Ayın konusu Kur'an nasıl bir kitaptır?

Kasım Ayı boyunca Kuran'ı n nasıl bir kitap olduğunu konuşalım dedik.

İndiği zamandan bu yana neredeyse herkesin üzerine konuştuğu bir kitap olan Kur'an'ın bizim hayatımızdaki yeri nedir?
Vahy hayatımızı nasıl anlamlı kılar?
Vahyin hayatımızdaki yeri nedir?
Bu ve benzeri bir çok soruya cevap arayacağımız Kur'an konusunu gündeminize açıyorum.


Amacımız kimsenin Vahy hakkında konuşmasını engellemek değil, herkesin Vahy anlayışının ne olduğunu anlamaya çalışmak ve bu bağlamda ufkumuzu genişletmektir.

Muhakkak Kuranın bir çok tanımı vardır, herkes hayatındaki yerini farklı konumlandırabilir ama Kuranın hiç bir tanımı diğeri ile çelişemez. Zira vahy tektir. Tek bir tanımı olmayabilir ama birbiri ile çelişen tanımları da yoktur. Bu yüzden nedirliğinden çok nasıllığı üzerine konuşmayı daha uygun gördük.

Kur'an nasıl bir kitaptır?
Hayatımızdaki yeri nedir?

Kuran-ı Kerim, Cebrail A.s. vasıtasıyla son peygamber olan son ümmetin nebisi Muhammed Mustafa S.A.V. İndirilen hak kitaptır.

Tümüyle Allah’ın kullarına hayatlarını hangi düsturla yönlendirebileceğini mükemmel bir şekilde delilleriyle sunmuştur.

@Murat konumuzu gördün mü

Kur'an-ı Kerim,
İlk muhatap olanların gözüyle Resûlullah sallallahu aleyhi vesselam ve Güzide Ashabı kiramın hayatlarindaki anlam aslında bize bir yol gösteriyor ve bu yol önümüzü aydınlatmada en büyük meşale dir.

Yürüyen Kuran olan hayatın her zerresine müdahil olan ve onla yaşayan bir peygamberin,
Devemiz bile kaybolsa biz Kur'an'a başvururuz diyen Ashabın , Onların yolu yolumuzdur diyen tabiinlerin ,İslam'a hurafe ve israliyet Hadisleri ni yerleştirmeye kalkisanlara set olup 5 bin hadisi ravisiz dir diye kulliyatda kaldıran Abbasilerin,
İslam'ın sancaktari ve Kudüs için bir gün bile tebessümü kendine haya gören Eyyubilerin ,tren yaylarina bile keçe döşeyen Osmanlı'nın bakış açıları ve hayatlarındaki Anlamı bize cizecegimiz yolda en büyük meşaledir.

Kuranı Kerim Mekke müşriklerin Resûlullaha yaptığı teklif gibi 6 Ay lik yönetim le bizi yönetebilirsin deki teklif vahyin bir toplulugun bütün konularina müdahil olduğu görülmektedir ,

Yönetim biçiminden ,ekonomi ,iktisati ,siyasi,Askeri,Ailevi bütün konularda yol gösteren ,insanın Kısaca A dan Z ye kadar yapması gereken leri içinde bulunduran ,Vahiyle insanla konuşan Kuranı kerim ,Bize her zaman yapmamızı gereken ,yapılmadigi takdirde uyaran Ayetler ile ültimatom veren ,yıllar geçtikçe anlami hayatımızda daha çok yer edinen kısacası genclesen ,gerçekleşen Kuranı kerim hayatımdaki yeri bu olması lazım iken ne yazik ki ! Eksiklerimiz ve hatalarımız ,yüzünden gün gitdikce uzaklasmaktayiz , uzaklaşıyor,

Bir adıma bin adım ile muhatap olmak isteyen Ayetler bizle muhatap olmak isterken bizler nefsimizin gücüne yeniliyor ,uzaklasiyoruz.

Yine ne yazık ki !
Odamızin bir duvarinda eskiden asilirken şimdi Raflarda toz içinde tuttuğumuz Kuranı kerim ya Ramazan Ayında yada başımıza bir şer geldiginde açıyor ,işimize gelen Ayetleri okuyor , yerine bırakıyoruz .

devam edecek

Bir kişiyi tanımanın en kolay yolu kişiye kendisini sormaktır. Sizi sizden daha iyi tanımlayacak kimse bulamazsınız.
Dolayısı ile vahyi tanımak içinde ilk baş vuracağımız kaynak yine kendisidir.
Ben yazı dizime vahyin kendisini tanıttığı ayetleri kavramsal olafak kısaca ele alarak ay boyu konuya katkı sağlayacağım.

O Kur'andır...

Gerçekten o değerli bir Kur'an'dır" (56/Vakıa, 77).

Yani o Bir okumadır, bir söylem ve bir öğretidir.
Biz onu bu ayette kendisini çok açık ve net tanımladığı adıyla "Kuran" olarak tanımlarız. Çünkü onun bize söyleyecekleri bize öğreteceği çokça şeyler var. O yüzden o bir söylem bir öğretidir.
O halde Kuran tam olarak buradaki kullanımıyla ne anlama gelir ona değinelim
Kuran, okumak eyleminden türemiş olup okunduğunda anlaşılan şey anlamındadır. Bu çerçevede epeyce konuşacağız.
Şu halde söylem sahibi olması ve öğreti için kullanılacaksa anlaşılması kessinlikle zorunludur. Siz anlamadığınız, ne dediğini bilmediğiniz bir şeyi okurmusunuz? Diyelim ki okudunuz peki ondan ne kadar faydalanabilirsiniz?
Onu diğer kitaplardan farklı kılan şeyi nasıl keşfedeceksiniz?
İşte tamda bu yüzden adı Kuran...
Okunduğunda anlaşılan şey...


Devam edeceğim...

Şimdi okuduğum kitaptan alıntı. Aslında kitap için yazılmış yorum, biz Kur'an ı düşünerek okuyalım

Akıllı bir kimse bu kitabı anlayıp, sonuna kadar öğrenince, faydalanabilmesi için öğrendiği ile amel etmesi, onu, doğrultusundan sapmadığı bir örnek kılması gerekir. Bunu yapamazsa onun durumu şuna benzer: Anlattıklarına göre, adamın biri uyurken bir hırsız duvardan aşıp evine girmiş. Ev sahibi bunu fark etmiş ve içinden şöyle demiş: 'Ne yapacağını görmek için susayım, onu tedirgin etmeyeyim ve fark ettiğimi bildirmeyeyim; Tam istediğine ulaşınca kalkıp keyfini bozayım'. Adam böyle düşünürken hırsız da gidip gelmeye başlamış. Bulduklarını bir yerde toplamak için gidip gelmesi uzayınca adamı uyku basmış ve uyumuş, Hırsız istediğini yapmış ve rahatça çekip gitmiş. Adam uyanmış ve bakmış ki, hırsız eşyayı alıp gitmiş; bunu görünce kendisini kınamaya başlamış ve anlamış ki hırsızı fark etmesi ona bir fayda sağlamamıştır; zira bu bilgiyi gerektiği gibi kullanmamıştır. (Kelile ve Dimne 47. Sayfa)

Qasem sayın hocam, bu kopyala yapıştır sayılmaz. Kendim yazdım Aslında bir kaç örnek daha var yazacaktım, uzun yazılar okunmadığı için yazmadım

@Kenshi sayın hocam, konuyla ilgili düşüncelerini okumayı isterim

Müttakiler için rehber olan 'bir kitaptır'.

Kitabın ilk ayetlerini hatırlıyorsunuzdur. "Hudden Lil mutakin" dedikten sonra hem muttakilerin kim olduğunu hemde bu kitabın mutakiler için bir yol gösterici olduğunu zikrediyor Allah...
O halde bu kitap gideceğiniz yol ve belirlediğiniz hedef için bir tabeladır. Tabelayı doğru okumak ve yönü doğru tayin için onu anlamak gerek. Bu yüzden ilk olarak o bir Kur'andır dedik yani anlaşılmayı bekleyen, ve sonrasında dedik ki 'o bir kitaptır' Ve ekledik ' muttakiler için yol gösterici olan..'

Devam edeceğim...

Bakalım vahy bu konuda ne diyor ;
"Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu Kitap (ilahi kelam), muttakiler için rehberdir" (2/Bakara, 2; Ayrıca bkz. 2/89, 129, 151, 231; 3/3, 7, 164; 4/105, 113, 127, 136 vd.).

Yazılı olarak indirilmemiştir. O sözlü bir hitaptır (Bkz. 6/7).

@AsyA, bizlerin durumuda ona benzer, gören bilen ama zamanını beklerken bir türlü zamanın hiç gelmediği bir durum...

Çoğu bilgi yazılmış
Kur'an'ın açığını bulmak için 10 sene araştırma yapan papaz sonunda müslüman oluyor. Kur'an mucizedir..

"Onda doğruluğu kesin ve açık hükümler taşıyan kitaplar (hitabeler) vardır" (98/Beyyine, 3; Ayrıca bkz. 4/82; 10/37; 18/1; 32/2; 39/28; 80/11-16).

"Gerçek şu ki o (Kur'an) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür (Kavlü'n Fasl)" (86/Tank, 13; ayrıca bkz. 7/52).


Apaçık ve anlaşılır bir kitap olduğunu söyler. Yani hükümleri net ve herkesin anlayabileceği açıklığa sahiptir. Onu anlamak için çok başka yollardan dolanmaya gerek yoktur. Yani' Kayyim'dir

Yine keskin ve net çizgileri olan, doğruyu yanlıştan ayırt edici, kendi deyimi ile 'Kavlun Fasl' dır.

Onda çelişkiler bulanlar vahyin kendisini anlamayan ve onu kendince yorumlayanlardır.

"Söylenen her sözü dikkatle dinleyen ve onların en güzeline (ahsenü'l-kavl) uyan (kullarıma müjde) çünkü Allah'ın hidayetine mazhar olanlar onlardır ve onlar akıl sahipleridirler" (39/Zümer, 18).

Kur'an sözün en güzel olanıdır. Bu yüzden vahy tebliğ ederken sözün en güzelini en güzel şekilde ifade etmemizi ister. Müzemmil suresi 5. Ayette belirttiği üzere vahy ağır bir sorumluluk yükler insana. Haliyle sorumluluk eğilip bükülmeden ama en güzel şekilde ifade edilir


Şu halde sözün en güzeline uymak sadece yetmez. Onu en güzel haliyle yaşamak ve yine en güzel usul ve uslup ile anlatmak icab eder...

Yine kitaptan bir bölüm yazacağım siz Kuran'ı Kerim i düşünerek okuyon

İşte bu kitabı okuyup içindekini anlamayan, görünür veya gizli hedefini kavramayan kimse de böyledir; Gördüğü yazısından ve nakşından hiçbir fayda elde edemez. Tıpkı kendisine sağlam bir ceviz verilip de onu kırmadıkça istifade edemeyen bir adam gibi. Bir başka benzeri de şudur: Adamın biri insanların güzel konuşmalarının sırrını öğrenmek istemiş ve güzel konuşma ilmini bilen, alim bir arkadaşına gelerek güzel konuşma ilmini öğrenmeye ihtiyacı olduğunu söylemiş. Arkadaşı da sarı bir kağıt üzerine güzel konuşmanın kaidelerini, şekil ve nevilerini onun için yazmış. Adam bunu alıp evine gelmiş ve manalarını anlamadan tekrar tekrar okuyarak ezberlemiş. Sonra bir gün, bir ilim ve edebiyat meclisinde bulunup oradakilerin konuşmalarına katılmış. Ağzından hatalı bir kelime çıkmış, oradakilerden birisi: "Hata ettin, doğrusu senin söylediğin gibi değildir" deyince, "Sarı sayfayı okumuşken ve o hala evimde iken nasıl hata ederim" cevabını vermiş. Böylece özrü kabahatinden büyük olmuş ve bu da kendisini cehalete biraz daha yaklaştırıp edebiyattan uzaklaştırmış.

Kelile ve Dimne sayfa 47


@Murat devam edecektin unuttun mu konuyu

@Hejir sende konumuza katkıda bulunmak ister misin