KATIKSIZ BİR ÖZGÜVENLE...
Eskiden, "Çocukken bi kere camiye gitmiştim. Orada bir adam bana bağırdı, sonra dinden soğudum" türünden açıklamaları aşırı ciddiye alırdım. Hatta, sanki bağıran benmişim gibi suçluluk duyar, "Müslümanlar adına" üzülür, özeleştiriye girişirdim.
Sonra, Allah'ın kuluna hidayet için "tek bir fırsat" vermediğini, karşımıza sürekli uyarıların çıkmaya devam ettiğini, dış etkenleri suçlayarak dinden uzaklaşanların genellikle kendi hevalarına uyduğu için öyle davrandıklarını gördüm.
Günümüzde giderek yaygınlaşan bir trend var:
Müslümanlar, inandıkları her konuda savunmaya geçmeye, sürekli kendilerini suçlamaya ve her suçu üstlenmeye zorlanıyor. İmanını müdafaaya gücü yetmeyenler de pes ediyor ve başka uçlara savruluyor.
Sağlam bir imanı takviye edecek olan şey, katıksız bir özgüvendir. İnkâr da iman bir biçimi ve inkârcılar kendi imanlarını gayet özgüvenli biçimde sahipleniyor. O halde Müslümanlar da, ayaklarını nereye bastıklarını bilmeli ve inandıklarını iddia ettikleri şeyleri cesurca sahiplenmeli.
| Taha Kılınç
Eskiden, "Çocukken bi kere camiye gitmiştim. Orada bir adam bana bağırdı, sonra dinden soğudum" türünden açıklamaları aşırı ciddiye alırdım. Hatta, sanki bağıran benmişim gibi suçluluk duyar, "Müslümanlar adına" üzülür, özeleştiriye girişirdim.
Sonra, Allah'ın kuluna hidayet için "tek bir fırsat" vermediğini, karşımıza sürekli uyarıların çıkmaya devam ettiğini, dış etkenleri suçlayarak dinden uzaklaşanların genellikle kendi hevalarına uyduğu için öyle davrandıklarını gördüm.
Günümüzde giderek yaygınlaşan bir trend var:
Müslümanlar, inandıkları her konuda savunmaya geçmeye, sürekli kendilerini suçlamaya ve her suçu üstlenmeye zorlanıyor. İmanını müdafaaya gücü yetmeyenler de pes ediyor ve başka uçlara savruluyor.
Sağlam bir imanı takviye edecek olan şey, katıksız bir özgüvendir. İnkâr da iman bir biçimi ve inkârcılar kendi imanlarını gayet özgüvenli biçimde sahipleniyor. O halde Müslümanlar da, ayaklarını nereye bastıklarını bilmeli ve inandıklarını iddia ettikleri şeyleri cesurca sahiplenmeli.
| Taha Kılınç