- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 886
- Tepkime puanı
- 2,335
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Müslüman Gıybet Etmez
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından
çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.” (Hucurât, 12)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Gıybet; müslüman kardeşini hoşlanmadığı şeylerle arkasından çekiştirmendir.” (Müslim, Birr 70; Ebû Dâvud, Edeb, 40/4874)
Selmân-ı Fârisî (ra) bir defasında Rasûlullâh (sav)’in ashâbından iki kişi ile beraberdi. Onların hizmetlerini görür ve yemeklerinden yerdi. Bir gün
insanlar yürüdüğünde Selmân uyuyakalmış ve onlarla birlikte gidememişti. İki arkadaşı, onu arayıp bulamayınca çadırlarını kendileri kurarak konakladılar ve:
“–Selmân pişmiş yemeğe ve kurulmuş çadıra gelmekten başka bir şey bilmiyor.” diyerek Selmân’ı hafife aldılar ve gıyabında konuştular.
Selmân geldiğinde de onu, kendilerine katık istemek üzere Hazret-i Peygamber (sav)’e gönderdiler. Selmân, elinde bir kapla Rasûlullâh (sav)’in yanına vardı:
“–Ey Allâh’ın elçisi, şayet Sen’in yanında katık varsa kendilerine vermen için arkadaşlarım beni Sana gönderdiler.” dedi.
Allâh’ın Rasûlü (sav):
“–Arkadaşların katığı ne yapacaklar, onlar katıklarını yediler.” buyurdu. Selmân dönerek o ikisine Rasûlullâh (sav)’in sözlerini haber verdi. Onlar da kalkıp Allah Rasûlü’nün yanına geldiler ve:
“–Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, konakladığımızdan beri biz herhangi bir yemek yemedik.” dediler. Rasûlullah (sav):
“–Konuşmalarınızla siz Selmân’ı (gıybet ettiğiniz için) katık olarak yediniz.” buyurdu, peşinden de: “…Hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır?..” (Hucurât, 12) âyet-i kerimesi nâzil oldu.
Diğer bir rivâyete göre Allah Rasûlü sözlerinin devamında:
“–Ben o kardeşinizin etini dişlerinizin arasında görüyorum.” buyurmuştu. Bunun üzerine o sahâbîler:
“–Yâ Rasûlallâh, bizim için istiğfâr ediver!” dediler. Fahr-i Kâinât Efendimiz de:
“–Gıybet ettiğiniz arkadaşınıza ricâ edin de sizin için o istiğfarda bulunsun.” buyurdu. (İbn-i Kesîr, Tefsir, IV, 231)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Aliyy:
Pek yüce olan, beşerî tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan, izzet ve şeref bakımından hükümranlığı ile en yüce olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Yâ Rabbi!.. Gönlümüz ve dilimiz, ilâhî hikmet ve esrârına mâkes bir ayna olsun. Oradan bütün mahlûkâtına karşı şefkat, merhamet, lütuf, af, güzellik
ve ihsanlar yayılsın!.. Bizi dünya hayatını ziyâna uğratıp âhiret müflisi hâline gelmiş kullarından eyleme!.. Âmin…
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından
çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.” (Hucurât, 12)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Gıybet; müslüman kardeşini hoşlanmadığı şeylerle arkasından çekiştirmendir.” (Müslim, Birr 70; Ebû Dâvud, Edeb, 40/4874)
Selmân-ı Fârisî (ra) bir defasında Rasûlullâh (sav)’in ashâbından iki kişi ile beraberdi. Onların hizmetlerini görür ve yemeklerinden yerdi. Bir gün
insanlar yürüdüğünde Selmân uyuyakalmış ve onlarla birlikte gidememişti. İki arkadaşı, onu arayıp bulamayınca çadırlarını kendileri kurarak konakladılar ve:
“–Selmân pişmiş yemeğe ve kurulmuş çadıra gelmekten başka bir şey bilmiyor.” diyerek Selmân’ı hafife aldılar ve gıyabında konuştular.
Selmân geldiğinde de onu, kendilerine katık istemek üzere Hazret-i Peygamber (sav)’e gönderdiler. Selmân, elinde bir kapla Rasûlullâh (sav)’in yanına vardı:
“–Ey Allâh’ın elçisi, şayet Sen’in yanında katık varsa kendilerine vermen için arkadaşlarım beni Sana gönderdiler.” dedi.
Allâh’ın Rasûlü (sav):
“–Arkadaşların katığı ne yapacaklar, onlar katıklarını yediler.” buyurdu. Selmân dönerek o ikisine Rasûlullâh (sav)’in sözlerini haber verdi. Onlar da kalkıp Allah Rasûlü’nün yanına geldiler ve:
“–Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, konakladığımızdan beri biz herhangi bir yemek yemedik.” dediler. Rasûlullah (sav):
“–Konuşmalarınızla siz Selmân’ı (gıybet ettiğiniz için) katık olarak yediniz.” buyurdu, peşinden de: “…Hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır?..” (Hucurât, 12) âyet-i kerimesi nâzil oldu.
Diğer bir rivâyete göre Allah Rasûlü sözlerinin devamında:
“–Ben o kardeşinizin etini dişlerinizin arasında görüyorum.” buyurmuştu. Bunun üzerine o sahâbîler:
“–Yâ Rasûlallâh, bizim için istiğfâr ediver!” dediler. Fahr-i Kâinât Efendimiz de:
“–Gıybet ettiğiniz arkadaşınıza ricâ edin de sizin için o istiğfarda bulunsun.” buyurdu. (İbn-i Kesîr, Tefsir, IV, 231)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Aliyy:
Pek yüce olan, beşerî tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan, izzet ve şeref bakımından hükümranlığı ile en yüce olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Yâ Rabbi!.. Gönlümüz ve dilimiz, ilâhî hikmet ve esrârına mâkes bir ayna olsun. Oradan bütün mahlûkâtına karşı şefkat, merhamet, lütuf, af, güzellik
ve ihsanlar yayılsın!.. Bizi dünya hayatını ziyâna uğratıp âhiret müflisi hâline gelmiş kullarından eyleme!.. Âmin…