İlkbahar Müslüman'ın Diyeti

Osmanlı elçileri Avrupa ve Osmanlı'daki yemek kültürünü anılarında şöyle naklediyor: "Avrupa'da yemek, kadınların katıldığı ve müziğin de yer aldığı bir sosyal faaliyete dönüşmüştü. Osmanlı'da ise yemek, özel alan olan evde, hane halkı ile ve yakın arkadaş ve dostların katılımlarıyla yenilirdi. Osmanlılar yemeği çok kısa sürede ve merasime dayandırmadan yerken, Avrupalılar yemeği uzun süren, sohbetin olduğu bir merasim gibi görüyorlardı. Osmanlıların yemek odaları yoktu ve insanlar nerede ise orada yemek ikram edilirdi. Buralar ise genelde yaşamlarını sürdürdükleri yerlerdi. Yemekler tepsi içinde alçak sofralara konur ve sofrada sadece kaşık bulunurdu. Özellikle konu mekanlarında yemekler gruplar halinde yenir ve yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanırdı. Osmanlı yemek tarzında mahremiyet ve sessizlik hakimken, Avrupa yemek tarzında ise eğlence, canlılık ve şenlik göze çarpan unsurlardı. Avrupa'da yemek merasimleri için hazırlanmış özel salonlar, büük kandillerle aydınlatılırdı ve taplolarla dekore edilmekteydi. Salonlara sadece yemek için masalar yerleştirildi. Büyük ve sabit masalar aynı zamanda eğlencelere uygun tarzda yapılırdı. Yemek için harcanan süre de çok uzundu.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 20

Çok güzel bir konu yoğunluktan çok sık okuyamazsam da konuyu takipteyim zamanla hepsini okuyacam inşallah

Yarın bütün alıntıları okuyayım. Zira birinin bana böyle şeyleri gerekirse kafama vura vura anlatması lazımdı teşekkür ederim

Yemeğe tuzla başlayıp tuzla bitirmek birçok tasavvufi çevrede yaygın olarak uygulanır. Çok sayıda kimse de hayatında uygulamasa bile bunu sünnet olarak kabul eder. Buna dayanak olarak ise: "Yemeğe tuz ile başlayıp, tuz ile bitirmelidir" veya "Yemeğine tuzla başlayap bir kimseden Allah Teala yetmiş çeşit hastalığı uzaklaştırır" şeklindeki rivayetler gösterilir. Hz Peygamber'e atfedilen bu hadislerin, 'mevzu' yani 'uydurma' olduğu konusunda hadisçiler ittifak etmektedirler.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 25

Tam kilo vermeye çalıştığım zamanda diyet başlığını görünce bir an büyük bir hevesle okudum. Ama paylaşımların içeriği farklı çıktı. @AsyA çok teşekkür ederim yine de. Çok sevdim. Yemek konusunda aklıma sürekli takılan bir şey olurdu. Evlerde yeme düzeni. Masada yemek ile yerde yemek arasında salt kültür farkı deyip geçebileceğimizin dışında başka bir şey var gibi. Daha çok his. Evde icat edilen bir şey olamaz bu. Şu an bütün bir kent, gün içinde insanın para kazandığı iş dışında kalan eylemleri için giderek azalan bir zaman/alan açıyor. Fast food kültürü, ayaküstü atıştır ve görevli olduğun masaya, tezgaha, her nerede emek satıyorsan oraya dön diyor. Akşam eve döndüğünde masada hızlı ve aceleyle yemek yiyip televizyon ya da telefonun başına geçip deşarj oluyoruz. Yukarıda Osmanlı kültüründe sofranın merasimden uzak ve sakin geçtiğini söylüyor. Burada bir eskiye dönüş, yeni olana bir alternatif olabilir mi emin değilim. Giderek küçülen apartman dairesinde, evin fertlerinin yakın ve sıcak olabilecekleri bir alan olarak mutfak, imkan gibi görünüyor üzerinde biraz düşüneyim. Mevcut mimarinin de belirleyici etkisi vardır diye düşünüyorum. Biraz dağınık oldu ama güzel konu, güzel kitap. Tekrar teşekkürler

Nezaket abidesi olan Efendimiz (sav) dışarı çıkacak kişilerin, soğan ve sarımsak gibi muhatapları rahatsız eden gıdaları yemeden çıkmalarını isterdi. Gaye bu tür gıdaları yasaklamak değil, sadece cemiyetteki diğer fertlerin rahatsız olmamasını sağlamaktı. Bu durumda sigara içen, ağır parfümler kullananların aynı bahiste değerlerdirilmesi gerekir.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 27

@Hejir, kitapta yemek odalarıyla ilgili olan bölümü okuduğumda bende üzerinde düşünmeye başladım. Aile ortamı nasıl sağlanırın cevabını belki ilerleyen bölümlerde buluruz
Katkın için ben teşekkür ederim. Düşüncelerinle konuda ve forumumuzda daha çok görmek isteriz

İmam Gazali (ra) ise şu tavsiyelerde bulunuyor: "Damar sertliği, sinir yorgunluğu ve midenin kalbi sıkıştırması, kalbe kötü tesir eden üç şeydir. Mide tok olduğunda vücudun kanı mideye hucum edecek ve diğer organlar gereği gibi beslenemeyecektir. İnsan nafile oruca devam ettiğinde ve az yediğinde karaciğer istirahat halinde bulunduğundan, vücuttaki zararlı maddeleri tahrip eder. Onun için kişi kendisini hafif hisseder. Karaciğer insan vücudundaki bütün kimyasal işlemlerin merkezi omup, insan organizmasının en önemli uzuvlarından biridir. Ve açlıkta, istirahat edeceğinden kendini tazeleme imkanı bulur.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 29

Doğru bir sabah kahvaltısı şöyle olabilir: Aç iken 2 bardak oda ısısında su, birkaç bardak yeşil çay, bir kaşık kara kovan balı yahut geleneksel köy pekmezi, bir veya iki yumurta ir veya yarım bardak süt, bir kaç dilim peynir, 5-7 adet hurma, 8-10 adet üzerine çeşitli baharat ve sızma zeytinyağı eklenmiş zeytin, bir- iki küçük dilim (katkı içermeyen ekşi maya, tam buğday unu, su ve tuzdan yapılmış) ekmek olabilir.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 30

İsrafı reddeden İslam, 'yüzde yüz hijyen takıntısı' gibi hayatın gerçekleri ile hiçbir bağı olmayan bir ifratın içinde olmaz. Yüzde yüz hijyen demek, yaşamın yok olması demektir. İslam, helali ve tayyibi (fıtri olanı) emreder, israf etmeyi, aldatmayı, gösteriş yapmayı da reddeder. Yenilecek gıdanın sadece şekliyle değil, niteliğiyle ve hatta içine konduğu kabın neviyle de ilgilenir. Kanser veya başka sorunlara neden olan, teflon, alüminyum, plastik, melamin, teneke vb sağlıksız ambalajlar yerine cam, paslanmaz krom çelik, ahşap ve katkısız toprak kaplar kullanılmasını tercih eder.

Teflon kap kullanan kimseler diğer kişilere nispetle 2 kat daha fazla tiroid hastalığına yakalanıyor.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 41

Bu vesileyle belirtmeliyiz ki; sinir, üzüntü, korku gibi hallerin olduğu durumlarda mide sindirim faaliyetine başlayamaz. Bu nedenle de yeme içme geçici olarak tehir edilmelidir. Bu hallerin ortadan kalkması için abdest alınması gerekir. Menfi yük suyla boşaltılacağından, kixi rahatlayacaktır. Aynı şekilde anneler de bebeklerini keyifsiz ve mutsuzken değil, mutlu olduklarında emzirirlerse, bebek için daha yararlı olur, anne sütü daha kolay sindirilir.

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 67

Business Insights'in "İlk 10 Yiyecek ve İçecek Şirketi Raporu'na göre 2010 yılında tüm dünyada yiyecek ve içecek için3,8 trilyon dolar harcanmış. Rapora göre, net satışları itibariyle dünyanın en büyük yiyecek ve içecek firmaları şöyle: Nestle, Tobacco, Philips Morris, PepsiCo, Kraft, Imperial Tobacco, Coca-Cola, Mars, Tyson, Inbev.
Dikkat edilirse pazarın en büyüklerinin üü sigara, ikisi ise kola üreticisi. Diğerlerinin ürettiği gıdalar da insanlık için öyle vazgeçilmez filan değil, hatta sakıncalı!

Müslüman'ın Diyeti Sayfa 69