Yorum Mülahazalarım

Alemlerin Rabbi Buruc süresinde ;"Şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki" der.

Bu bizim her halukarda şahitliğin mutlak bir tarafında olduğumuzu gösterir ve kapsamlı bir yemindir bu. Yani hepimiz bir şekilde ya şahidiz, ya Şahid olunanız. Buda bizim sorumlu bir varlık olduğumuzu gösterir. Her tür şahidliğimizden dolayı rabbim huzurunda hesap vereceğiz. Bu yüzden Rab çevremizdeki herşeye karşı duyarlı olmamızı ve Yeryüzünün adil şahitleri olmamızı ister.

Daha açık bir ifadeyle ; Ümmet coğrafyası ve yeryüzündeki mazlumların dertlerini dert edinmek zorundayız. Bunlar üzerinde düşünmek, çözüm yolları üretmek, gündem oluşturmak, yaşadığımız çevrede, sosyal olsun, siyasal olsun, sanal olsun her zaman ve mekanda gündeme taşımak zorundayız.

Osmanlı son dönemlerinde yaşayan Mehmet Vehbi efendinin önemli bir sözü var, " Umumi belaya hususi keder fayda vermez." Yani başka bir deyişle ümmet coğrafyasında yaşanmakta olan fikri ve fiili taarruz meselelerinin bireysel olarak değerlendirmek gibi bir konforumuz yoktur. Bugün yaşanan Olaylar ümmetin tamamını ilgilendiren umumi belalara dönüşmüştür. Eğer iyi bir analistçiyseniz küfrün tek vücut harekete geçtiğini göz ardı edemezsiniz.

Bugün yaşananlar artık sadece Halepin meselesi değildir. Bu mesele artık sadece Şamın, Arakanın, Doğu Türkistan, Bağdadın, Beyrutun, Gazzenin, Kahirenin meselesi değil ümmetin umumi meselesidir...

Bugün ayaklar altına alınmak istenen Ahmedin, Mehmedin, Alinin, Muradın onuru değil Ümmetin onur ve değerlerdir.

Görmüyormusunuz dünün ihtilafları bugün yerini Müslümanların birbirine düşman olmasına dönüştürülmüştür. Emperyal irade değerler üzerinde tahrif için yek vücut çalışırken müslümanların arasını açmak, onları birbirine düşman kılmak ve kırdırmak için canla başla çalışıyor.

Bugün teo-politik kurguların temelindede bu pervasız amaçlar yatmaktadır... Batılı emperyal irade Bu sebepledir ki Kuranın genetik kodlarıyla oynama hadsizliğini göstermektedir....


Düşüncelerimi bu başlık altında yazmaya devam edeceğim.

Benim tabi olduğum islam inancında vahyin hedefi hayatın her alanına müdahale etmektir. Hayatın her alanında söyleyecek sözü olan, zaman ve mekan sınırı olmayan bütün boyutlara dair emir ve yasaklar vaz' eden tek hak dindir.

Batı ve onun yerli hayranları İslamı Protestanlaştırma peşindedirler. Onu sadece ahiret, öbür dünya ve ölümden sonraki hayat için kurallar koyan bir din haline getirmek istiyorlar. Haliyle onu Çoğu zaman kamusal alanın dışına itecek cüreti kendilerinde bularak dine karşı din inşaa ediyorlar. Başka bir deyişle İslam kamusal alana giremez gibi komik söylemler sarfederek islamı protestanlaştırıyorlar.
Oysa islam bir yaşam biçimidir. Müslüman hayatının her alanında yeryüzünün adil şahidi olmak zorundadır.

Aynı zamanda Müslümanlar yeryüzünde de insanlığın vicdanı olmak zorundadırlar. Müslüman yeryüzünün neresinde olursa olsun bir zulm olduğunda ona karşı kıyama kalkmalıdır. Dinine, diline, ırkına, kimliğine bakmaksızın bu duyarlılığı göstermek zorundadır. İşte ümmet olmak, toplumsal yapıya ümmetçi bakış açısıyla bakmak budur. Ümmetçiliğin başladığı yer de tamda burasıdır. Müslüman, mazlumun ve mağdurun hakkının gasp edilmesi, kanlarının dökülmesini insanlığın kanına girmek olarak kabul edip dur diyebilmelidir.

İşte ozaman hayata Vahy ile bakmış olur. İşte ozaman İslamı protestanlaştırmaktan kurtarabilir.

Bir Müslümanın yolsuzluğu, yalanı, tacizi, küfrü inanmayan birininkiyle aynı mı?
Hayır!
Müslüman; inancının doğruluğunu, hakkaniyetli, dürüst ve ahlaklı olmasına dayandırıyor.
Eğer bunlara uymazsa hem iddiası çökmüş hem de insanları kandırdığı için normalden iki kat ahlaksızdır.

Bunu eşitlik ve özgürlükten yana olan bir komünistin iddialarına benzetebiliriz. Eğer o komünist, insanları eziyor, zorbalık ediyor ve üstelik bir de insanların emeğini sömürerek servet sahibi oluyorsa, işte o zaman sıradan bir insandan iki kat ahlaksız demektir.

Konu inanmak değil, kutsal kabul edilen değerleri kendi ahlaksızlığına alet etmesidir.

Unutma nezaket herşeyden önemlidir! Seni insan yapan şeydir nezaket. Yaşadığın ortamın önemi yok. Sanat ve kültürden yoksun bir ortamda; hoyratlık ve çirkinliklerle çevrili olsan da nezaketten ödün vermiyorsan değerlisin, o denlide insansındır.

Eğer sende nasılsa herkes böyle diyerek benzeşiyorsan; yakınman, hayıflanman boşuna...
Değerinide insanlığınıda kaybetme eşiğindesin...

Benim için Vahy ile muhattabiyet çok önemli, o yüzden ben vahyin okunmasını değil anlaşılmasını daha değerli bulurum. Değer anlamadır surette değil. İtiraf edelim, telefonumuzu her elimize alışımızda "mesaj gelmiş mi?" diye bakan bizler; yaratıcının göndermiş olduğu mesaja sadece göz ve kulaklarımızı değil ruhlarımızı da kapatmışız!
Okuyor ama anlamıyoruz. Anlayanlarımız ise çıkarlarına uyduğu halde yorumluyor.

Unutmayın!

Vahiy hayattır; yaşama anlam verir, düşünce dünyanıza anlam katar, esenlik yurdunun yolunu gösterir. Bigane kalmayalım...

Tarihi doğru tanımlamazssanız, başkalarının tarih çöplüğünde figüran olursunuz.
Tarih her nekadar insan oğlunun hayatı boyunca yaşadığı olayların tamamındrmek olsada onu derki yolu anlamak için farklı bir bakış açısıyla masanıza koymalısınız.

O halde benim masamdaki tarih yorumuna geleyim...
Tarih ; Yaşanmış olayları kayıt altına almak demek değildir.
Tarih ; Yaşanmış olayları mantıksal bir örgüyle, sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde diğer tolumlarla beraber yaşanan değişim ve dönüşümlerin tutarlı bir biçimde yorumlayarak, temelde bunların nasıl ve niçin yaşandığını ortaya koymaya çalışan bilimin adıdır.

Yani başka bir deyişle ; Sosyal, siyasal, fikri, ekonomik, manevi, iktisadi vb. Hayatın bütününde yaşanılan değişim, dönüşüm ve gelişimin üzerinde yapılan incelemelerdir...

Lütfen tarihi doğru okuyun, çapraz okumalar yapın, tutarlı olay örgüleri oluşturun, başkalarının figüranı yada kuklası olmayın..

Mübarek kitap ne demektir?

Bu Kur'an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.
(Sad Suresi 29)

Mübarek - bereketli demektir.
Bereket: Verimli, zengin, tükenmek bilmeyen, artma ve çoğaltma özelliğine sahip. Örneğin bitki tohumu, cins ve özelliğine göre binlerce yeni meyve ve tohum verebilir. Bu durumda o tohum için mübarek yani ‘bereketli’ denilir.

Bereketli kitap: içeriğini çalıştıkça ve araştırdıkça tükenmek bilmeyen yeni hikmetlere ulaşabilme potansiyeli olan ve ona uyanlara hem bu dünyada hem ahirette sınırsız selamet ve zenginlik sağlayan kitap manasına gelmektedir. Tıpkı bereketli (mübarek) bir tohum gibi.

Bu yüzden vahy üzerine kafa yorun...

Müslümanlar, Kur’an’ın hayatta nasıl uygulanacağı sorusundan kaçmak için, Kur’an’ın nasıl okunması gerektiği hususunda geniş bir ilim ürettiler.

Aliya İzzetbegoviç

Güvenmeyin!
Eğer bir din adamı size şeytan sol elle yemek yer diyor ise onun fetvasını güvenmeyin!!!

İlimden yoksun cahil insanlar şeytanın sol elle yemek yediğini söyler.

Şeytanla saf bağlayan ne imamın ne alimin fetvasına güven olmaz!

Yasin 70, Fatır 22, Rum 52, Neml 80

Çok ilginç ayetler...
Müslümanlar bu ayetlerden nezaman haberdar olacak acaba...

@Qasem, ”Sen ölülere işittiremezsin … “ buyurmuş Allah tüm altını çizdiğin ayetlerde.

Rica etsem özetle ilmîn dahilinde senden tefsir isterim.

@EfuL!m, Kuran Mübin bir kitaptır, ap açık, anlışılır. Bunu vahyin kendide söyler.
Kitap ölüler için değil, diriler içindir. Hayatlarını doğruluk dürüstlük ile inşaa etsinler diye...

Geçen gün vahyin özü ve özeti olarak Kuranın ne olduğunu ve bize ne söylediğini anlatmıştım
Link : Forumkalemi.com

İşte o kitap diriler içindir...
Bunu anladığımız zaman umarım geç olmuş olmaz.