Her yılın sonunda aynı cümleler dolaşıma giriyor:
“Ne seneydi be…”
“Sanki üç sezonluk dizi izledik.”
“Nefes aldırmadı!”
Acılar, yorgunluk ve karamsarlık paketlenip yeni seneye birkaç gün kala sosyal medyada paylaşılıyor. Herkes biraz daha dramatik anlatmaya çalışıyor seneyi. Çünkü kötülüğün, olumsuzluğun, felaketlerin alıcısı çok. Negatif, hızla yayılıyor.
Yeni yıl ise sanki “mucize makinesi” gibi bekleniyor. Takvim değişince her şeyin düzeleceğine inanmak istiyoruz belki de.
Yılı “kötü” ilan etmek en kolayı. Asıl zor olan, o yılın içindeki payımıza bakmak. Belki de yanlış soruyu soruyoruz. “Yeni yıldan ne bekliyorsun?” yerine şunu sormalıyız: “Sen yeni yıla ne vermeyi vadediyorsun?”
Daha az kırıcı olmayı mı?
Daha az ahkam kesmeyi mı?
Daha merhametli olmayı mı?
Yeni yıl kapıda ve bize bir şey borçlu değil. Hayat da öyle. Borçlu olan biziz! “Neye?” derseniz, cevap için kalbimizi, vicdanımızı yoklamak gerekiyor.
Bu arada sosyal medyadan bakılırsa, herkes dünyadan bir iyilik bekliyor ama kimse dünyaya ne bırakacağını konuşmuyor.
Yıl sonu melankolisinin bu kadar rağbet görmesi de şaşırtıcı değil. İnsanız, sorumluluğu zamana yüklemeyi seviyoruz. “Bu yıl çok kötüydü” demek, “Ben nerede yanlış yaptım?” demekten daha ikna edici değil mi?
Oysa yıllar, aldıklarımızın ve de verdiklerimizin toplamıdır.
Belki de yeni yıla büyük anlamlar yüklemek yerine, küçük ama sahici niyetler koymalıyız önümüze. Daha fazla kitap okumak, daha az harcama yapmak, namazları düzenli kılmak, sosyal medyada geçirilen zamanı azaltmak, birilerine daha az yük olmak ve birilerinin yükünü hafifletmek gibi…
Yeni yıl gelince ne olacağını bilmiyoruz. Ama yeni yıla neler vereceğimize karar verebiliriz. Belki de bütün mesele burada başlıyor.
Velhasıl, takvimler eskir ama niyetler hep tazedir. Yeni bir yıla girerken en büyük sermayemiz, heybemizdeki gayret olsun. Dünyanın yükünü tek başımıza omuzlayamayız belki ama en azından kendi dünyamızı güzelleştirebiliriz. Bir gönle girmek, bir yaraya merhem olmak, bir duada yer bulmak... Yılı “iyi” yapacak olan sadece iyiyi düşünmek bile olabilir.
O halde şikâyet etmeyi bırakıp niyet edebiliriz: Bu yıl, geçen yıldan daha iyi bir “ben” olabilir miyiz?
Ersin Çelik
“Ne seneydi be…”
“Sanki üç sezonluk dizi izledik.”
“Nefes aldırmadı!”
Acılar, yorgunluk ve karamsarlık paketlenip yeni seneye birkaç gün kala sosyal medyada paylaşılıyor. Herkes biraz daha dramatik anlatmaya çalışıyor seneyi. Çünkü kötülüğün, olumsuzluğun, felaketlerin alıcısı çok. Negatif, hızla yayılıyor.
Yeni yıl ise sanki “mucize makinesi” gibi bekleniyor. Takvim değişince her şeyin düzeleceğine inanmak istiyoruz belki de.
Yılı “kötü” ilan etmek en kolayı. Asıl zor olan, o yılın içindeki payımıza bakmak. Belki de yanlış soruyu soruyoruz. “Yeni yıldan ne bekliyorsun?” yerine şunu sormalıyız: “Sen yeni yıla ne vermeyi vadediyorsun?”
Daha az kırıcı olmayı mı?
Daha az ahkam kesmeyi mı?
Daha merhametli olmayı mı?
Yeni yıl kapıda ve bize bir şey borçlu değil. Hayat da öyle. Borçlu olan biziz! “Neye?” derseniz, cevap için kalbimizi, vicdanımızı yoklamak gerekiyor.
Bu arada sosyal medyadan bakılırsa, herkes dünyadan bir iyilik bekliyor ama kimse dünyaya ne bırakacağını konuşmuyor.
Yıl sonu melankolisinin bu kadar rağbet görmesi de şaşırtıcı değil. İnsanız, sorumluluğu zamana yüklemeyi seviyoruz. “Bu yıl çok kötüydü” demek, “Ben nerede yanlış yaptım?” demekten daha ikna edici değil mi?
Oysa yıllar, aldıklarımızın ve de verdiklerimizin toplamıdır.
Belki de yeni yıla büyük anlamlar yüklemek yerine, küçük ama sahici niyetler koymalıyız önümüze. Daha fazla kitap okumak, daha az harcama yapmak, namazları düzenli kılmak, sosyal medyada geçirilen zamanı azaltmak, birilerine daha az yük olmak ve birilerinin yükünü hafifletmek gibi…
Yeni yıl gelince ne olacağını bilmiyoruz. Ama yeni yıla neler vereceğimize karar verebiliriz. Belki de bütün mesele burada başlıyor.
Velhasıl, takvimler eskir ama niyetler hep tazedir. Yeni bir yıla girerken en büyük sermayemiz, heybemizdeki gayret olsun. Dünyanın yükünü tek başımıza omuzlayamayız belki ama en azından kendi dünyamızı güzelleştirebiliriz. Bir gönle girmek, bir yaraya merhem olmak, bir duada yer bulmak... Yılı “iyi” yapacak olan sadece iyiyi düşünmek bile olabilir.
O halde şikâyet etmeyi bırakıp niyet edebiliriz: Bu yıl, geçen yıldan daha iyi bir “ben” olabilir miyiz?
Ersin Çelik
