Dini Terimler Sözlüğü 7 E Harfi (1 Görüntüleyen)

EMÎR nedir? ne demektir?[/h]

1. Bir kavmin, bir topluluğun başı, beyi, emredeni. Vâli, kumandan, devlet başkanı, melik.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin.(Nisâ sûresi: 59)

Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

2. Hazret-i Ali'nin lakabı.


Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)


Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)
 
]EMN-ÜL-AZL nedir? ne demektir?[/h]


Peygamberlere mahsûs sıfatlardan biri. Peygamberlerin peygamberlikten azl edilmemesi, atılmaması.

Peygamberlik sıfatı, peygamberlerin zâtlarından dünyâda ve âhirette ayrılmaz. Önce gelen peygamberlerin dinleri nesh olmakla, peygamberlikten azlleri lâzım gelmez. Zîrâ emn-ül-azl onların sıfatlarıdır. Bu, Allahü teâlânın onlara ihsânıdır. (Kemahlı Feyzullah Efendi)
 
EMRED nedir? ne demektir?[/h]

Bâliğ olmamış (ergenlik çağına gelmemiş), sakalı çıkmamış parlak genç.


Emred'in imâm olması, âlim olsa bile mekrûhtur (dînen uygun değildir). Çünkü fitneye sebeb olur. Parlak olmayan köse (sakalsız) arkasında kılmak mekrûh değildir. (Alâüddîn Haskefî)
 
EMR-İ TEKLÎFÎ nedir? ne demektir?[/h]


Allahü teâlânın insanlara yapmaları veya sakınmaları için verdiği emirler. Buna Emr-i teşrîî de denir.

Emr-i teklîfîlerin yapılması, insanın irâdesine, dilemesine bağlıdır. Allahü teâlâ insanı irâdesinde, dilemesinde serbest bırakmıştır. Fakat, insanın dilediği şeyi yaratan, yine Allahü teâlâdır. İnsan diledikten sonra, O da dilerse, yaratır. Dilerse yaratmaz. Her şeyi yaratan, maddelere çeşitli tesirler, özellikler veren, yalnız O'dur. O'ndan başka yaratıcı yoktur. O'ndan başkasına yaratıcı, yarattı demek, O'na karşı saygısızlık olur. Başkasını O'na şerîk, ortak yapmak olur. Başkasını kendisine ortak yapanı, kıyâmette hiç affetmeyeceğini, ona sonsuz ve çok acı azablar yapacağını bildirmiştir. İnsan, O'nun emrini yapmak, iyilik yapmak dileyince, O da merhamet ederek diliyor ve yaratıyor. Kendisine inanmıyanlar, karşı gelenler bir kötülük yapmak isteyince O da diliyor ve yaratıyor. Kendisine inananlar, yalvaranlar, bir kötülük yapmak isteyince, O merhamet ederek dilemiyor ve yaratmıyor. Böylece düşmanlarının her istedikleri hâsıl olduğundan, onlar daha da azıp kuduruyorlar. (M. Sıddîk bin Saîd)



Allahü teâlânın emr-i teklîfîleri, ehemmiyetlerine göre, derecelere ayrılmıştır:


1) Bütün insanlara, îmân etmelerini, müslüman olmalarını emretmiştir.


2) Îmân etmiş olanlara, harâm işlememelerini, kötülük yapmamalarını emretmiştir.


3) Îmân etmiş olanlara farzları yapmalarını emretmiştir.


4) Haramlardan sakınan ve farzları yapan müslümanlara, mekrûhlardan sakınmağı, sünnetleri, nâfile ibâdetleri yapmağı emr etmiştir. (Bursalı İsmâil Hakkı)
 
EMVÂL-İ ZÂHİRE nedir? ne demektir?[/h]


Zekât hayvanları ve topraktan elde edilen mahsûl gibi gizlenmesi mümkün olmayan mallar. (Bkz. Zekât)


Emvâl-i zâhirenin zekâtını fakîrlere dağıtmak, bunların sâhiblerine bırakılmamıştır. Bu işleri müslümanların devlet başkanı tarafından görevlendirilen ve âmil denilen zekat me'mûru yapar. (Muhammed Esâd)
 
EMVÂT nedir? ne demektir?[/h]


Ölüler. Meyyitin çoğulu. (Bkz. Ölüm)
 
ENÂNİYET nedir? ne demektir?[/h]

Kendini beğenip büyük görme, bencillik. Egoistlik.


Kıyâmet günü Allahü teâlâ üç kimse ile konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları tezkiye etmez(temizlemez) ve onlara çok acıklı bir azâb verir. Bu üç kişiden biri de yoksul veya fakir olup da, enâniyet sâhibi olan kimsedir. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)


Ben yaptım, ben gördüm, ben söyledim diyen kimse, bununla enâniyetine işâret etmiştir.
Akıllı kimse ben yaptım, ben gördüm, ben söyledim nasıl diyebilir. (Abdülhak Dehlevî)
 
ENBİYÂ SÛRESİ nedir? ne demektir?[/h]

Kur'ân-ı kerîmin yirmi birinci sûresi.


Mekke'de nâzil oldu (indi). Yüz on iki âyet-i kerîmedir. Sûre, bâzı peygamberlerden (İbrâhim, İshâk, Lût, Süleymân, Dâvûd, Eyyûb, Yûnus ve Zekeriyyâ aleyhimüsselâm) ve bunların kavimlerini îmâna dâvet etmeleriyle ilgili husûslardan bahsettiği için bu adı almıştır. Enbiyâ sûresinde diğer belli başlı konular, Allahü teâlânın birliği, öldükten sonra dirilme ve âhiret hayâtına dâir hükümlerdir. (Beydâvî, Kurtubî, İbn-i Abbâs)


Enbiyâ sûresinde Allahü teâlâ meâlen buyurdu ki:


Allah'tan başka bir ilâh (yâni bir tanrı) daha bulunsaydı, âlemdeki nizâm (düzen) bozulur, karma karışık olurdu. (Âyet: 22)


Kıyâmet günü adâlet ölçüsünü ortaya koyarız. Kimseye bir zulüm yapılmaz. Hardal dânesi kadar iyilik eden karşılığına kavuşur. (Âyet: 17)



(Ey habîbim Muhammed aleyhisselâm!) Seni âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik. (Âyet: 107)
 
ENFÂL nedir? ne demektir?[/h]


Devlet reîsinin, herkesin elde ettiği kendisinin diyerek, harbe teşvik için gâzilere (İslâm askerlerine) ganîmet hisselerinden fazla olarak verdiği mallar. Tekîli nefeldir. Gâzileri böyle teşvik etmeye tenfîl denir.


Tenfîl harb esnâsında veya harbin başında yapılır. Düşman mağlûb olup, muhârebe bittikten veyâ ganîmetin taksîminden sonra yapılması câiz değildir. Gâzilerin bu şekilde harbde elde ettiği enfâlin beşte biri alınmaz. (İbn-i Âbidîn)
 
ENFÜS nedir? ne demektir?[/h]

İnsanın iç dünyâsı, iç âlemi.


Akla, hayâle gelen her şey, ister âfâkî (insanın dışında) olsunlar, ister enfüsî olsunlar, hepsi mâsivâdır. Allahü teâlânın mahluklarıdır. Bunlara gönül bağlamak, oyun ve oyuncak gibi şeylerle boş yere vakit geçirmektir. Fâidesiz şeylerle oynamaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
 
ERAK AĞACI nedir? ne demektir?[/h]

Arabistan'da yetişen, dallarından, diş temizliğinde faydalanılan, bir karış uzunluğunda, misvâk denilen parçaların yapıldığı ağaç. (Bkz. Misvâk)
 
ERBÂB-I KULÛB nedir? ne demektir?[/h]

Gönül sâhipleri. Tasavvuf yolunda ilerlerken halleri değişen, her zaman başka türlü olan, bâzan şuurlu, bâzan şuursuz (içerisinde bulundukları mânevî hallere dalıp kendilerini unutan) kimseler. Bunlara İbn-ül-vakt de denir.


Erbâb-ı kulûba Allahü teâlânın sıfatları tecellî (tesir) eder. Her sıfatın tecellîsinde başka bir hal alırlar. Sonsuz olan sıfatların ve isimlerin tecellîleri, tesirleri altında halden hale dönerler. Halleri değişir, dilekleri hep değişir. Bunlar devamlı bir halde kalamaz. Bir zaman kabz yâni sıkıntı, başka zaman bast yâni sevinç içindedirler. (İmâm-ı Rabbânî)
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri