Bir şeyler yazacağım ama ne hainliğimiz kalır ne de teröristliğimiz.
Yine de yazayım.
Birincisi Türkiye’nin yıllık doğalgaz ithalatı 45-50 milyar m3 civarındadır. Yani söz konusu rezerv 6-7 yıllık bir ihtiyacın karşılığıdır. Bu şu demek; Türkiye’nin buradan çıkaracağı doğalgaz damat Berat’ın söylediği gibi bir “eksen kaymasına” yol açmaz ve ülkeye “cari fazla” verdirmez.
İkincisi 320 milyar m3 gaz bir anda üretime çıkarılmaz. Çünkü bunun için kurulacak tesisin hem uzun ömürlü olması hem de sürekliliği olması istenir. Aksi halde yüklü üretim isteği maliyetleri artırır ve rezervin bitimi sonrası kurulan altyapıyı hurdaya çıkartır. Bunlar ışığında örneğin her yıl 10 milyar m3’lük bir gaz üretiliyorsa yine ihtiyaç olan 35-40 milyar m3 ithal edilecek demektir. Dolayısıyla yıllık doğalgaz ithalatından 2-3 milyar dolar civarında bir katkısı olacaktır. Kuşkusuz önemli bir faydadır. Ancak siyasi şov yapmayı gerektirecek kadar değil.
Üçüncüsü doğalgazın üretim maliyeti henüz bilinmiyor. Yer altında bulunan bir hammaddenin üretim maliyeti ve satışı arasındaki fark vasfı belirler. Örneğin siz halihazırda m3 fiyatı 100 dolar olan bir gazı 105 dolara üretiyorsanız yada çıkarma maliyeti 100 dolar ve üzerinde ise bu madencilik değildir.
Dördüncüsü bu gazın kimin çıkaracağı belli değil. Devlet derin denizlerde doğalgaz çıkarmaya yetecek birikime ve altyapıya sahip değil. Madencilik birikimi yıllar içinde çıkarılan yasalar ile tahrip edildi, birçok kurum kapatıldı ve burada çalışanlar farklı yerlere aktarıldı. Dolayısıyla yabancı bir enerji şirketi ile anlaşma yapılarak çıkarılması çok büyük bir olasılık. Ve yine muhtemelen alım garantisi karşılığında yapılacak. Dolayısıyla 320 milyar m3 gazın maliyetinin ne olacağı belli değil.
Beşincisi, halihazırda olan ve uzun sürelere yayılmış olan uluslararası enerji sözleşmeleri. Hükümet 2019 yılında Azerbaycan, Rusya ve İran’dan 33 milyar m3 gaz ithal etti. Taahhüt ettiği miktarlar ve kaçtan satın aldığı vs gibi konular tam olarak bilinmiyor. Bundan ötürü üretilen gazın vatandaşın cebine nasıl yansıyacağı da önemli bir not olarak duruyor.
AKP şu anki süreçte gazın ekonomik getirsinden çok siyasi getirileri ile ilgileniyor. Yapılan açıklamaları da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.
Kolonya önümüzde en yakın olarak köprüler duruyor.
Hastaneler cabası...
Yani teori güzel ama pratik maalesef hep kaybediliyor. Amacı iktidarda kalmak yada iktidar olmak olan bir siyaset ve bürokratik anlayışı var ülkenin. Haliyle gelen kim olursa olsun iktidarda kalmak için yapılacak herşey onlara göre mubahtır. Sağ sol farketmez. Zira tecrübeyle sabit olan bir geçmişimiz var.
Herşeye rağmen ben umut beslemek istiyorum. Eğer doğru adım atarlarsa ve dürüst olurlarsa ( Ki başlangıç çok kötü) gelecek için gerçekten ekonomik anlamda ülke ciddi kalkınmalar sağlar. Bu bulunan gazla alakalı değil, enerji bakanının stratejik çalışmalarının tamamen değişmesiyle alakalı olacak. Diğer bakanlıklar her yaptıklarını yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Heleki madencilik yasasından hiç bahsetmeyelim ve umarım yeniden iyi bir başlangıç yaparlar.
Merak etme burada kimse sana hain terörist diyemez. Zira bu forumda eleştirilmeyecek kimse yoktur, hemde hiç kimse. Yeterki doğru uslup olsun dezenformasyon olmasın. E uslubu güzel, inandıklarını yazıyorsun. Gördüklerini, düşündüklerini, tesbitlerini... Sen bu açıdan diğerleri diğer açıdan bakar. Herkes birbirini yaftalarsa işin içinden çıkılmaz hal alır. Tıpkı bugün türkiyenin içinde bulunduğu durum gibi...
Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Hepimiz güzel şeyler olsun istiyoruz. Eleştirilerimiz yıkmak için değil , daha doğru yapılsın diye, kişilerin değil ülkenin vede insanlığın menfaati gözetilerek, canlı ve doğa gözetilerek yapılsın diye veryansın ediyoruz.
Anlamak isteyene anlatılır, istemeyene ne anlatsak boş usta
Benim en çok zoruma giden hedef 2023 söylemi...
Yıl 2020
Doğalgazın tesbit edildiği tarik 2011...
Açıklamalar ve sanki yeni bulundu yaygarası 2020
2023 e 2 sene kaldı ve ekonomi allak bullak. İşsizlik had safhada... Asgari ücret açlık sınırını altında...
Hukuk yerle yeksan, istiklal mahkemelerinde tek farkımız meydanlarda sar ağaçları yok, idam yasak...
Bakalım süreçte neler yaşanacak...