Maya toplumunun taşınırken atalarının kemiklerini de yanlarında götürdüğü ortaya çıktı. Amaçları ise yeni mekânları ata ruhlarıyla kutsal kılmaktı.
Maya uygarlığı hakkında yeni detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Orta Amerika ülkesi Belize’de bulunan 2.000 yıllık bir mezar, bu eski uygarlığın taşınma gelenekleri hakkında önemli bilgiler sağladı. Araştırmacılar, bölgenin ilk sakinlerinin yeni yerleştikleri evlerine atalarının ruhlarını taşımak amacıyla kemiklerini yanlarında götürmüş olabileceğini ortaya koydu.
MÖ 300 ile MS 250 yılları arasındaki Geç Preklasik döneme tarihlenen mezar, Dos Hombres adlı eski Maya şehrinin yakınlarında bulunan ve “Dancer Group” olarak bilinen sıradan bir konutta keşfedildi. Araştırmacı Angelina J. Locker, mezarda bulunan parçalanmış iskeletin yanı sıra iki farklı bireye ait dişleri de analiz etti.
İskeletin yanında bulunan midye kabukları yığını, bu kişinin muhtemelen bir deniz ürünü ziyafeti ile anıldığını ve Dancer Group’un kurucu atası olduğunu düşündürüyor. Daha önce diğer insan kalıntılarının kurucu ataya kurban edilmiş bireyler olduğu öne sürülmüştü. Ancak Locker bu iddiayı sorgulayacak bazı kanıtlar sundu.
Dancer Group’un elit olmayan bir konut olması, burada yaşayan bireylerin insan kurban etme olasılığını azaltmaktaydı. Ayrıca kalıntılarda kesik izleri bulunmaması da kurban teorisini zayıflatıyordu.
Maya Halkı Atalarıyla Kemikler Aracılığıyla Bağ Kuruyordu
Locker, alternatif bir açıklama getirerek Maya inanışında bedenin birçok parçaya bölünebildiğini, bunlardan birinin “ruh nefesi” anlamına gelen Ik olduğunu ve genellikle ağız ve çeneyle ilişkilendirildiğini belirtti.
Araştırmacı konuya dair, “Ataların özlerinin Ik ile bağlantılı olduğuna inanılıyordu ve bu nedenle bedenleşmiş form, özellikle dişlerde yaşıyordu,” ifadelerini kullandı ve bu sebeple mezarda bulunan dişlerin, kurucu atanın kendi atalarına ait olabileceğini ve ev halkının kökenleriyle bağını sürdürmek amacıyla başka bir yerden getirildiğini öne sürdü.
Locker, teorisini doğrulamak için mezardaki üç bireyin kalıntıları üzerinde izotop analizleri gerçekleştirdi.
Sonuç olarak temel gömülü bireyin yerel beslenme alışkanlıklarına sahip olduğu, ancak diğer iki bireyin uzak bölgelerden geldiği ortaya çıktı. Araştırmacı sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradaki ikincil gömüler, yerel olmayan bireyler olarak tanımlandı ve yaşayan sakinlerle gömülü ataları birbirine bağlayarak yaşayan torunlara yer açmak için kullanılan atalar olarak belirlendi.”
Kısacası Journal of Anthropological Archaeology’de yayımlanan çalışmaya göre Dancer Group’ta ölen ilk kişi, atalarının başka yerlerden getirilen kalıntılarıyla birlikte gömülerek yeni kurulan hanenin kökenleriyle bağ kurması sağlanmıştı.
Kaynak:

Maya uygarlığı hakkında yeni detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Orta Amerika ülkesi Belize’de bulunan 2.000 yıllık bir mezar, bu eski uygarlığın taşınma gelenekleri hakkında önemli bilgiler sağladı. Araştırmacılar, bölgenin ilk sakinlerinin yeni yerleştikleri evlerine atalarının ruhlarını taşımak amacıyla kemiklerini yanlarında götürmüş olabileceğini ortaya koydu.
MÖ 300 ile MS 250 yılları arasındaki Geç Preklasik döneme tarihlenen mezar, Dos Hombres adlı eski Maya şehrinin yakınlarında bulunan ve “Dancer Group” olarak bilinen sıradan bir konutta keşfedildi. Araştırmacı Angelina J. Locker, mezarda bulunan parçalanmış iskeletin yanı sıra iki farklı bireye ait dişleri de analiz etti.
İskeletin yanında bulunan midye kabukları yığını, bu kişinin muhtemelen bir deniz ürünü ziyafeti ile anıldığını ve Dancer Group’un kurucu atası olduğunu düşündürüyor. Daha önce diğer insan kalıntılarının kurucu ataya kurban edilmiş bireyler olduğu öne sürülmüştü. Ancak Locker bu iddiayı sorgulayacak bazı kanıtlar sundu.
Dancer Group’un elit olmayan bir konut olması, burada yaşayan bireylerin insan kurban etme olasılığını azaltmaktaydı. Ayrıca kalıntılarda kesik izleri bulunmaması da kurban teorisini zayıflatıyordu.

Maya Halkı Atalarıyla Kemikler Aracılığıyla Bağ Kuruyordu
Locker, alternatif bir açıklama getirerek Maya inanışında bedenin birçok parçaya bölünebildiğini, bunlardan birinin “ruh nefesi” anlamına gelen Ik olduğunu ve genellikle ağız ve çeneyle ilişkilendirildiğini belirtti.
Araştırmacı konuya dair, “Ataların özlerinin Ik ile bağlantılı olduğuna inanılıyordu ve bu nedenle bedenleşmiş form, özellikle dişlerde yaşıyordu,” ifadelerini kullandı ve bu sebeple mezarda bulunan dişlerin, kurucu atanın kendi atalarına ait olabileceğini ve ev halkının kökenleriyle bağını sürdürmek amacıyla başka bir yerden getirildiğini öne sürdü.
Locker, teorisini doğrulamak için mezardaki üç bireyin kalıntıları üzerinde izotop analizleri gerçekleştirdi.

Sonuç olarak temel gömülü bireyin yerel beslenme alışkanlıklarına sahip olduğu, ancak diğer iki bireyin uzak bölgelerden geldiği ortaya çıktı. Araştırmacı sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradaki ikincil gömüler, yerel olmayan bireyler olarak tanımlandı ve yaşayan sakinlerle gömülü ataları birbirine bağlayarak yaşayan torunlara yer açmak için kullanılan atalar olarak belirlendi.”
Kısacası Journal of Anthropological Archaeology’de yayımlanan çalışmaya göre Dancer Group’ta ölen ilk kişi, atalarının başka yerlerden getirilen kalıntılarıyla birlikte gömülerek yeni kurulan hanenin kökenleriyle bağ kurması sağlanmıştı.
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.