Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Qasem'in Dünyası

Mesafeler mi dedi birisi?
Aramıza ülkeler girmiş, belki kıtalar girecek, kim bilir belkide hiç karşılaşmayacağız!
Ben tesadüflere inanmam, Hadi diyelim inandık, bu durumda tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.

Trajik son; birimiz öleceğiz diğerimiz hiç bilmeyecek, acı ama gerçek bu...

Yol budur!
 
Millet, devlet için değildir; devlet, millet içindir.
Devletin parası yoktur; o para milletindir.
Devletin vatandaşa yardımı lütuf değil; görevdir.
Devlet, hatasız değildir; hata yapabilir, eleştirilebilir.
Devlet, vatandaşın ekmeğini vermez; vatandaş sayesinde vardır
 
Hayat yokuş çıkan bir yoldur derim hep...
Bu yolda karşılaştığınız sıkıntılar sizi siz yapan kişiyi yaratır...
Sonra düzlüğe çıktığınızda insanlar sizi siz yapan değerlerinizi değiştirmek için çabalar durur.

Ben buyum demeyi bilin.
Kabul edenle yol yürüyün, etmeyeni hayatınızdan atmayı bilin...
 
Ben sensiz olamam, sensiz yapamam nakaratı koca bir yalandır. Herkes herkessiz yapar. Ben hiç kimse olmadan da yol alabilirim hatta kendim bile olmadan.
Bu hayatta çogu zaman kendimsiz, yalnızlığın bile ne olduğunu anlamadan yaşayıp gitmişliğim var, kendisine yabancı olanın hayatında var olmak için bence çok iyi bir dost olmalısınız. Yoksa kendi bile olmadan yaşayan insanlar kolay üstünüzü çizmeyi bilirler.

Bu yüzden kimse kendini kaf dağının sahibi gibi görmesin.

Yol budur...

Insanları yükselmek için basamak olarak kullanmayın. Bugün arkasından atıp tuttuklarınızla ileriki zamanda dost olmayın. Böyle bir duruma düşmemek için enazından dürüst olmayı deneyin.
Başkasının özeli, sorunları problemleri sizi ilgilendirmez kendi hayatınıza bakın, başkasının hayatına burnunuzu sokmayın.

Yahu hayallerinizin peşinden koşun. Hayatınızı yaşayın. Şu güzelim hayatı yaşamak varken neden boş şeyler peşinde koşup anı ıskalıyoruz ki?
Gecenin bu saati deli sorular :)
 
Hep demiştik tarafsızlık namussuzluktur. Çünkü tarafsızlık diye bir şey yok ama Adil olmak Adil kalabilmek diye bir şey hep olmalı. Kim olursa olsun yanlışa ortak olmamak yanlışa yanlış diyebilmektir erdem. Kim olursa olsun doğruya doğru deyip takdir ve teşvik etmek de diğer yarısıdır o erdemin...

Ordemli olun, ideolojik savrulmalar yaşamayın, onu bunu savunacağım diye ilkelerinizden olmayın. Ya şu olursa ya bu olursa diye geleceğe dair öngörülerle tanrıcılık oynayarak kendinize yazık etmeyin.
 
Sevgili aktroller, hükümetin genel yaklaşımına uygun olmayan her türlü eylemin arkasında farklı bir ajanda olduğunu iddia ediyorsunuz. Peki, o zaman siz farklı bir ajanda olmaksızın israille ticaret hususunda eylem ortaya koyun, boynunuzdaki tasmaya rağmen yanınızda duralım. Hatta isterseniz tasmanızı tutar, yeminizi eksik etmeyiz!

Siz yataklarınızda yatarken biz ümmet coğrafyasında karış adalet inşası için cirit atıyorduk. Yeri geldi sağcısıyla yeri geldi solcusuyla, insani duyarlılığı sahip olan herkesle meydanlara indik. İdeolojisine şuyuna buyuna bakmadan adalet için haykırdık, taleplerde bulunduk. Biz yanlış mı yapıyoruz, buyrun siz meydanlara inininde bize doğruyu gösterin.
Hodri meydan...
 
ortadoğu halkı sanıyor ki devleti ilahlaştırdıkça, eleştirilemez, sorgulanamaz hale getirdikçe ortalığa huzur gelecek. halbuki huzursuzluğun sebebi tam da bu. topluma hizmet etmesi gereken bir kurumun kendini efendi sanması ve topluma böcek muamelesi yapması.

Thomas hobbes'in Leviathan adlı eserini okumanızı tavsiye ederim.
 
IMG_20240409_001713.md.jpg İsrail ile ticaret protestosunda gözaltına alınan, Mavi Marmara şehidi Cengiz Akyüz’ün kızı Avukat Beyza Akyüz:

“Şahsıma türlü iftiralar atanlar, gerçeği çarpıtmaya çalışan tetikçiler sadece dünyalıklarını bir süreliğine kurtarmak için bunu yapıyorlar. Onlarda ahlak, şeref ya da utanma aramıyorum zaten.

Tüm hakaretlerin, yalanların ve hatta mossad ajanı iftiralarının hesabını en büyük mahkemeye bırakıyorum.

Hepimiz sussak, türlü bahaneler uydursak bile ülkemizden gönderilen tonlarca çelik ve çimentonun Filistinli kardeşlerimizin önüne ayrım duvarları, işgal karakolları, yasadışı yerleşimler, tel örgüler ve tanklar şeklinde çıktığını tarih yazacak. Yöneticiler bu ticareti engellemeyerek bu vebalin işbirlikçileri olarak tarihe geçecekler.

Ben ve kardeşim ‘Katillerle yol yürüyen ve destekleyenleri reddediyoruz’ diyerek ahiretimize bir şerh düştük. Şunu bilsinler ki Allah’ın adaleti susmayacak ve ben onları Allah’ın mutlak adaletine havale ediyorum.”
 
Soruyorlar bana ; neden senin bir mezhebin yok?

Mesela kendimi neden sunni olarak tanımlamak istemiyorum?
Sünniliği kim kurmuştur ?
Hz Ömeri katledenler.
Hz Osman'ın evini basarak linç edenler.
Hz Ali'yi camide zehirli bıçakla öldürenler.
Resulün torunlarını öldürenler.
Ebuzeri çöle sürgün edenler.
Medine'de harre vakasını yapıp,
Üç gün boyunca yağma, katliam yapıp, kadınlara tecavüz edenler...
Bu yüzden ben Sunni değilim...

Neden Şii olmadığıma gelince...
Muhtar sekafi diye bir sahtekarın 12. İmam güzellemesinin peşine takılanlar aynı yolu yürümem...
 
Ben bugünümü yazmak istedim...
Gün gece 12 de başlıyor değil mi? Umutsuz ama umut dolu yürekle geç saatlere kadar süren bekleyiş, amasız fakatsız...
Bu günlerde uykularım hep yarım yamalak, nedenini bilen çok az kişi vardır bu dünyada. Sizi anlayan insan sayısı 1 yada 2 yi geçmez gerisi ya anladığını iddia eder yada sizi hayatında tutmak için anlıyormuş gibi yapar, bu yüzden çok takılmayın öyle...

Sabah saat 6:40 gibi uyandım. Bir oyana bir buyana kıvranarak uyu uyan şeklinde saati 10 tamamlayıp spor salonuna gittim. Kendimi yormayı seviyorum. Yorunc insan düşünmüyor. Sonra gelip evde mükemmel bir kahvaltı hazırladım yeni aldığım baldan tadarak kahvaltıya başladım. Sonrasında çay keyfi ve ev temizliği. Şimdi biraz dinlenip sahilde biraz yürüyüş ve kahve keyfi...

Sanırım yalnızlığa alıştım. Yalnızlığımı seviyorum. İleride yanımda biri olurda başımı I omuzuna koyar onunla yalnızlığımı paylaşmaya alışır mıyım bilmiyorum. Ama şuan yalnızlığımı seviyorum. Bugünü kendime ayıracağım. Hiç birşeyi hiç kimseyi düşünmeden...
 
Kaygılarımızın kaynağı ne diye düşünüyor insan , Hunharca koşuşturmacalar , yitip giden zaman , geçmisin yükü , etrafımızda olup bitenler derken birde gelecek ve grçim kaygısı…
Her biri neresinden tutarsan tut elde kalacak konular ama kaygılarımızın kaynağı bunları düşünmekten değil, bunları ve geleceği kontrol etme isteğimizden kaynaklanıyor.

Peki ya başarabiliyor muyuz?

Başarmak , kimbilir belki hiç belkide bir gün, ama emin olduğum şey şu ki , kaygılarımız varsa başaramadığımızdandır.

Peki ya başarmak için çabalamak doğru mu ?
Değil…
Yanlış şeyi doğru yerde ararsak bulmaya ömür yetmez…

Yanlış olan ne peki ?
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri