- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,764
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,837
- Puanları
- 113
KISKANÇLIK/HASED
"Bankada çalışan bir arkadaşım ihtiyaç kredisi başvurularının son on yılda çok hızlı arttığını söylemişti.
Anlattığına göre bir müşterisine sohbet sırasında parayı ne yapacağını sormuş, o da eşinin çok baskı yaptığını, mobilyaları değiştirmek istediğini, sırf artık sussun diye kredi çekmeye karar verdiğini söylemiş. "Çok böyleleri" diyor. Kimi arabasını değiştirmek için, kimi oturduğu semti değiştirmek için, kimi de eşyalar için geliyormuş.
Bana çok enteresan gelmişti.
Hangi güçlü, bastıramadığı bir duygu insanı borç yükü altına sokar ki?
kıskançlık...
O kıskançlık ki, Şeytanı rahmetten kovduracak, Yusuf'u kuyuya attıracak, ülkeleri yıkıp savaşlar başlatacak kadar güçlü bir duygu.
"Benim neyim eksik" ile başlayan bir sürecin kestirilemeyen sonuçları yüzünden yeni ihtiyaçlar (!) bulan insanların, nasıl yaprak gibi savrulup durduğunu görünce hüzünleniyorum tabi .
Filanca tatile gitmiş o zaman biz de gidelim, komşular yazlık almış biz de alalım, kaynımgiller arabayı değiştirmiş biz de değiştirelim, onun çocuğunun ayakkabısı markalı benimki neden giymesin ....vb ile bir kuyuya düşen insanların, nasıl cennetten kovulduklarına, nasıl şeytanlaştıklarına şahit oldukça kahroluyor insan.
Bazen bu kıskançlık, "ben yapamıyorum o da yapmasın" ile kendini gösterirken, bazen "neden o yapıyor ben yapamıyorum" ile gösteriyor. Bazen de "sadece ben yapayım benden başka kimse yapamasın" olarak ortaya çıkıyor.
Sabretmeyen kadın başkasının evliliğini kıskanıyor kıyaslıyor, şükretmeyen adam başkasının malına göz dikiyor.
Ben şu dünyada sabır ve şükür ipine sarılmayan hiç kimsenin mutlu olduğuna şahit olmadım.
En azından ben olmadım...
Hepsini geçtim de cennetten kovulmayı göze almaya değer mi?"
Ezgi Akgül
"Bankada çalışan bir arkadaşım ihtiyaç kredisi başvurularının son on yılda çok hızlı arttığını söylemişti.
Anlattığına göre bir müşterisine sohbet sırasında parayı ne yapacağını sormuş, o da eşinin çok baskı yaptığını, mobilyaları değiştirmek istediğini, sırf artık sussun diye kredi çekmeye karar verdiğini söylemiş. "Çok böyleleri" diyor. Kimi arabasını değiştirmek için, kimi oturduğu semti değiştirmek için, kimi de eşyalar için geliyormuş.
Bana çok enteresan gelmişti.
Hangi güçlü, bastıramadığı bir duygu insanı borç yükü altına sokar ki?
kıskançlık...
O kıskançlık ki, Şeytanı rahmetten kovduracak, Yusuf'u kuyuya attıracak, ülkeleri yıkıp savaşlar başlatacak kadar güçlü bir duygu.
"Benim neyim eksik" ile başlayan bir sürecin kestirilemeyen sonuçları yüzünden yeni ihtiyaçlar (!) bulan insanların, nasıl yaprak gibi savrulup durduğunu görünce hüzünleniyorum tabi .
Filanca tatile gitmiş o zaman biz de gidelim, komşular yazlık almış biz de alalım, kaynımgiller arabayı değiştirmiş biz de değiştirelim, onun çocuğunun ayakkabısı markalı benimki neden giymesin ....vb ile bir kuyuya düşen insanların, nasıl cennetten kovulduklarına, nasıl şeytanlaştıklarına şahit oldukça kahroluyor insan.
Bazen bu kıskançlık, "ben yapamıyorum o da yapmasın" ile kendini gösterirken, bazen "neden o yapıyor ben yapamıyorum" ile gösteriyor. Bazen de "sadece ben yapayım benden başka kimse yapamasın" olarak ortaya çıkıyor.
Sabretmeyen kadın başkasının evliliğini kıskanıyor kıyaslıyor, şükretmeyen adam başkasının malına göz dikiyor.
Ben şu dünyada sabır ve şükür ipine sarılmayan hiç kimsenin mutlu olduğuna şahit olmadım.
En azından ben olmadım...
Hepsini geçtim de cennetten kovulmayı göze almaya değer mi?"
Ezgi Akgül