekileştirici unsuru olarak devam ettirilmeye çalışılmıyor mu?
Kemalist ideolojinin dayatmalarını kabullenmeyen ve buna karşı kendi kimliğini koruyan ve korumaya çalışan insanlara karşı hortlatılmaya çalışılan bu zırvaların ancak ideolojik saplantı içerisinde yer alan yayın organlarında yer alması, iyice kemikleşen ideolojilerin bir dışa vurumu değilimdir?
Bir kişinin giyim kuşamı ile vereceği kararlar arasında bağlantı kuran Sağlar “Ben türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var.” dedi.
Fikri Sağlar, Halk TV'de katıldığı bir programda uydurma bir kavram olan 'türban' hakkında, "Sorun başörtüsü değil, sorun türbandır” diyerek "Türban irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır. Başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu'da bir geleneksel giysidir. Arada fark var. Ben kendimden söylüyorum, yargılandığım zaman türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde, benim haklarımı koruyacağına, adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var. Nitekim de başıma geldi…" iddialarında bulundu.
Kişilerin inançlarının gereği olarak yerine getirdiği eylemleri kabullenemeyen bunun yerine faşizan dayatmalara boyun eğmelerini bekleyen çarpık ideolojilere sahip kişilerin söyleyebileceği bu argümanların hiçbir mantıki izahı bulunmuyor mu sizce?
Allah’ın emrini ve dinin gereklerini yerine getiren ve başını örten kadınların kimliksel duruşunu ‘üniformaya benzetmek’ de militarist vesayetin ötekileştirici unsuru olarak devam ettirilmeye çalışılmıyor mu?
Kemalist ideolojinin dayatmalarını kabullenmeyen ve buna karşı kendi kimliğini koruyan ve korumaya çalışan insanlara karşı hortlatılmaya çalışılan bu zırvaların ancak ideolojik saplantı içerisinde yer alan yayın organlarında yer alması, iyice kemikleşen ideolojilerin bir dışa vurumu değilimdir?