Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

İslam Hak Geldi; Bâtıl Yıkıldı

kervan

Aktif Üye
FK Üyesi
FK Üyesi
Katılım
2 Haz 2020
Mesajlar
868
Tepkime puanı
2,335
Puanları
93
Cinsiyet
Hak Geldi; Bâtıl Yıkıldı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Yine de ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.” (İsrâ, 81)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kul, İslâm’ı kabul edip de onu güzel yaşarsa, daha önce yaptığı her sevabı yazılır, geçmişte yaptığı her bir günahı da silinir. Ondan sonra (yaptığı amellerin

karşılığı) şöyle olur: Her sevaba karşılık on ilâ yediyüz katına kadar sevap yazılır. Günah ise karşılığı ne ise öyle yazılır, ancak Allâh bağışlayıp da o günahtan tamamıyla geçiverirse başka.” (Nesâî, Îmân, 10)

Mekke'den mahzun bir şekilde ayrılan Hz. Peygamber (sav), bugün Allâh'ın lutfu ile on bin kişilik muazzam ve muhteşem bir kuvvetle mübârek beldeye

giriyordu. O gün yurdundan çıkarılmış mazlum bir ferd, bugün yurdunu fetheden muzaffer bir fâtihti. Fakat O, bununla aslâ gurûra kapılmayarak devesinin

boynu üzerinde secde eder bir vaziyette, yâni bu nîmeti lutfeden Allâh'a şükür hâlinde Mekke'ye giriyordu. Başını Allâh Teâlâ'ya karşı tevâzû ile o derece

eğmişti ki, sakalının uçları neredeyse devenin semerine değmekteydi. O esnâda devamlı olarak:

"Ey Allâh'ım! Hayat, ancak âhiret hayâtıdır!" diyordu. (Vâkıdî, II, 824; Buhârî, Rikâk, 1)

Nebevî ahlâk ile ahlâklanmış olan ashâb-ı kirâmın hâli de Allâh Rasûlü'nün hâlinden pek farklı değildi.

İslâm ordusu hemen hemen hiçbir mukâvemetle karşılaşmadı. Kimse muazzam İslâm ordusuna karşı çıkmaya cesâret edememişti. Yalnız Hâlid bin Velîd'in

Mekke'ye girdiği yerde ufak bir çatışma olmuş, o da çabuk yatıştırılmıştı.

Allâh Rasûlü (sav), Fetih Sûresi'ni okuyarak ashâb-ı kirâmla birlikte Kâbe-i Muazzama'ya yöneldi. Devesinden inmeden Kâbe'yi tavâf ettikten sonra

"...Hak geldi, bâtıl yok oldu!.." (İsrâ, 81) âyet-i kerîmesini tilâvet buyurarak elindeki değnekle Kâbe'deki putları bizzat devirmeye başladı. (Buhârî, Meğâzî, 48)

Rasûlullâh (sav) Beytûllâh'ta tasvirler görünce, içeri girmedi. Önce onların imhâ edilmesini emretti. Sahâbîler derhâl emri yerine getirdiler.

İçeride Hz. İbrâhîm ve Hz. İsmâîl (as)'ın ellerinde fal okları bulunur vaziyetteki sûretlerini gördüğünde Efendimiz şöyle buyurdu:

"Allâh, bu sûretleri yapan müşriklerin canını alsın. Vallâhi bu peygamberler asla oklarla kısmet aramadılar. (Bilâkis bundan nehyettiler.)" (Buhârî, Enbiyâ 8, Hacc 54, Meğâzî 48)

Müslümanlar, Mekke'yi fethettikleri gün, sabaha kadar tekbîr ve tehlîl getirdiler, devamlı olarak Kâbe'yi tavâf ettiler. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav)-2, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Latîf: Sonsuz lütuf be kerem sahibi, bütün işleri en ince teferruatına kadar bilen, her şeyin derinliğine nüfuz eden, mahlûkatının ihtiyaçlarını en ufak detayına

kadar bilen ve en mükemmel şekilde karşılayan, ince, sezilmez yollarla kullarına çeşitli faydalar ulaştıran demektir.

Kısa Günün Kârı
Büyük Hak dostu Mevlânâ (ks), bir ömür boyu akla hayâle gelmedik çileleri göğüsleyerek putları kıran Rasûlullâh (sav)'e ne kadar minnettar olmamız

gerektiğini şöyle ifâde buyurur:"Ey bugün müslüman bulunan kimse! Eğer Hz. Ahmed'in sa'y ü gayreti ve putları kırdırmak husûsundaki himmeti olmasaydı, sen de ecdâdın gibi putlara tapardın."
 

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,939
Çözümler
1
Tepkime puanı
40,012
Puanları
113
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kul, İslâm’ı kabul edip de onu güzel yaşarsa, daha önce yaptığı her sevabı yazılır, geçmişte yaptığı her bir günahı da silinir. Ondan sonra (yaptığı amellerin

karşılığı) şöyle olur: Her sevaba karşılık on ilâ yediyüz katına kadar sevap yazılır. Günah ise karşılığı ne ise öyle yazılır, ancak Allâh bağışlayıp da o günahtan tamamıyla geçiverirse başka.” (Nesâî, Îmân, 10)
Kendime hatırlatma :) unutmuşum bu bilgiyi
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar