Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi
~ FORUM KALEMİ ~
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Güzel olduğunu düşündüğümüz için hayırlı olduğuna vehmettiğimiz şeyleri değil; çirkin olduğunu zannetsek bile bizim için hayır murad ettiği şeyleri isteriz Rabbimiz'den.
Çünkü biz biliriz ki: güzel olan her zaman hayırlı olmayabilir; fakat hayırlı olan mutlaka ve daima güzeldir.
Hz. Peygamber, fertlerin eğitimine, çocuk ve gençlerin terbiyesine son derece önem vermiştir. Allah'ın Elçisi, bu eğitimi gelişigüzel bir biçimde yapmamış, gençlik psikolojisini dikkate alan son derece önemli metotlar uygulamıştır. O, uyguladığı bu metotlar sayesinde çoğu insani değerlerin yok olduğu bir toplumu insanlığın imrendiği bir millet haline getirmiştir.
"Arapça bilmedikten sonra Kur'an okusan ne fayda olacak ki?" diye sormuştum. Sana bir hikaye anlatayım dedi. New York'ta yaşayan hocam Abdulğani anlattı. Çocuk babasına sormuş ki Arapça bilmiyorum Kur'an'ı Arapça okumamın ne faydası var? Babası onu alıp kumsala götürmüş ve kirli bir kova vermiş. Kovanın dibinde de bir delik varmış. Çocuk gidip suyu doldurup getirmiş ama su delikten dökülmüş, babası "Git yine doldu." demiş. Çocuk beş kere bu şekilde gidip gelmiş. Çocuk sonunda "Baba bunun bir faydası yok kova boş." demiş. Babası da "Evet ama farkı fark ettin mi?" Çocuk, "Evet, artık temiz."
Yirmi üç yıllık peygamberliği süresince Allah Rasûlü (sav), ilahî mesajları ashabına “bir babanın evladına öğrettiği gibi” şefkat ve samimiyetle öğretti. En önemlisi yaşayarak öğretti, somut bir örnekliğe dönüştürdü tüm ilahî mesajları. Önce kendisi inandı anlattıklarına ve önce kendisi uyguladı bütün emir ve yasakları. Sonra onlardan bekledi.
“Andolsun Allah'ın elçisinde sizin için Allah'a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah'ı çok anan kimseler için, uyulacak ne güzel bir misal vardır.”
Hz. Peygamber’in hâne-i saâdetindeki yaşamına ve günlük hayatına baktığımda ve onun bütün zamanlara hitap etme özelliğini düşündüğümde ben, şöyle bir durumla karşılaşıyorum. Hz. Peygamber evde sürekli pozitif bir insan. Hep gülümseyen, problem çözen, şikâyet etmeyen, günümüzün tabiriyle etrafına olumlu enerji yayan bir insan.
"İblis : 'Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım. Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna' dedi."