- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 886
- Tepkime puanı
- 2,335
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
-
Paylaşmak Güzeldir
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.” (Mâide, 2)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter!” (Buhârî, Et’ıme, 11; Müslim, Eşribe, 178. Tirmizî, Et’ıme, 21)
Peygamber Efendimiz (sav), iki kişilik yemeği üç kişi, üç kişilik yemeği de dört kişi yediğinde sofradakilerin hepsine yeteceğini belirtmektedir. Cenâb-ı
Hakk’ın nimet ve lütufları, onun kullarıyla birlikte tadılıp paylaşıldığı zaman, bundan hem bereket hâsıl olur hem de yenilen yemekten büyük bir afiyet elde edilir. Nitekim bir gün ashâb-ı kirâm:
“-Yâ Rasûlallah! Yiyoruz, fakat karnımız doymuyor” diyerek bunun sebebini sormuşlardı.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“-O halde siz ayrı ayrı yiyorsunuz” buyurunca, ashâb-ı kirâm:
“-Evet, öyle yapıyoruz” dediler.
Bunun üzerine Peygamber (sav):
“-Yemeği birlikte yiyin ve besmele çekin ki, yemeğiniz bereketli olsun!” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Et’ime, 14)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Rakîb:
Yarattıklarından bir an bile gâfil olmayan, her şeyi denetimi altında tutan, gözetleyip denetleyen, kullarını bu denetimi ile koruyan, bütün varlıkları üzerinde gözcü olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Mü’min tokgözlüdür; kanaatkâr insandır. Onun için aç gözlülük ön planda değildir. Allah’ın verdiği çeşit çeşit nimetleri yiyip ona şükretmekle beraber,
en iyi gıdalarla beslenmeyi hayatın gayesi kabul etmez. Zira onun daha önemli görevleri ve idealleri vardır. Ayrıca mü’minin böyle olması dünyaya
sırt çevirmesini gerektirmez, aksine çok çalışıp çok kazanır; bununla birlikte kazandıklarını yoksullarla paylaşmaktan zevk duyar. Çünkü bu onun için bir ahiret sermayesidir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.” (Mâide, 2)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter!” (Buhârî, Et’ıme, 11; Müslim, Eşribe, 178. Tirmizî, Et’ıme, 21)
Peygamber Efendimiz (sav), iki kişilik yemeği üç kişi, üç kişilik yemeği de dört kişi yediğinde sofradakilerin hepsine yeteceğini belirtmektedir. Cenâb-ı
Hakk’ın nimet ve lütufları, onun kullarıyla birlikte tadılıp paylaşıldığı zaman, bundan hem bereket hâsıl olur hem de yenilen yemekten büyük bir afiyet elde edilir. Nitekim bir gün ashâb-ı kirâm:
“-Yâ Rasûlallah! Yiyoruz, fakat karnımız doymuyor” diyerek bunun sebebini sormuşlardı.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“-O halde siz ayrı ayrı yiyorsunuz” buyurunca, ashâb-ı kirâm:
“-Evet, öyle yapıyoruz” dediler.
Bunun üzerine Peygamber (sav):
“-Yemeği birlikte yiyin ve besmele çekin ki, yemeğiniz bereketli olsun!” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Et’ime, 14)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Rakîb:
Yarattıklarından bir an bile gâfil olmayan, her şeyi denetimi altında tutan, gözetleyip denetleyen, kullarını bu denetimi ile koruyan, bütün varlıkları üzerinde gözcü olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Mü’min tokgözlüdür; kanaatkâr insandır. Onun için aç gözlülük ön planda değildir. Allah’ın verdiği çeşit çeşit nimetleri yiyip ona şükretmekle beraber,
en iyi gıdalarla beslenmeyi hayatın gayesi kabul etmez. Zira onun daha önemli görevleri ve idealleri vardır. Ayrıca mü’minin böyle olması dünyaya
sırt çevirmesini gerektirmez, aksine çok çalışıp çok kazanır; bununla birlikte kazandıklarını yoksullarla paylaşmaktan zevk duyar. Çünkü bu onun için bir ahiret sermayesidir.