Bir Sosyal Sorun Olarak Şiddet
Hayatın hemen her alanında karşımıza çıkan şiddet temelde güçlüden güçsüze yönelen bir olgudur. Zaten insan, karşısında kendini güçsüz hissettiği birinden çekinir ve ona öfkesini göstermez. Ancak karşısında güçlü hissettiği kişiye ve onun güçsüzlüğü oranında öfke gösterir. Gücün ne olduğu ve nasıl elde edildiği ise kültürel bir konudur. Günümüzde para, statü, fiziki güç nedeniyle kendini güçlü hisseden insanlar, bunlara sahip olmayanlara karşı öfkelerini pervasızca, sınırsızca yöneltir. Ve şiddetin kurbanı sadece kadınlar değil, mülteciler, çocuklar, engelliler, yoksullardır.
Vahşi kapitalizm insanlar arasında rekabete yol açar ve bu da hırs, açgözlülük, bencillik, haset gibi ahlaki zaafları besler. Şiddetin nedenlerinden biri olan aşırı yoksulluk da vahşi kapitalizmin bir sonucudur. İnsanların birbirinden habersiz olması, birbirinin sorunlarına karşı duyarsızlaşması, toplumsal denetim mekanizmalarının azalması/yok olması da postmodern döneme ait sonuçlardır. Cinayete varan şiddet eylemlerinin faillerine bakıldığında sıklıkla uyuşturucu kullanımı ve alkole rastlanır.
Sosyal nedenlerin dışında insanları şiddete yönelten bireysel nedenler de incelenmelidir. Pornografi, özellikle ergenlik döneminde, beyindeki karar verme mekanizmalarını bozar. Alkol ve madde kullanımı muhakemeye engel olur. Zevk merkezli yaşamak, sadece zevk aldığı şeyleri yapmak insanın kendi üzerindeki kontrolünü zayıflatır. Bireycilik, insanın sadece kendini düşünmesi, başkalarına karşı duyarlı olmaktan ve başkalarını anlamaktan gittikçe uzaklaştırır. Kötü geçirilen bir çocukluğun ağır izleri insanları mağdur olmaya ya da başkalarını mağdur etmeye götürür. Bazıları duygusal açlığını başkaları üzerinde baskı kurmaya çalışarak giderir.
Bunların İslami yaşam tarzı ile engellenebilir olduğunu rahatlıkla söyleyebilir ve hatta bunu bir çözüm olarak da öne sürebiliriz. Ancak yeterli olmayacaktır. Zira kendini İslam'a nispet ederek yaşayan kitleler dahil hemen herkeste güç paraya/statüye vs. dayalıdır, gücü olan güçsüz olan üzerinde dilediğini yapma cüretini kendinde bulur. Gücü üzerindeki tasarruf yetkisini sadece Allah'a has kılan insanlar azınlıkta. Bu nedenle insanları şiddete yönelten ya da maruz bırakan nedenleri anlamak gerekir.
Dergimizin Yazarı Esra Saraç Ay dan bir alıntıdır.