Ben konuya kadın-erkek ayrımıyla yaklaşmayacağım. Cümle biraz sorunlu. Bir tartışma anında "Ben seni geçmişine rağmen kabul ettim." demek, çok ezici ve aşağılayıcı olur. Yani "Her halinle kabulümsün." demek başka, başa kakıp yüze vurmak başka... Kabul edilemeyen şeyler varsa baştan vazgeçmek her iki taraf için en iyisi olur. Bugün yüzleşmekten çekindiğiniz bir gerçeğe yarın hiç tahammül edemezsiniz.
Geçmiş konusunda her iki tarafın birbirinden razı olması çok kıymetli. Yeni bir sayfa ancak bu şekilde açılır. Üstelik yaşanmış ilişkileri eşeleyip durmanın da hayır getireceği yoktur. Bu sadece kavgalara meze olur ve güven zedeler...
Bir de ben şu duruma karşıyım: "Her şey, senden önceydi artık hepsi geride kaldı." Hayır arkadaşım, benden önce de kendinden sorumluydun. Kendine saygın olmalıydı. Bir yaşam disiplinin, duruşun, ahlakın olmalıydı. Namus ve haysiyet kavramları başkası için değil kendin içindir. Kendine olan sevgin ve saygındır. Kendini kıymetli görmen ve muhafaza etmenle ilgilidir. Bu yüzden birinin benim "namus"umu korumaya çalışmasına ihtiyacım yok. Birinin bunun çetelesini tutmasını saygısızlık olarak görürüm. Hele hele kendisinden bihaber bir erkeğin namustan bahsetmesine ve namus kavramını lokal bir bölgeyle örtüştürmesine aşırı ayar oluyorum. Neyse, açık söyleyeceğim. Bir erkek zina ediyorsa ve ben hayatına girince bunu geride bırakacaksa buna inanmam. Zinayı yasaklayan ben değilim ki neden benim için bırakıyor? Benim sayemde bunu bırakan, bir gün benim yüzümden tekrar başlar.
Son olarak da şunu hatırlatayım. Manolya diye bir film vardı. Orada, " Bizim geçmişle işimiz bitmiş olabilir ama geçmişin bizimle işi bitmemiştir." diye bir replik geçiyordu. İnsanın çok da savrulmaması, kendisini hor kullanmaması lazım. Canımızı sokakta bulmadık. Alelade, gelişine bir yaşam, sonrasında çok pişmanlığa sebep olur; çünkü geçmişin bizimle işi bitmez.