İran’ın Kudüs ‘duyarlılığı’ ne kadar sahici?
İran çalışmaları ile tanınan gazetecilerin dikkat çektikleri bazı hususlar İran’ın Kudüs söyleminin sahiciliğini sorgulatıyor.
HAKSÖZ HABER
İran geçmişten bugüne Sünni Müslümanlarla
problemli bir zemin üzerinden irtibat kurmaya çalıştı. 1979’daki devrimden sonra yaşanan İran-Irak Savaşı, devrimle heyecanlanan Sünni Müslümanlarda İran sempatisini artırmıştı. Ancak ilerleyen yıllarda İran attığı adımlar ile Sünni coğrafyadaki karşılığını
kendi eliyle bitirdi.
Irak’ın ABD tarafından işgali ve sonrasın İran’ın Şiileştirme politikaları
ilk kırılmalardan birisiydi. Suriye’de ise İran ‘Müslüman avına’ çıkan bir katil gibi başta
Halep olmak üzere birçok bölgede inanılmaz katliamlara girişti. Bu dakikadan sonra bir
mezhep savaşından bahsetmek anlamsızdır. Müslümanların bir
İran problemi olduğu tespit edilmelidir!
İran bunca katliamı ve zorbalığı ise Kudüs ve Filistin konusunda kastığı ‘
duyar’ ile aşmaya çalışır. Geçtiğimiz gün kutladıkları '
Dünya Kudüs Günü' programları bu bağlamda oldukça önemli. Kendince Kudüs sevgisini göstermeye çalışan İran şartlanmış, militan
kişi ve çevreleri örgütleyerek mezhepçi söylemini yaymaya çalışıyor. Bir programın afişinde
Ali Hamaney’den yapılan şu alıntı çok ibretlik: “Kudüs İslam dünyasının en önemli meselesidir.”
Kudüs şüphesiz ki Müslümanlar için çok önemlidir. Müslümanların
ilk kıblesi olması bile tek başına yeterli bir sebeptir. Ancak İran ve İran sevdalılarının Kudüs söylemi ‘
cambaza bak!’ uyanıklığını hatırlatıyor. Cambaza bak, biz o esnada
Sünni katletmeye devam edelim!
Müslüman coğrafyanın tamamında, harap haldeki
İdlib’te bile Kudüs için bir şeyler yapılırken İran’da Kudüs için ne yapılıyor bilen var mı? Gazeteci
Taha Kermani ise bir başka boyuta dikkat çekiyor. Türkiye ile İran'ın, Filistin ve Kudüs meselesine yaklaşımında ince bir fark daha olduğunu ifade eden Kermani “İran'ın girişimiyle düzenlenen ‘Dünya Kudüs Günü’ etkinlikleri Türkiye'de fazlasıyla ilgi görür meşrulaştırılır ama nedense İRAN DİĞER ÜLKELERİN KUDÜS KAMPANYALARINA
ASLA KATILMAZ!” sözleriyle tespitini tamamlıyor.
Gazeteci
Adem Yılmaz ise daha farklı bir husus hatırlatmış.
AA'nın ilk sayfasında yer alan
12 haberden 7'sinin Mescidi Aksa'daki olaylar ile alakalı olduğunu hatırlatan Yılmaz, aynı anda İran'ın resmi haber ajansı
IRNA'nın ilk sayfasındaki 7 haberden ise
hiçbirinin Aksa ile alakalı olmadığını belirtiyor. Dış politik söylemini tabiri caizse vitrinini ‘
Kudüs fedailiği’ retoriği üzerine inşa eden İran için Kudüs’ün ne kadar önemli olduğu da bir nebze anlaşılmış oluyor.
Hulasası İran için Kudüs kanlı ellerini temizlemeye çalıştığı bir
argümandan ibaret gibi gözüküyor. İran’ın Kudüs söylemine eklemlenmek ise hikmetten nasip alınmadığının
en önemli göstergelerinden birisi olarak tarihe geçecek!