Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Portre Roger Garaudy

Garaudy, ilerleyen yıllarda bu fikri zeminini "Beni komünist yapan ne ise Müslüman yapan da odur!" sözleriyle sloganlaştıracaktı.

Üstad Cemaleddin Afganininde Mason locasına üyeliği bu şekilde başlar. Mason locası ilk kuruluşu insani değerlerin yüceltilmesi ve mazlumlara yardım içindir. Ama maalesef sonrasında emperyalist emellere uşaklık eder ve Afgani bu kurumla bağını keser. Bugün kuruluş ilkelerine bağlı kalsaydı bende O locaya seve seve hizmet ederdim. Komünist manifestoda ilk çıkışı itibari ile haklı ve insani gerekçelere dayanır, stalinle beraber polisiye ve despotik bir devlet haline döner.

Fransa'nın da savaşın bir tarafı olduğu II. Dünya Savaşı sırasında Garaudy askerdir. Bu savaşta gösterdiği kahramanlıklardan dolayı kendisine şükran madalyası verilmiştir.
Fransız hükumeti,
II. Dünya Savaşı esnasında Hitler’le bir anlaşma yaptı. Garaudy, şartlarını ağır bulduğu bu anlaşmayı savaş esnasında kışlada protesto etti ve anlaşmayla ilgili bildiriler hazırlayıp dağıttı.
Bu eylemlerinden dolayı 1940 Eylül'ünde gizli örgüt kurma suçlamasıyla tutuklandı ve Fransız sömürgesi altındaki Cezayir'e sürgün kampına gönderildi. Sürgün kampındayken; Garaudy ve arkadaşları İspanya’da yakalanıp sürgüne gönderilen diğer Komünistler kampa getirildiğinde onları, Komünist Enternasyonal (Komintern)'de işçi sınıfının marşı ile karşıladılar. Bu sebeple Garaudy’nin de içinde bulunduğu Komünist askerler ölüm cezasına çarptırıldı. Kuşuna dizilmek üzere sıraya dizilen Komünist militanlar, Cezayirli Müslüman askerler ile karşı karşıya kaldıklarında tam bir adanmışlık ve teslimiyet içinde marşlar söyleyerek ölümü beklemeye başladılar...
Ateş emri verildi ancak Fransız komutanlarının emrine karşı gelen Cezayirli Müslüman askerler tetiği çekmedi. Kırbaç cezası alan Müslüman askerler bu cezaya rağmen ateş emrini yerine getirmedi. Bunun üzerine idam cezası önce ertelendi sonra da uygulanmadı.
İbretlik bir hayat hikayesi gerçekten. Cezayiri anlamanız içinde size yardımcı olacaktır.

Fransız komünistleri onu ideolojik bağlamda Marksizm’in fikir babası olarak görürler.
Komünistler, "Karl Marks’ın bütün eserleri kaybolsa Garaudy onları yeniden yazabilir." ifadeleriyle Garaudy’nin Komünizm’in en önemli ideologlarından biri olduğunu vurgular.
Alın size gerçek bir düşünür...
Bence eğer gerçek bir okursanız bu cümleler hayatınızı ve okuma pratiğinizi gerçek anlamda değiştirecektir

Roger Garaudy’in Müslüman oluşu; Batının sanat, edebiyat ve siyaset çevrelerinde deprem etkisi yaratır. Komünizm ve Marksizm’in duayen isimlerinden biri olan Garaudy’nin İslam’ı kabul etmesi Kremlin’de de şaşkınlığa yol açar.

Batıda akın akın İslama girişler ve İslam üzerine araştırmaların kökeni buraya dayanır, modern dönem için diyorum.

Hayatının farklı dönemlerinde birbirine aykırı görünen pek çok farklı inanç ve düşünce sistemini benimseyen Roger Garaudy’nin Müslüman olma sürecine dair kinayeli bir soruya verdiği cevap çarpıcıdır:
Fransız düşünür Roger Garaudy, 1982 yılında Müslüman olduktan sonra Türkiye’de verdiği bir konferans sırasında bir gazeteci, kendisine şu soruyu yöneltir:
-Biz sizi tanıyoruz Bay Garaudy. Önceleri Marksist-Leninist ve ateist idiniz. Sonra Maoist oldunuz. Daha sonra Sovyet veyahut Marksizmi tenkid ederek Avrupa Komünizmi (Eurocomunism) yaklaşımını benimsediniz. Bir müddet böyle devam ettiniz. Bu arada Budizm'e ilgi duydunuz ve ben Budist bir Marksist’im dediniz. Sonra Katolik kökenlerinizi keşfettiniz ve Hristiyan bir Marksist’im dediniz. Latin Amerika'da bir elinde İncil bir elinde Das Kapital tutan bir papazın başlattığı 'Özgürlükçü İlahiyat' akımına sempati duydunuz, onları destekleyen yazılar yazdınız. Sonra Marksizm artık bitmiştir dediniz ve Marksizm ideolojisinden ayrıldınız. Bir müddet sonra Vatikan ve Hristiyan ilahiyatı ile de ters düşmeye başladınız ve oradan da koptunuz. Şimdi ise Müslüman oldum diyorsunuz. Size sorum şu: Bundan sonra ne olmak istiyorsunuz?
Yeni Müslüman olan Garaudy kısa bir sessizlikten sonra, şu cevabı verir:
- Evet arkadaşım bu saydıklarınızın hepsi doğru. Ama şunu bilmenizi isterim ki defineciler aradıkları hazineyi buluncaya kadar önce yatay olarak yüzeyde dolaşırlar. Ellerindeki cihaz üstünde durdukları yerin altında kıymetli bir maden olduğu sinyalini kendilerine verinceye kadar. Ondan sonra satıhta dolaşmayı bırakırlar ve kazmaya başlarlar. O ana kadar yatay devam eden arayışları artık dikey hale gelir. Benim hikâyem de böyle. Her nereye gittimse samimi olarak ontolojik yerimi arıyordum. Ama nereyi kazdımsa altından o çıkmadı. Şimdi ise bir yere geldim, çok canlı hissediyorum ayağımın altı kaynıyor. O noktanın adı İslam. Ama arayışım bitmeyecek. Şimdi de onun dikey katlarında kendimi aramayı sürdüreceğim, merak etme…

Burayı defalarca okumanızı istiyorum. Bu bindiğiniz gemide size rota çizecektir
 
"İsrail, Mitler ve Terör" adlı eserinde diğer milletlerin Yahudilerden çok daha fazla zulüm gördüğünü hatırlatarak İsrail’in “mağdur edebiyatı”na başvurduğunu söyleyen, İsrail'e adeta meydan okuyan Garaudy; her daim Filistin halkının yanında olduğunu vurguladı.
  • "Siz İsrail devletinin yetkilileri, hep Hitler’i kötülüyor, 6 milyon gibi şişirilmiş bir rakam ortaya atıyor ve sürekli soykırımdan bahsediyorsunuz! Sizden çok daha sayıda öldürülen Çingeneleri, sizin beş katınıza varan sayıda öldürülen Slavları ve daha başkalarını yok sayıyorsunuz. Romanlarınız, filmleriniz, hikâyeleriniz, kitaplarınız, dizileriniz ve müzelerinizde sizden başka soykırıma uğrayan başka hiçbir millet yokmuş gibi dünya insanlığının beynini yıkıyorsunuz. Sürekli kendinizi acındırıyorsunuz. Tazminatlar alıyorsunuz. Fakat elli yılı aşkın süredir Hitler’in yaptığının çok daha beterini, sizler Filistinlilere yapıyorsunuz! Bu zulmü bırakın! Filistin’de yapmakta olduğunuz işgalleri bırakın! Katliamları bırakın!"
İsraili tanımak mı istiyorsunuz gerçekten, alın size baş yapıt, unutun daha önce okuduklarınızı, ajitasyonsuz, dramasız gerçeklerle tanışmak için okuyun..

"İslâm’ın bugünkü kifayetsizliği bizatihi kendinden değil Kur’an’ı ölü gözüyle okumayı gerekli gören gelenekselcilikten kaynaklanmaktadır."
Alın size geri kalmışlığımızın, sömürgeci duruma düşmenin bulunduğumuz konumun gerçek bir eleştirisi...

Garaudy, İslam ve Müslümanlarla tesbit ve eleştirilerini maddeler halinde şöyle özetler:
İslam, dinamik ve zinde bir kabulle uygulandığı dönemlerde Müslümanlar, Atlas Okyanusu’ndan Hindistan ve Çin'e İslam’ı yaymışlardır. İspanya çok az bir kuvvetle kolayca fethedilmiştir; çünkü orayı fetheden kuvvet değil; İslam'ın adaletiydi.
Müslümanlar, tefekkürü bir yana bırakıp geleneksel bir formatta eskilerin dediklerini tekrarladıkları için içtihad kapısı kapandı. Kendini düşünce ve problemlere göre yenilemeyen Müslümanlar sebebiyle İslam âlemi önce durakladı; sonra İslam aleminde çöküş başladı.
İslam’ın yeniden dünya hakimiyeti ve Müslümanların her alanda ilerleyiş ve yükselmesi müctehid de olsa imamların formüllerini tekrarlamakla değil onların metotlarından ilham alarak Kur’an ve Sünnetin özüne uygun yeni bir yorumla olur.
Çağı vahy ile yeniden yorumlamak gerekir. Sonradan İslama giren biri bunu çok net görüyor ama İslamla doğmuş ve önün üzerinde bir ömür geçirmiş insanlar maalesef bunu hala anlayamıyorlar
 
  1. Mezhepleri gereksiz bulan Garaudy’nin yeni içtihatlar yapılması gerektiğini savunması,
  2. Tesettürle ilgili; dış görünüşün, kıyafetin ikici planda olduğunu savunması,
  3. Günümüzde Müslümanların en temel sorununun büyüme ve kültürel ilişki başlıkları olduğunu öne sürmesi,
İslam kültür ve medeniyetini Araplarla özdeşleştirip Osmanlı’yı bu kültürün dışında tutması eleştirilerin odağında yer almasına yol açacaktır.

Üzerine uzun uzun konuşulması gerek.

@Hatra @Hejir @AsyAAsyA is verified member. @ZoeZoe is verified member. @Dil-figar @MevaMeva is verified member. @EfuL!mEfuL!m is verified member. @ZARiPZARiP is verified member. @Yeşil sarık ve konuyla alakalı okuma yapmak isteyen diğer arkadaşlar isterseniz konuyu Google metz yada zom üzerinden konuşmaya açabiliriz, haftasonu. Konuya dair iki makale daha ekleyeceğim
 
Yetmişinden sonra Müslüman olması değil sadece, hayatının bütün dönemlerinde konfor alanını terk etmesi hayranlık uyandırıcı. Ancak böyle biri yetmişinden sonra bu denli köklü bir değişime cesaret edebilir. Paylaşımlar ve yorumlar için çok teşekkür ederim @QasemQasem is verified member.
Gelenekçi/ muhafazakar tutumun, bizde neleri yavaşlattığı, bizi nelerden mahrum ettiği belki uzun uzun tartışmaya değer. Fakat daha birkaç yıl önce ilahiyat fakültelerinde felsefe derslerinin kaldırılması için kamuoyu oluşturmaya çalıştılar. İnsanlığın ortak mirası konusunda kendi üstüne kapanan bir toplumda Garaudy, Afgani, Fazlurrahman, Malik b. Nebi vd. çok kolay çarmıha gerilir, geriliyor.
Modern dönemde Müslümanların neler yaptığını, tartışmaların nereden nereye evrildiği düşününce yoruluyorum. Hâlâ kendi gündemini oluşturamayan bizler için işler yine Arap saçına dönüyor. (Ben niye bu kadar karamsarım?)
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Sık sık pişirilip önümüze getirilen iki konuya kısaca değinmek istiyorum. Biri İslamcılık, diğeri kültürel iktidar.
Garaudy için, Marksizm'i yeniden yazabilecek kadar güçlü bir birikimi olduğu yazıyordu yukarıda. Bugün İslamcılık yapabilecek, yeniden oturup İslamcılık'ın kıtanı yazabilecek kaç kişi var? (İslamcı tarafım tartışılır ama İslamcılık'ın sürekli kurban edilmesine razı değilim :) ) Ümmet, vahdet, birliktelikten bahsederken Müslüman kimliğinin sosyal-siyasal iddialarını bile liberal gibi konuşur hale geldik. Siyasal İslam diye diye neredeyse herkes atılan taşın peşinden kuyuya atlar oldu. İslamcı olmadığını kanıtlamaya çalışan gırla insan görmeye başladım son yıllarda. Bu İslamcılık size ne yaptı? :)
Kültürel iktidar için keza aynı durum bu sefer hissedilir bir kıskançlıkla konuşuluyor. Kültürel iktidar neden solun elinde diye diye isyan edip duruyorlar. Bunun kendi mahallemizin konfor muhafızlığından kaynaklı olduğu bir şekilde kabul edilse de politik yüzüne kimse su sıçratmıyor. Dün ikitidar alanı yokken belli bir inkara uğradığımız gerçek. Peki şimdi? Siyasi iddiasını -ki bu İslamcılık'tır, aksini idddia eden liberaldir :) - yitirmiş, sermayeyle uzlaşmış, kendi içine kapanmış bir topluluk, Garaudy'nin hikayesindeki gibi konfor alanını yaratmayacak kadar rahatsız ruhları nerden çıkarsın?
 
Bı arada şakasız Garaudy bahsine bakınca oturup kendimde bir şeyleri yeniden düşünmem gerektiğini anladım. Bakalım ne olacak?
 
@Hejir, ben yaşadıkları dönem bağlamında Kuran fenomeni Malik bin nebi, Rauger Garaudy, Afgan, Abduh, fazlurrahman, Cabiri ve diğerlerinin çok yumuşak konuştuğunu ve köklere tam inmediğini yenilenme hareketinde sadece öncülük yaptığını düşünüyorum.

Siyasal İslam ve kültürel miras konuları ve İslami yenilenme için köklü çalışmalar yazacak cesaretimizin olduğunuzda düşünüyorum.
En fazla ipe gideriz :)

Yazmaya çok zamanım yok bence konuyu hep beraber gündeme almalı üzerine sesli konuşmalıyız
 

Siyonistler Garaudy'nin kitaplarını niçin hedef alıyor?​

Cemal Aydın, Roger Garaudy'nin Avrupa'da basılan kitaplarına gösterilen ilgiye karşın yayıncılara çeşitli baskılar uygulandığına dikkat çekiyor.​


16 Ekim 2022 Pazar

Cemal Aydın / Açık Görüş

Almanlar Siyonist baskıya boyun eğecek mi?


Siyasî Siyonistler, her türlü hile, yalan ve şantajla Roger Garaudy'nin "İsrail, Mitler ve Terör/İsrail Siyasetinin Dayandığı Efsaneler" kitabını bütün Avrupa'da yasaklattılar. Bu kadarla yetinmeyip yayınevlerini tehdit ederek diğer eserlerinin yayımlanmasını da fiilen durdular.

"İsrail, Mitler ve Terör" kitabı niçin yasaklatıldı bilir misiniz? Çünkü bu kitap, Siyasî Siyonistlerin bütün yalanlarını, bütün iftiralarını, bütün sahtekârlıklarını, bütün kirli çamaşırlarını ortaya koydu da ondan. Garaudy, "İsrail, Mitler ve Terör" kitabında hiçbir kitabında uygulamadığı bir metoda başvurdu. Yazdığı hemen hemen her paragrafın sonuna "Kaynak:" diyerek o bilgiyi nereden aldığını delilli ispatlı olarak ortaya koydu.

17 milyon Slav katledildi

Garaudy, bu kitabında özetle şunları sordu ve cevaplandırdı: "İkinci Dünya Savaşı'nda 50 milyon insan öldü. Hitler'in ölümüne sebep olduğu kimseler arasında Yahudilerden çok daha fazla başka milletlerden öldürülenler oldu. Meselâ 17 milyon Slav katledildi. Yahudilerden çok daha fazla sayıda Roman denilen ve Çingene olarak horlanan insanlar öldürüldü. Onlar insan değil de sadece siz Yahudiler mi insansınız? Altı milyon Yahudi öldürüldü diye bir yalan uydurdunuz. Sonunda bunun çok abartılmış bir yalan olduğu apaçık ortaya çıktı. İlmî araştırmalarla gerçek rakam düşü düşe 1,5 milyona indi. Öyleyken hâlâ 'altı milyon Yahudi öldürüldü' masalını sürekli tekrarlıyorsunuz.
Neden?
Bütün dünya insanlarını kendinize acındırmak için. Neden? Amerika'nın sömürgesi hâline gelen Almanya'dan tazminat almak için. Neden? Filistinli masum insanların evlerine, arazilerine keyfinizce el koyabilmek için ve Filistinleri acımasızca öldürebilmek için!"
star-15102022fa643918.jpg


İnkârcı iftirası

Avrupa'nın ve Amerika'nın hemen hemen bütün basın ve yayın organları Siyasî Siyonistlerin kontrolünde olduğu için Roger Garaudy'ye şu alçakça iftirayı attılar: "Soy kırım inkârcısı!" Dünyada bu kadar utanmazca, bu kadar ahlâksızca, bu kadar aşağılık iftira sayısı çok azdır. Roger Garaudy açıkça şunu haykırır o kitabında: "Haksız yere tek bir Yahudi bile öldürülse, bu bir insanlık suçudur ve affı yoktur! Ey Siyasî Siyonistler, başka milletlerden ölenlerin sayısı yanında sizden öldürülenler devede kulak kalır. Fakat siz, sadece Yahudiler öldürülmüş gibi, 'Biz öldürüldük, bize soykırım yapıldı!' diyerek dünyaya bu yalanı yayıyorsunuz. Büyük paralar vererek yazdırdığınız sayısız kitap, roman, film, tiyatro eseri ve her bir şeyinizle kendinizi kurban gösteriyorsunuz!"

Antisemit ilan edildi

O iftirayla yetinmeyen Siyasî Siyonistler, Garaudy'yi hiç utanmadan "Yahudi düşmanı/antisemit" olarak da ilân ettiler. Hâlbuki Garaudy'nin büyük sanatçı Yehudi Menuhin başta olmak üzere birçok Yahudi dostu, haham arkadaşı vardır. Garaudy Yahudilerle ilgili olarak şu üç ayrımı yapar: Normal Yahudi; Siyonist Yahudi (bunlar mistik Yahudilerdir) ve Siyasî Siyonistler. İşte Garaudy, İsrail'in başında olan bu cellât Siyasî Siyonistlerin düşmanıdır. Çünkü Siyasî Siyonistler, sadece Filistinlilerin değil, bütün insanlığın düşmanıdır. Siyasî Siyonistler Filistinlilere yetmiş yıldan fazladır kan kusturuyor.
Hem din felsefesi profesörü hem de yayıncı olan dostum Ecevit Polat, Almanya'da, "Unutulan Filozof Garaudy" adıyla bir kitap yazdı ve çok sattı. Ardından Garaudy'nin kızından kendisine alıverdiğim yayın izniyle Garaudy'nin "20. Yüzyılın Biyografisi/Garaudy'nin Felsefî Vasiyeti", "Avrupa'da İslâm (Endülüs'te İslâm)" gibi kitaplarını yayımladı. Alman felsefe geleneği hâlâ çok diri ve çok canlı olmalı ki "20. Yüzyılın Biyografisi" en çok satan kitaplar arasında yer aldı (Ecevit Polat, Garaudy'nin adıyla yedi kitap yayınladı ve hepsi de şükür çok satıyor).

Ben o kitabın ve diğerlerinin çok sattığını duyunca, Garaudy'nin kitapları 1960'lı yıllar ile 1980'li yıllar arasında Almanya'da 500 bin den fazla sattığı için "Uzun bir aradan sonra Almanya Garaudy'yi yeniden keşfediyor!" diye sevincimden uçacak hâle gelmiştim ki Siyasî Siyonistlerin, Fransa'da olduğu gibi Almanya'da da hem dağıtım şirketlerini hem de yayınevini tehdide başladıkları haberiyle öfkeden çılgına döndüm.

Herkes bu hakikati bilsin: Filistin topraklarını kana bulamaya devam eden Siyasî Siyonistlerin zulmü ve katliamının benzeri dünyada az görülmüştür.

Garaudy'nin dünya insanlığına gösterdiği şu tüyler ürpertici soykırım gerçeğine bakalım. Bu soykırımı yapanlar, İngilizler, Fransızlar, İspanyollar ve Portekizlilerdi: "Amerika kıtasının 80 milyonluk nüfusunun 60 milyonu Avrupalılar tarafından imha edilmiştir; geriye kalan 20 milyon da ağır işler ve silâhlardan daha güçlü olan salgınlar yüzünden kırılmıştır. Afrika'dan Amerika kıtasına on ilâ yirmi milyon köle sevk edilmiştir. Köle tüccarları bir esiri yakalayabilmek için on kişiyi öldürmek zorunda kaldıklarına göre, bu 'köle ticareti' Afrika'ya 100 ilâ 200 milyon cana mal olmuştur." (İsrail, Mitler ve Terör, s. 168, Timaş Yayınları)

Kendi cinayetlerini unutturmak istediler

Garaudy'ye kulak verelim: "Yahudi soykırımı masalı, herkesin işine geliyordu. Çünkü bundan 'Tarihin en büyük soykırımı!' diye bahsetmek, Batılı sömürgeciler için Amerika yerlilerinin toplu kırımı ve Afrikalı kölelerin ticareti gibi kendi cinayetlerini unutturmak; Stalin içinse, vahşi zulümlerinin üzerine sünger çekmek demekti." (Aynı eser, s. 169)

Şu İngilizlere bakın: Hindistan'a kumaş satabilmek için on binlerce dokumacı ustasının başparmağını hiç acımadan vahşice kestiler; sayısız Hindu ve Müslümanı öldürdüler. Afyon uyuşturucusunu kabul etmeyen ve halkını o uyuşturucudan korumak isteyen Çin devletine karşı Fransızlarla işbirliği yaparak savaş açtılar, mağlup ettiler ve Çinlileri uyuşturucu almaya mecbur bıraktılar! İngilizlerin dünyanın dört bir yanında, bilhassa da Afrika kıtasında yaptıkları canilikleri, katliamları ve zulümleri saya saya bitiremezsiniz.

Fransızlar da öyledir. Bırakın diğer Afrika ülkelerinde işledikleri cinayetleri (hâlâ da işlemeye devam ediyorlar) sırf Cezayir'de bir milyon Müslümanın kanına girmişlerdir! İspanyolların Amerika kıtasındaki katliamlarını okusanız yüreğiniz dayanmaz (bkz. Bartolomé de Las Casas, Kızılderililer Nasıl Yok Edildi, Şule Yayınları).

ABD ise, vahşet ve cinayette İngilizlerin yerini alan tam bir haydut devlettir. İşlediği cinayetler ve katliamlar saymakla bitiremezsiniz. Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinin çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı ve bebek demeden bütün masum insanları üzerine canavarca atom bombası atabilen bir ülkedir ABD. Vietnam'da yaptığı zulümleri bilen insan, insanlığından utanır. Irak'a önce ambargo koyarak bir milyondan fazla bebeğin ölümüne sebep olmuş, ardından da koca ülkeyi harabeye çevirmiştir. Afganistan'daki cinayetlerini Afganlılardan dinleseniz, yüreğiniz parçalanır. ABD, Siyonist İsrail'in cinayetlerinin de ortak sorumlusudur. ABD'nin Güney Amerika'daki cinayetlerini bilseniz mideniz kaldırmaz. Türkiye'mizde de daha önce darbeler yaptırtan, son olarak 15 Temmuz'da onca şehit vermemize sebep olan ve şimdilerde de PKK'nın arkasında duran ve Yunan palikaryasını üzerimize saldırtan yine ABD'dir.

Kısacası, Almanların, Siyasî Siyonistlerin Garaudy konusundaki baskılarına, tehditlerine, şantajlarına asla boyun eğmemeleri gerekir. O yüzden Garaudy'ye atılan iftiraların içyüzünü görmelerini, Siyasî Siyonistlere teslim olmamalarını dilerim. Hegel hakkında, "Hegel, yüzyılımızın çözmekte olduğu bir problem ortaya koydu" cümlesiyle başlayan müthiş ve çok kapsamlı, büyük boy, 500 sayfalık bir inceleme yazmış olan Garaudy'nin susturulmasına izin vermemeli Almanlar! Çağımızın en büyük düşünürlerinden ve eylem adamlarından olan, yüreği insan sevgisiyle dolu, insanlığın huzur ve barışı için çırpınmış olan Roger Garaudy'ye sahip çıkmalı!
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri