Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

İslam Ümm-i Ebîha: Babasının Annesi

kervan

Aktif Üye
FK Üyesi
FK Üyesi
Katılım
2 Haz 2020
Mesajlar
817
Tepkime puanı
2,252
Puanları
93
Cinsiyet
Ümm-i Ebîha: Babasının Annesi
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
"Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir." (Nisâ, 175


Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Allah'ım, imanı bize sevdir. Kalblerimizi imanla süsle. Küfrü, fıskı ve isyânı bize çirkin göster. Bizi doğruyu bulanlardan kıl!" (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 424)

Hz. Fâtıma, ilk îman edenlerdendi. Îmanının kuvvetini, daha küçük yaşlarında azgın müşriklere de göstermişti. Abdullah bin Mes’ud (ra) şöyle anlatmıştır:
“Allah Rasûlü (sav) bir gün Harem-i Şerîf’te (Kâbe’nin Rükn-i Yemânî kısmında) namaz kılmaktaydı. Arkadaşları ile beraber oradan geçen Ebû Cehil dedi ki:
“-Hanginiz filan kabilenin ölmüş olan devesinin döl yatağını alıp Muhammed (sav) secdedeyken O’nun sırtına koyabilir?”

Müşriklerden habîs Ukbe bin Ebî Muayt ayağa kalktı ve pis bağırsağı getirip secdede olan Peygamber Efendimiz (sav)’in mübarek omuzlarının

üzerine bıraktı. Efendimiz, işkembenin ağırlığından âdeta başını kaldıramıyordu. Müşrikler ise, sevinçlerinden katıla katıla gülüyorlardı.”

Abdullah bin Mes’ud (ra) anlatmaya şöyle devam ediyor:

“-Ben kendi kendime, «Âh eğer Mekke’de benim kavim ve kabilem bulunsaydı, onların himayelerine güvenerek gücüm yettiğince şu işi yapanlara gününü gösterseydim!” demiştim.

Bu olanları gören birisi, hemen Peygamber Efendimizin evine gidip her şeyi anlattı. Hz. Fâtıma-i Zehrâ koşarak Kâbe’ye geldi ve Kâinât’ın en şerefli

insanı, biricik Peygamber babasının sırtındaki pislikleri temizledi.

Bütün masumiyeti ve cesaretiyle bunu yapan kimselere haykırarak bedduâ etti. Bu küçücük bedenden yükselen zirveleşmiş îman karşısında, habîs

müşrikler susup kaldılar. Aleyhissalâtü vesselâm Efendimiz, “Ağlama kızım, Allah dinini tamamlayacaktır.” diye onu teselli ediyordu.

Akraba asabiyetinin bile yetmediği bir korku karşısında, Hz. Fâtıma mertti, yiğitti. O, Allah ve Rasulü’nü her şeyden üstün tutuyor ve onları, her

şeyden çok seviyordu. Bu sebeple Hz. Fatıma’ya “Ümm-i Ebîha: Babanın Annesi” adı verildi. (Halime Demireşik, Şebnem Dergisi)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Alîm:
Her şeyi bilen, hakkıyla bilendir. Allah-ü Teâlâ’ya nisbet edildiğinde, zaman ve mekân kaydı olmaksızın, olmuş olanı, olmakta olanı ve gelecekte

olacak şeyleri; küçük-büyük, gizli-âşikâr her şeyi ve her hadiseyi bilen demektir.

Kısa Günün Kârı
Bir hayat boyu, Kutlu Nebî'nin yaşadığı bütün ızdıraplara şâhit olmak, O'nu bir evlat şefkatinden de öte bir Anne sevgisi ile korumak, kollamak...

O'nun dâr-ı bekâ'ya irtihâline dayanamayıp arkasından acele edercesine Refik-i Â'lâya ulaşmak... İşte Hz.Fâtıma'nın bir ömür süren gözyaşlarının

kendisine lutfettiği ilâhî ikram ve ebedî mükâfât... O'nun gözlerinden akan yaşlarda, biricik babasına olan düşkünlüğü, sevgisi, muhabbetinden

başka ne vardı ki?! Hz.Fâtıma'nın gönül pınarından süzdüğü gözyaşları vardı, bizim neyimiz var Rasûlullâh'a sunacağımız?!
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar