Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Tarih Tarihi Çarpıtanlara Verilen En Güzel Cevap (1 Görüntüleyen)

SiyahSancaktaR

Ceddi Osmanlı
Yasaklı
FK Üyesi
Puan 113
Çözümler 1
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,916
Puan
113
Yaş
41
Konum
Istanbul
SiyahSancaktaR
Tarihi Çarpıtanlar

Maalesef, bugünlerde magazin tarihçileri tarafından kaynaklarda, vesikalarda olmayan akıl almaz iddialar ortaya atılmakta...

Tarihi çarpıtmayı kendilerine meslek edinip bundan nemalananlar var. Kara kalemini eline alan tarihi bir çırpıda alt üst etmektedir. Asgarî ilim ve saygı ölçülerine bile uymamak, bu işin başka bir tarafı...

Her milletin, her topluluğun bir tarihî geçmişi vardır ve inanan ve kabul edenler için o tarih mukaddestir. Bunu kabul etmeyenler olabilir. Bir fert ve topluluk bir tarihi geçmişi sahipleniyor ve onu kendisi için rehber ve mukaddes görüyor ve tarihî kökleri kabul ediyorsa, hiç kimsenin ona hakaret etmeye ve saygıyla yâdettiği tarihi şahsiyetlere dil uzatmaya hakkı yoktur. Size göre mukaddes olmayan şey, başka bir topluluk için mukaddestir. Tarihçi onun mukaddes olup olmadığını kabul veya red değil, hakkında varsa bir vesika, bir bilgi ve kaynağı ortaya koyar.

Gelelim günümüz tarihçilerinin ya da tarih bilmezlerinin iddia ve tavırlarına…
 
Birinci Mesele: Tarafsızlık iddiası

Zamanımızın modalarından biri “tarafsızlık” aldatmacasıdır. Tarihçiler, şahsî görüşlerini ifade ederlerken “tarafsız olduklarını” beyan etmektedirler.

Dünyada hiçbir ilim adamı tarafsız değildir. Bu ilmen ve aklen de mümkün değildir. Her kişi bir hadiseye kendi bakış açısıyla taraftır. Çünkü o hadiseye kendi fikir ve anlayışı tarafından bakar ve o bakışını ortaya koyar. Eğer bir ilim adamı kendisine mahsus bir bakış açısını, bir bilgiyi ortaya koyamayacaksa niçin o mesele hakkında bir şeyler yazsın veya söylesin? Demek ki, kendisine mahsus veya benimsediği bir görüş var ki, onu ortaya koymak için çalışma yapmaktadır. Dolayısıyla o kişi de ortaya koymak istediği görüşe taraftır ve asla tarafsız değildir.




Elbette içtimâî (sosyal) ilimlerde ve bilhassa tarih ilminde her şey, matematikteki gibi iki kere iki dört eder, denemez. Bazı yorum farkları ortaya çıkabilir. Ama meselenin temelinde, “hüküm cümlesinde” fark olamaz.

Öyleyse, tarafsızlık diye bir şey söz konusu değildir. Sadece yapılması gereken ve ilim adamından da en asgarî ilim namusu olarak beklenen bir şey vardır ki, o da “Hakkı teslim etmek”tir.
 
İkinci Mesele: Hakikatte olmadığı halde uydurma

Maalesef bugünlerde, kaynaklarda, vesikalarda olmayan akıl almaz iddialar ortaya atılmaktadır. Hem de, milyonlarca evrakın yer aldığı arşivlere ve binlerce kaynak eser ve malzemeye dayanmadan bu iddialarda bulunulmaktadır.

Mesela Sultan İkinci Murad Han devri hakkında orijinal bir kaynak eserin yayını yapılmış. Bu eserin orijinal metninin her hangi bir yerinde Sultan İkinci Murad Han’ın içki içtiğine dair en küçük bir bilgi bulunmamasına rağmen bu eseri günümüz harflerine aktaran tarihçimiz, yine orijinal eserle alakası olmayan bir cümleyi batılı bir kitaptan iktibas ederek Sultan İkinci Murad Han için “ayyaş derecesinde sarhoş idi” demektedir.

İşte bugünkü “magazin tarihçilerinin” en büyük noksanlığı tarihi vakaların ve tarihî şahsiyetlerin hakkını teslim etmemek, vesikalara isnat etmeden, dayanmadan söz söylemek ve en mühimmi onca kaynağı görmezlikten gelmektir.
 
- Üçüncü Mesele: İftira atmak

Yine bazı magazin tarihçilerinin en büyük hususiyeti tarihî bir şahsiyete, kişiliği, şahsiyeti, inançları, yaptıkları ve idealleriyle asla uyuşmayan iftiralar atmaktır. Mesela, tarihî vesika ve kaynakların, idaresi ve şahsiyetinin üstünlüğü üzerinde ittifak ettiği Sultan İkinci Abdülhamid Han’a “içki içme” iftirası atılması.

Bunun sebebi sultanın hem kendi devrinde hem de sonraki devirlerde şahsiyet ve siyasetinin ne kadar güçlü olduğunun ortaya çıkmasıdır.
Bugün bile yaşanan her hadisede onun devrinde yazılmış bir reçete bulunduğunu söylesek hiç de abartmış olmayız. Yüzlerce layiha (rapor) bunu ispat etmektedir. Bugünkülerin tarih bilmezlikleri sayesinde meydana çıkan sıkıntıların aslında o devirde de yaşandığını ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın bunlara nasıl çareler bulduğunu görmek isteyenlere Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan milyonlarca evraka müracaat etmeleri tavsiye olunur. Zira tarih, benzer hadiselerle tekerrür eder (tekrarlar).

Ömer Faruk Yımaz
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri