- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bu kullanıcı banlanmıştır. FoeumKalemi.CoM
TEBE-İ TÂBİÎN nedir? ne demektir?
Peygamber efendimizin Eshâbını gören ve sohbetinde bulunmakla Tâbiîn denen büyükleri görmekle şereflenenler. (Bkz. Tâbiîn)
Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînin toplam zamânı yaklaşık iki yüz yıldır. Bu devir, Resûlullah efendimiz tarafından övülmüştür. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Namazın, husûsî hareketleri yapmak ve husûsî şeyler okumak olduğu, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiş, kendisi de böyle kılmıştır. Eshâb-ı kirâmın Tâbiîn'e, onların da Tebe-i tâbiîne bildirdikleri bu husûslar her asırda bulunan İslâm âlimleri tarafından bizlere kadar gelmiştir. (İmâm-ı Rabbânî)
Tebe-i tâbiînden olan ve zamânında, Kûfe'nin en çok ibâdet edeni diye tanınan Muhammed bin Nadr el-Hârisî buyurdu ki: "İlmin evveli sükûttur. Sonra onunla uğraşmaktır. Sonra ezberlemek, sonra onunla amel etmek, sonra da başkalarına öğretmektir."
Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Süfyân bin Uyeyne hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâyı seven, Allahü teâlânın sevdiklerini de sever. Allahü teâlânın sevdiklerini seven, cenâb-ı Hakk'ın rızâsı için sever."
Peygamber efendimizin Eshâbını gören ve sohbetinde bulunmakla Tâbiîn denen büyükleri görmekle şereflenenler. (Bkz. Tâbiîn)
Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînin toplam zamânı yaklaşık iki yüz yıldır. Bu devir, Resûlullah efendimiz tarafından övülmüştür. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Namazın, husûsî hareketleri yapmak ve husûsî şeyler okumak olduğu, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiş, kendisi de böyle kılmıştır. Eshâb-ı kirâmın Tâbiîn'e, onların da Tebe-i tâbiîne bildirdikleri bu husûslar her asırda bulunan İslâm âlimleri tarafından bizlere kadar gelmiştir. (İmâm-ı Rabbânî)
Tebe-i tâbiînden olan ve zamânında, Kûfe'nin en çok ibâdet edeni diye tanınan Muhammed bin Nadr el-Hârisî buyurdu ki: "İlmin evveli sükûttur. Sonra onunla uğraşmaktır. Sonra ezberlemek, sonra onunla amel etmek, sonra da başkalarına öğretmektir."
Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Süfyân bin Uyeyne hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâyı seven, Allahü teâlânın sevdiklerini de sever. Allahü teâlânın sevdiklerini seven, cenâb-ı Hakk'ın rızâsı için sever."