Yorum Prenses sendromu (1 Görüntüleyen)

FB_IMG_1739638506727.webp


Aşırı hassas ve kırılgan, her şeyin en iyisine layık olduklarını düşünen, emir yağdırmayı seven, saldırgan ve kaprisli prensesler dolaşıyor sokaklarda.

Otobüste yer bulamamaktan akşam istediği yemeğin pişmemiş olmamasına, kırılan tırnağından sevdiği ruj renginin tükenmiş olmasına, karın ağrısından kahve kremasının bitmiş olmasına kadar en ufak şeyde bile aşırı öfkelenen ve hatta küsen, ağlayan ve hatta isyan eden sonra da ayaklarını pit pit yere vuran kadınları siz de görüyorsunuzdur benim gibi.

Ve bütün bu olanların suçlusu olarak o an göz hizasında ilk kim varsa onu sorumlu gören, düzeltmek için kılını kıpırdatmayan sadece oflayıp puflayan şikayet eden kadınlar bunlar.

Herkese istediğini yaptıramayacaklarını anladıklarında "Prenses olmak için prense ihtiyacım yok, ben zaten kralın kızıyım" diye tweet atarak gerçek hayatla yüzleşmeye başlıyorlar. Önce arabaları balkabağına dönüşüyor, sonra camdan ayakkabının kırıkları kalplerine batıyor...

İşte yaşanan bu durum literatüre hem de ciddi ciddi "Prenses Sendromu" olarak girmiş.

Büyütüldüğümüz masalların hemen hepsinde tasvir edilen kadınlar ya prensesti ya da bir prensle evlenip kapağı saraya atmaya çalışan fakirlerdi diye mi böyle olduk, yoksa bu masalları bizzat annemizin sesi ile dinledik diye mi bilinçaltımıza işledi bilmiyorum da bu durumun “dişi” olmak diye pazarlanmasına aşırı kırgınım ben ya.

Etrafındaki insanların hayatlarını zehir etmenin ve hiç kimseye bir faydanın dokunmamasının adı dişil olmak mı gerçekten?

Çevrelerindeki herkesi tüketirken, bunu 'kendini sevmek' adı altında meşrulaştırmanın adı mı “dişi” olmak?

Hollanda’dan montofon ineğini getirip beş dakika Taksim’de dolaştırsan, sırf kadın diye onun bile beğenen alıcısı var bu topraklarda. Bu kadınlar da bunu çok iyi bildiklerinden sanırım, kendileri için bir gün geçirmenin bedelini 400 K olarak belirliyorlar.

Güzel sözün dolgun dudaktan, başını dingin bir dize koyup uyumanın uzun bacaktan daha değer görmeye başladığı zamanları görür müyüz bilmiyorum da, kendine tapınanlara dişi denmesine çok kırgınım ben.

Ezgi Akgül
 
Büyütüldüğümüz masalların hemen hepsinde tasvir edilen kadınlar ya prensesti ya da bir prensle evlenip kapağı saraya atmaya çalışan fakirlerdi diye mi böyle olduk, yoksa bu masalları bizzat annemizin sesi ile dinledik diye mi bilinçaltımıza işledi bilmiyorum da
Kimin annesi bu masalları okudu bilmiyorum ama benim annem banyoda çamaşır yıkamaktan gözünü açamazdı🤭
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri