Bu haftaki yazımız:
"Sumud, SAMED’e emanet"
Yüz yıllık geleneği ve son iki yıllık duruşu ile Gazze bize çok şey öğretti… Bunlardan altının özellikle çizilmesi gereken bir tanesi de ‘’pes etmemek…’’
İşte bugün bunun denize yansımış haline Sumud Filosu diyoruz…
Gazze’nin uzun yıllara sarkan direniş destanı, sabır ve sebatı, tükenmez azim ve iradesi… Gazze’ye doğru yola çıkan Küresel Sumud Filosu ilhamını Gazze’den aldı…O ilham ile yüreklerimize yeniden umud oldu…
Dirilişin ve direnişin vicdan boyutu en görkemli hali ile Akdeniz’de boy gösterdi… Dünyanın hem gündemine hem de gönlüne oturdu…
Soykırıma karşı soylu direnişin ismi, Sumud…
Sumud bir deniz yolcuğundan daha fazlasıdır… İnsanlık onurunun yeniden varoluş biçimidir… Özgürlüğe uzanan yeni mecraların keşfidir…
Sınırları aşan bir dayanışma ruhu, kolektif bir bilincin, maşeri vicdanın tecelli ettiği uluslararası bir sivil ve sessiz inisiyatif…
Hatta tüm insanlığın muhtaç olduğu ortak adalet, ahlak ve anlam arayışı diyebiliriz…
Sumud’un hedefi sadece Gazze ablukasını kırmak değil, zihinlerdeki prangaları, vicdanlar üzerindeki baskılar sonlandırmaktır… Sumud’un sembolik boyutu daha derin ve daha güçlü…
Sumud sadece denize açılan gemiler yekünü değil, insanlığın kalbinde tutuşan adalet ve özgürlük meşalesidir… Konu yalnızca insani yardım değil, insan kalmanın kanıtı, “İnsanlık ölmedi.” gerçeğinin günümüzdeki nişanesidir…
Sumud bir vicdan hareketi olmakla beraber, sistematik bir soykırımın, topyekûn yok edilmek istenen bir halkın hayatta kalması için küresel vicdanın buluşma ve başkaldırı adresidir…
Küresel ayaklanmanın Akdeniz’e yansıyan adıdır… Masumlarım çığlıklarına, mazlumların çağrılarına kulak veren yüreklerin yolculuğudur…
Evet, Sumud Gazze’deki çocukların açlığına, annelerin gözyaşına duyarsız kalmayan, gözünü karartmış yiğitlerin başkaldırısını temsil ediyor…
Sumud bize şunu söylüyor; adalet arayışı uluslararası platformlara, başkentlere, resmî kurumlara bırakılmayacak kadar önemlidir…
Siyasi mahfillerde, diplomasi dünyasının kapı eşiklerinde beklemekle sorunlar çözülmez… Tarihin akışını değiştirecek yeryüzü vicdan hareketidir…
Çözüm adresi; Birleşmiş Milletler (BM) değil, birleşmiş yüreklerdir… Ve birlikte yürümektir…
Ve inanıyoruz ki Filo Gazze’den önce kalplere ulaştı… Çünkü bu yolculuk her şeyden önce insanlığın vicdanına rotasını doğrultmuştu… Çarpan etkisini görüyoruz… Bunu rakamlara dökmek mümkün değil… Bir sonraki filonun etki gücünü tahmin etmek zor…
Artık yeryüzü seyirci değil, milyonların yüreği, duası bu gemilerde… Herkes hükmen gemi yolcusu…
Sessiz, şiddetsiz bir başkaldırı, vicdani bir çığlık çoktan denizleri aştı, hedef kitleyi hareketi geçirdi…
Evet, her yolculuk bir mesafe değil aynı zamanda bir diriliş muştusu bir varoluş müjdesidir…
Şimdi bize düşen görev nedir?
Biz geciktik bari vicdanımız gecikmesin… Bulunduğumuz yerden vicdanımızı harekete geçirmeye, yüreğimizi ayağa kaldırmaya hazır mıyız?
Şimdiden gelecek ile ilgili duygularımı ve beklentilerimi bir cümle ile paylaşmak istiyorum… İmkânı olan herkese duyurmak istiyorum…
Sumud ne ilk ne de son… O halde…
“Ev alma, gemi al.”
Ya da Hz. Nuh misali karada gemini inşa et… Denizi ayağına getirecek olan Allah’tır…
Sumud’u üç kelime ile özetleyebilirim: Arayış, Adanış ve Aksiyon…
Sumud, SAMED’e emanet…
"Sumud, SAMED’e emanet"
Yüz yıllık geleneği ve son iki yıllık duruşu ile Gazze bize çok şey öğretti… Bunlardan altının özellikle çizilmesi gereken bir tanesi de ‘’pes etmemek…’’
İşte bugün bunun denize yansımış haline Sumud Filosu diyoruz…
Gazze’nin uzun yıllara sarkan direniş destanı, sabır ve sebatı, tükenmez azim ve iradesi… Gazze’ye doğru yola çıkan Küresel Sumud Filosu ilhamını Gazze’den aldı…O ilham ile yüreklerimize yeniden umud oldu…
Dirilişin ve direnişin vicdan boyutu en görkemli hali ile Akdeniz’de boy gösterdi… Dünyanın hem gündemine hem de gönlüne oturdu…
Soykırıma karşı soylu direnişin ismi, Sumud…
Sumud bir deniz yolcuğundan daha fazlasıdır… İnsanlık onurunun yeniden varoluş biçimidir… Özgürlüğe uzanan yeni mecraların keşfidir…
Sınırları aşan bir dayanışma ruhu, kolektif bir bilincin, maşeri vicdanın tecelli ettiği uluslararası bir sivil ve sessiz inisiyatif…
Hatta tüm insanlığın muhtaç olduğu ortak adalet, ahlak ve anlam arayışı diyebiliriz…
Sumud’un hedefi sadece Gazze ablukasını kırmak değil, zihinlerdeki prangaları, vicdanlar üzerindeki baskılar sonlandırmaktır… Sumud’un sembolik boyutu daha derin ve daha güçlü…
Sumud sadece denize açılan gemiler yekünü değil, insanlığın kalbinde tutuşan adalet ve özgürlük meşalesidir… Konu yalnızca insani yardım değil, insan kalmanın kanıtı, “İnsanlık ölmedi.” gerçeğinin günümüzdeki nişanesidir…
Sumud bir vicdan hareketi olmakla beraber, sistematik bir soykırımın, topyekûn yok edilmek istenen bir halkın hayatta kalması için küresel vicdanın buluşma ve başkaldırı adresidir…
Küresel ayaklanmanın Akdeniz’e yansıyan adıdır… Masumlarım çığlıklarına, mazlumların çağrılarına kulak veren yüreklerin yolculuğudur…
Evet, Sumud Gazze’deki çocukların açlığına, annelerin gözyaşına duyarsız kalmayan, gözünü karartmış yiğitlerin başkaldırısını temsil ediyor…
Sumud bize şunu söylüyor; adalet arayışı uluslararası platformlara, başkentlere, resmî kurumlara bırakılmayacak kadar önemlidir…
Siyasi mahfillerde, diplomasi dünyasının kapı eşiklerinde beklemekle sorunlar çözülmez… Tarihin akışını değiştirecek yeryüzü vicdan hareketidir…
Çözüm adresi; Birleşmiş Milletler (BM) değil, birleşmiş yüreklerdir… Ve birlikte yürümektir…
Ve inanıyoruz ki Filo Gazze’den önce kalplere ulaştı… Çünkü bu yolculuk her şeyden önce insanlığın vicdanına rotasını doğrultmuştu… Çarpan etkisini görüyoruz… Bunu rakamlara dökmek mümkün değil… Bir sonraki filonun etki gücünü tahmin etmek zor…
Artık yeryüzü seyirci değil, milyonların yüreği, duası bu gemilerde… Herkes hükmen gemi yolcusu…
Sessiz, şiddetsiz bir başkaldırı, vicdani bir çığlık çoktan denizleri aştı, hedef kitleyi hareketi geçirdi…
Evet, her yolculuk bir mesafe değil aynı zamanda bir diriliş muştusu bir varoluş müjdesidir…
Şimdi bize düşen görev nedir?
Biz geciktik bari vicdanımız gecikmesin… Bulunduğumuz yerden vicdanımızı harekete geçirmeye, yüreğimizi ayağa kaldırmaya hazır mıyız?
Şimdiden gelecek ile ilgili duygularımı ve beklentilerimi bir cümle ile paylaşmak istiyorum… İmkânı olan herkese duyurmak istiyorum…
Sumud ne ilk ne de son… O halde…
“Ev alma, gemi al.”
Ya da Hz. Nuh misali karada gemini inşa et… Denizi ayağına getirecek olan Allah’tır…
Sumud’u üç kelime ile özetleyebilirim: Arayış, Adanış ve Aksiyon…
Sumud, SAMED’e emanet…
