Peki
@Erva ozaman sokağa inelim mi ? Bana diyorsun ki biz ne kadar derin analiz yaparsak yapalım, sonunda sokağa, mutfağa, sınıfa, bekleme salonuna inmeyen bilgi hayat ile bağ kuramaz.
Ve senin dediğin o “Eee hocam, sonuç ne?” sorusu aslında her şeyin kalbi.
O yüzden şimdi psikolojinin teorik katmanlarını bir kenara koyup, gerçek hayat için konuşalım Erva. Bakalım neler ortaya koyabileceğiz.
Bu çocuk kim?
Bu çocuk:
Gerçeklik algısı tam oturmamış,
Hayal dünyasında yaşayan,
Dijital içeriklerle büyümüş,
Duygularını ifade etmeyi öğrenememiş,
Belki sevgi eksikliği, belki sınır eksikliği yaşamış bir çocuk.
Ve en korkutucu olan: kendi yaptığının sonucunu kavrayamayan bir çocuk.
Peki
@Erva ozaman biz ne yapacağız? Toplum olarak yada Forum olarak elimizden ne gelir?
Biraz bunu konuşalım mı ?
@EfuL!m
@sükutu-ezber
@Meva
@Zoe
@Bliss
@Olmayabilir
Ve diğer arkadaşlar
1. Görmezden Gelmeyeceğiz.
Bu çocuk “yaramaz” değil, “sorunlu” da değil. Bu çocuk yardım çağrısı veriyor, ama bunu şiddetle, içe kapanmayla, hayal dünyasıyla yapıyor.
Sokakta, okulda, ailede fark ettiğimiz böyle bir çocuk varsa, “bizden değildir” diyerek kenara itmeyeceğiz.
2. Cezalandırmak Değil, Sınır Çizmek.
Bu çocuklara öfkeyle değil ama kararlılıkla yaklaşmak lazım.
“Bu yaptığın doğru değil.”
“Şu an bu davranış kabul edilemez.”
“Ne hissettiğini bilmiyorum ama bunu bu şekilde çözemezsin.”
Yani ne yargılayacağız, ne serbest bırakacağız—sınır çizeceğiz.
3. Oyun Diliyle Konuşacağız.
Eğer çocuk oyunla yaşıyorsa, oyunun dilini kullanarak konuşmamız gerekir.
“Gerçek hayatta ‘can’ bir tane. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.”
“Gerçek dünyada ‘reset’ yok. O yüzden hata yapmadan önce durup düşünmemiz lazım.”
Çocuğun evrenine girip, onu oradan çekip çıkarmak gerekiyor.
4. Bağ Kuracağız.
En önemlisi: Bu çocuk sevgi arıyor. Oyunlarda, videolarda, hayal kahramanlarında bile onu arıyor.
Bir esnaf, bir öğretmen, bir güvenlik görevlisi bile bazen bir çocuğun dünyasında ilk güvenli yetişkin olabilir.
Basit: “Nasılsın?” demek, adını öğrenmek, göz teması kurmak. Bazen sadece bir “Ben buradayım.” demek yeter.
5. Yargılamadan Dinleyeceğiz.
Anne babalar için:
Çocuğunuz bir şeye kafayı taktıysa onu hemen düzeltmeyin.
Önce onun dünyasında ne olduğunu anlamaya çalışın.
Sonra o dünyayla konuşarak, onu gerçeğe getirin.
Kısacası Qasem der ki:
Bu çocuklar hasta değil, kırılmış.
Suçlu değil, yalnız.
Tehlikeli değil, yardıma aç.
Gerçekten kopmuşlar ama geri dönemez değiller.
İlk adım: Gör, dinle, bağ kur.
İkinci adım: Net sınırlar çiz ama sevgiyle.
Üçüncü adım: Onların dilini kullan.
Ve en önemlisi: İnsan olduğunu hatırla, hissettir.