- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,473
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 41,865
- Puanları
- 113
Senin de bir hurafen ve bidatin var mı?
Önce kendi bidatlerini ve hurafelerini düzelt, sonra evrenle ilgili sorular sor!
Kur'an'da bazı ayetlerde geçen cümlelerin birbiri ile bağlantılarını kurmak gerçekten zordur. Zira cümleler, bizim anladığımız bir tarzda sıralı değildir.
Mesela Bakara Sûresi 189'uncu ayette cümlenin baş tarafı ayın durumu hakkında sorulan bir soru ve cevabı üzerine iken, aynı ayetin devamı ise evlere kapılarından girme ile ilgili.
Yani birbirini takip eden cümlelerin biri gökyüzüyle ilgili, diğeri ise günlük hayatla ilgilidir. Biri alemle ilgili, biri hurafe ile ilgili...
Önce ayeti bir okuyalım:
"Sana ayın evreleri hakkında soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Fakat iyilik, takva sahibi insanın davranışıdır. Evlere (arkasından değil) kapılarından girin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz."
Bakara Sûresi 189.
Dikkat ettiyseniz ayette ilk bakışta bir konu bütünlüğü yok gibi. Tek ayet var ama iki ayrı konu var.
Bu ayete bir de şöyle bakalım:
Ey insan, sen günlük hayatta saçma sapan işler yapıyorsun!" Evlere kapıdan değil de pencereden girmek gerekir" diyorsun. Kapıdan girersen günah, pencereden girersen günah değil diye inanıyorsun. Böyle saçmalıklarla kafanı doldurmuşsun ama bilgili, kültürlü, ufku açık ve bilgiye aç biri gibi evren hakkında sorular soruyorsun.
Evlere kapıdan girmenin uğursuzluğuna inanıyorsun ama bilimin peşinden koşan bir adam gibi çıkmış ayın evreleri hakkında sorular soruyorsun.
Tıpkı, boncukların bileğe takıldığı zaman şans getirdiğine inanan gencin, Allah evrenin neresindedir diye sorması gibi!
Tıpkı, evinin misafir odasına yedi fil veya yedi kaplumbağa veya yedi zurafa veya yedi deve veya yedi kurbağa heykelini, arkasını kapıya dönmüş vaziyette koyup evin içinde pozitif enerji oluşacağına inanıp sonra yaratıcıya yaratıcı sorular soran kadınlar gibi.
Bunun gibi binlerce örnek var.
Sen önce kafandaki hurafeleri kaldır, sonra güneşi sor, ayı sor, yıldızı sor, evreni sor.
Ağaca çaput bağlayıp isteğinin gerçekleşeceğine inanan biri, tutup da Allah'a sorular sormasın. Böyle bir kafayı hangi delil ikna edebilir?
Burçlara inanıyorsun ama hadisler aklıma yatmadı diyorsun. Merkür Jüpiterin kenarından geçince o hafta para kazanacağına inanıyorsun ama Resulullah'ın sözleri kafana yatmıyor. Falan burçla filan burç evlenemez diye bir hurafeye takmışsın kafayı ama bu ayet tarihseldir, günümüz aklına uymuyor diyorsun. Kur'an senin hurafe dolu aklına göre mi gelmiş?
Şimdi mezkûr ayetin güzelliği anlaşıldı değil mi?
Murat Padak
Şanlıurfa Diyanet Akademisi Eğitim Görevlisi
Önce kendi bidatlerini ve hurafelerini düzelt, sonra evrenle ilgili sorular sor!
Kur'an'da bazı ayetlerde geçen cümlelerin birbiri ile bağlantılarını kurmak gerçekten zordur. Zira cümleler, bizim anladığımız bir tarzda sıralı değildir.
Mesela Bakara Sûresi 189'uncu ayette cümlenin baş tarafı ayın durumu hakkında sorulan bir soru ve cevabı üzerine iken, aynı ayetin devamı ise evlere kapılarından girme ile ilgili.
Yani birbirini takip eden cümlelerin biri gökyüzüyle ilgili, diğeri ise günlük hayatla ilgilidir. Biri alemle ilgili, biri hurafe ile ilgili...
Önce ayeti bir okuyalım:
"Sana ayın evreleri hakkında soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Fakat iyilik, takva sahibi insanın davranışıdır. Evlere (arkasından değil) kapılarından girin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz."
Bakara Sûresi 189.
Dikkat ettiyseniz ayette ilk bakışta bir konu bütünlüğü yok gibi. Tek ayet var ama iki ayrı konu var.
Bu ayete bir de şöyle bakalım:
Ey insan, sen günlük hayatta saçma sapan işler yapıyorsun!" Evlere kapıdan değil de pencereden girmek gerekir" diyorsun. Kapıdan girersen günah, pencereden girersen günah değil diye inanıyorsun. Böyle saçmalıklarla kafanı doldurmuşsun ama bilgili, kültürlü, ufku açık ve bilgiye aç biri gibi evren hakkında sorular soruyorsun.
Evlere kapıdan girmenin uğursuzluğuna inanıyorsun ama bilimin peşinden koşan bir adam gibi çıkmış ayın evreleri hakkında sorular soruyorsun.
Tıpkı, boncukların bileğe takıldığı zaman şans getirdiğine inanan gencin, Allah evrenin neresindedir diye sorması gibi!
Tıpkı, evinin misafir odasına yedi fil veya yedi kaplumbağa veya yedi zurafa veya yedi deve veya yedi kurbağa heykelini, arkasını kapıya dönmüş vaziyette koyup evin içinde pozitif enerji oluşacağına inanıp sonra yaratıcıya yaratıcı sorular soran kadınlar gibi.
Bunun gibi binlerce örnek var.
Sen önce kafandaki hurafeleri kaldır, sonra güneşi sor, ayı sor, yıldızı sor, evreni sor.
Ağaca çaput bağlayıp isteğinin gerçekleşeceğine inanan biri, tutup da Allah'a sorular sormasın. Böyle bir kafayı hangi delil ikna edebilir?
Burçlara inanıyorsun ama hadisler aklıma yatmadı diyorsun. Merkür Jüpiterin kenarından geçince o hafta para kazanacağına inanıyorsun ama Resulullah'ın sözleri kafana yatmıyor. Falan burçla filan burç evlenemez diye bir hurafeye takmışsın kafayı ama bu ayet tarihseldir, günümüz aklına uymuyor diyorsun. Kur'an senin hurafe dolu aklına göre mi gelmiş?
Şimdi mezkûr ayetin güzelliği anlaşıldı değil mi?
Murat Padak
Şanlıurfa Diyanet Akademisi Eğitim Görevlisi